bildirgec.org

oğul hakkında tüm yazılar

Düğün

Kuduz maymun | 17 February 2010 09:19

Hava karardıktan sonra kalkmak aklına geldi. İleride tarlalar uzanıyor. Sağ yanında ayazma, yüksek otlar. Yolun aşağısından, derenin mezarlık yanı tarafından çıngırak sesleri geliyor. Havlamalar. Ezan çoktan okundu. Bir kalkacak oldu, bir kalkmayacak. Bir şey de hazırlamadı daha. Ne desin gidince. Ertesi gün Anafor’un kahvesinde duyulur artık. Gündüz vakti; Şevki’nin oğluyla Yakup’un yanına kıçın kıçın yanaştığı. Yanaştığı değil. Bilmiyorlar onu bilmiyorlar. Korkak değil. Adam aslında adam. Ama gösteremiyor. Selam verdi. Almazlar. Almasınlar. Aldılar ama bu sefer. ‘Aleykümselam Çopur. Gelsene be ne duruyon’ Gitmeyecek. Çağırdılar diye gitmek mi lazım. Babası olmasa daha iyi ya. Babası var. Çok kızıyor. Babası görmese arkadaşlarını. ‘Ben sana gitme demedim mi o deyyusların yanına!’ Turan’ın kahvede yakalandı geçende. Ümmühan’ın torunuyla bakkalın oğlu da var aralarında.

Kapı Sesi

power06 | 09 September 2009 16:54

Üzerindeki yorganı sanki bir ayıyla boğuşuyormuş gibi güç bela açarken nefes nefese kalmıştı yine. Güçlükle doğruldu yataktan. Dizleri, ah o kopasıca dizleri… Nasıl da sızlıyordu namussuzlar. Rutubetten sıvaları çatlamış, duvarları yosun tutmuş bu köhne otel odasında iyice azmıştı romatizması. Ama başını sokacak bir çatısı olduğuna şükretmekten başka da ne yapabilirdi ki. Yedi yüz elli lira emekli maaşı ile Hilton’da kalacak hali de yoktu zaten! Yatağının başucundaki sedef kakmalı, eski bir dosttan hatıra olan bastonuna uzandı. Yetmiş sekiz yılın yorgunluğuna artık isyan eden dizlerinin üzerinde güçlükle doğruldu ve her sabah yaptığı gibi, o berbat odadaki en sevdiği eşyası olan, camın önündeki pejmürde koltuğa atıverdi kendini. Tam o sırada kapı çalınmıştı; tık, tık, tık… Kapı sesini duymasıyla içindeki umut kırıntıları birden çoşkun bir sel gibi dışarı taştı. O mu gelmişti yoksa?Sonunda arayıp bulmuş muydu kendisini? On beş yıl, tam on beş yıl sonra gelmiş miydi yoksa?Olabilir miydi? Bu bir anlık umudu otelin temizlikçisi Neriman’ın tiz sesi boğmuştu yine.

OĞLUMUN OĞLU, KOCAMIN KARDEŞİ

teacher07 | 20 July 2009 14:28

Herhangi iki kadın, birinin kucağında çocuk… Çocuğu annesinin kucağından alan öbür kadın çocuğu şöyle sevmektedir:

Ah! Güzelim! Oğlumun oğlu da, kocamın da kardeşi…
“Yuvarlak Pasta” yazısında onnupro’ya soracaktım. Zamanım uygun olmadığından, ilgilenemeyeceğimden soramamıştım. Buyurun beyin cimnastiğine…

“Oğlunun oğlu, kocasının kardeşi” nasıl olabilir?

Not:

A herhangi bir kadın. B de herhangi bir kadın. A’nın çocuğu vardır, B bu çocuğu alır “Oğlumun oğlu, kocamın kardeşi diyerek sever.

hayatın yankıyla bağlantısı

miss ladybird | 28 December 2008 18:56

Yankı nedir?
Hayat ile alakalı birşeydir yankı. Hayat da aslında yankıdan ibaret değil midir? Siz hayata nasıl yaklaşırsanız O da size öyle yaklaşır. Siz sevgi ile yaklaşırsanız hayat da size sevgi ile yaklaşır…
Bir baba oğul dağa çıkmışlar.Çocuğun ayağı kaymış “aaa” diye bağırmış. Uzaklardan bir ses gelmiş “aaa” diye. Çoçuk şaşırmış. “Baba biri var.” demiş. Sonra Çocuk “sen kimsin?” diyee bağırmış sesi çıktığı kadarıyla.Sonra bir ses gelmiş “sen kimsin?” diye. Sonra çocuk sorusunun yanıtını alamayınca “Sen bi korkaksınnn!” diye bağırmış. Sonra ses yine gelmiş “Sen bi korkaksınnn!” diye… Sonra çocuk bir kez daha bağırmış. “Sen çok kötüsün!” diye.Ses geri gelmiş “Sen çok kötüsünnnn!”.Çocuk cok Şasırmış ve babasına dönerek “Baba neden böyle yapıyor?” diye sormuş.Babası da “Bak dinle diyerek bağırmaya başlamış…”Sen bir harikasınnn!!! ” ses yeniden gelmiş “Sen bir harikasınnn!!!”…Adam bağırmış “Sen mükemmelsinnn!!!” ve ses tekrar geri gelmiş “sen mükemmelsinnn!!!”… Sonra baba oğluna dönerek bunun adı yankıdır oğlum. Hayat da bir yankıdan ibarettir. Sen hayata ne verirsen onu alırsın! demiş…

BEN MAHKUMA MAHKUM

usttire | 24 June 2008 11:36

...

Anam toprak
Anam ecele mahkum
Babam hapiste ben yanında
Babam mahkum
Ben mahkuma mahkum
Yakışmadı baba bu sana
Benim kaderime yakışmadığı gibi…
Anam masum
Babam haksız
Bense kayıp…

babanın ismini al istedim

bahard17 | 26 October 2007 13:04

sana bir babanın ismini vermeyi istedim birde yiğit adını baban gibi yiğit ol istedim. nasıl ki ben seni biliyorum tanıdığım en dürüst adamsın dediler ona sende onun yolundan git istemiştim. ama şimdi okadar uzakki ismin cismin şeklin ve en kötüsü hayalin bile uzak artık. belki geldiğinde bırakmamalıydım seni dinlemeseydim keşke o kulağımda çınlayan beynimi kemiren binlerce sesi. yapamadım işte olmadı oğlum güçsüzdüm sesim çıkmadı bağırıp haykıramadım canım olduğunu adını bile koyduğumu hayallerimde yüz hatlarını çizdiğimi diyemedim. şimdi af dilesem sende affedebilirmisin senden vazgeçen anneni

oğlum

mmehtapp | 17 October 2007 11:58

dünyadaki en özel, en güzel, en değerli şey çocuklar olsa gerek.benim iki tane var.onlar büyüdükçe benim yaşlanmam acı bir gerçek olsa da onların büyüyüp değişmelerini, öğrenmelerini izlemek bana müthiş keyif veriyor.sadece paylaşmak istedim.oğlum çok komik oluyor bazen.o beş yaşında.geçenlerde araba ile eve dönüyorduk.biraz trafik vardı ve durduk.tam o sırada arabanın önünden çarşaflı bir kadın geçti. oğlum bağırmaya başladı: anne anne bak yorganlı kadın….
yine başka birgün arkadaşıma gidiyorduk.bolca ineklerin olduğu küçük bir belediye burası.neyse ineklerin çokluğundan tezek kokuları sardı etrafımızı.bizimki burnunu tuttu ve şöyle dedi: öööööööffffff, bu ineklerin popolarını silmiyorlar mı?!….
arkadaşıma vardık.bir süre sonra oğlum sessizce yanıma sokuldu ve sordu:anne onun adı neydi?adını yine kaybettim….
o gece arkadaşımda kalmaya karar verdik.arkadaşımın kızı(o yirmi yaşında) oğluma, hadi gel beraber yatalım dedi ve oğlumun unutulmaz sözleri hala kulaklarımda çınlıyor.şöyle kabardı bir elini de havaya kaldırdı ve şunları söyledi:erkek adam kızlarla yatmaz….
kopmuştuk.ama o kadar tatlılar ki insan bazen hep öyle kalsınlar hiç büyümesinler istiyor.oğlumun ve kızımın tüm güzel anılarını mutlaka yazıyorum .bunları onlar büyüdüklerinde daha güzel birer deftere kendi el yazımla yazıp hatıra olarak saklamaları için vermeyi düşünüyorum.böylece onlar da büyüdüklerinde çocukluklarını istediklerinde daha güzel hatırlayabilecekler.çocuklarımı çok seviyorum….

hiç görmediğim bir oğlum var

nevdalist | 04 October 2007 09:41

Bir internet sitesinde tanıştık onunla. Fotoğrafını gördüm, “evet bu” dedim. Neden onu seçtiğimi başta hiç bilmiyordum. Sonra buldum. Benim gibiydi o da…..Fotoğrafı çekilirken, objektife bakamıyordu. Gözlerini kaçırmış, başka yöne bakıyordu. “Bir çift göz bana bakıyor, ben nasıl ona bakabilirim” bu yüzden objektife hiç bakamıyorum. İsmi önemli değil, bu hikayenin kahramanı o.

Bir malı seçer gibi şuradan onu seçtim. Uzak bir yerdeydi, hiç karşılaşmadık bu yüzden. Ona fotoğraflar gönderdim, o da bana. Birbirimize mektuplar yazdık.