bildirgec.org

öğretmen hakkında tüm yazılar

Ögretmenlik kolay mı, zor mu?

Yavuz AYKUT | 17 August 2009 10:05

Arkaaşlar size göre öğretmenlik kolay mı zor mu?

bir çok öğretmen arkadaşımdan bu sorunun cevabını aldım kimisi zor kimisi kolay diyor.
ama önemli olan neden zor neden kolay

tabiki sadece öğrencilerle uğraşmak ve eve iş götürmek bazında bakmayalım olaya parası ve tatilleri ile de masaya yatıralım.

Mektup-1: Regl Olsun Lan!…

Kuduz maymun | 11 August 2009 16:30

Öküz.
Öküz.

Merhaba.
Bugün keyfim yok. Niyedir, bilmiyorum. Ne kadar sinirleneceğim anım varsa aklıma üşüşüyor. Hatta vaka anında sinirlenmediğim, o anda birşey ifade etmeyen söz ve jestler şimdi hatırlayınca mana kazanıp beni öfkelendiriyor.

Ben 11 yaşımdayken bir Sibel, vardı sınıfta. Sibel çok havalıydı. Ben çocuktum, o bir genç kızdı. Burnu havalarda, benim gibilerle konuşmazdı. İyice kabarttığı kısa saçları vardı. O yıllarda bir haftasonunda sınıfta bir hocamız ek ders yaptı. Az kişi geldi. Sibel de geldi. Aynı sıraya oturduk o gün. Öğretmen birşey yazdırıp düzenlememiz için bize süre verdi. Bir uğultu başladı. Ben defterime eğilmiş uğraşıyordum. Az sonra sanki saçıma üfleniyormuş gibi bir hisse kapıldım, başımı çevirdim: Sibel. İçimden tabii hayranlık duymuyor değildim ona. Ağırbaşlı koca kız. Sibel bana dönmüş anlayamadığım bir ağız hareketiyle kısa aralıklarla üflüyordu sanki. Dikkatle yüzüne baktım. O sıra ne olduğunu anladım. Sibel, artık ağzında (Silgi kırıntıları gibi) ne varsa, üfleyerek ve tükürerek bana gönderiyor. Çünkü ben dikkatle bakınca bazıları da yüzüme geldi. Çok şaşırdım. Ben ona bakınca Sibel bana: “Ne bakıyorsun, lezbiyen misin…” dedi. O sırada hakikaten çocuktum ve o kelimeyi ilk kez duymuştum o gün. Ne olduğunu anlamadım. Önüme döndüm. Yıllar sonra bir gün lezbiyenin manasını öğrendiğimde o kızın neden bana öyle yaptığına akıl erdiremedim.

İçine düşmeden…

philies | 06 August 2009 09:40

Ajanslara düşen bir haber: Sivas’ta Serkan Coşkun isimli bir öğretmen, tam bir Kurtlar Vadisi fanatiği. Genç öğretmen 97 bölümlük dizinin her bölümünde hangi konuların işlendiğini, dahası bütün bölümleri dakika dakika ezbere biliyor. Serkan Coşkun, iki ay sonra doğacak çocuğunun ismini de Polat koyacak.

Serkan Hocamızı tebrik etmemek elde değil. Tam 97 bölümü an an, kare kare, replik replik ezberlemek, her Türk gencine, her İngilizce öğretmenine, her Kurtlar Vadisi fanatiğine, dahası her Polat Alemdar’a nasip olmaz. Necati Şaşmaz’a sorsalar “47. bölümün 32. dakikasında ne dedin” diye, hatırlamaz mesela. Bence dizi ekibi Serkan Hoca’yı başarısından dolayı ödüllendirmeli, alıp güzel bir köşeye oturtmalı, korumalı, kollamalı.Serkan Hoca üstün başarısıyla yetinmemiş, dizinin her biri nevi şahsına münhasır karakterlerinin repliklerini ezberlemekle kalmamış tabi. Gittiği her yerde, eşine arkadaşlarına (muhtemelen okulda, İngilizce öğrettiği öğrencilerine, ders aralarında) İskender Büyük taklidi yapıyor, telefonu da –olmasa kabahat- “cendere cendere cendere” diye çalıyormuş. Dizi başladığında TV karşısına geçen Serkan Hoca, reklâm aralarında bile gözünü TV’den ayırmıyormuş.

al, bi de burdan yak!

Galanthus | 18 May 2009 15:14

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=936443&Date=18.05.2009&CategoryID=77

Öğretmenler & Akıllı Tahtalara karşı

november293 | 04 May 2009 15:23

akıllı tahta
akıllı tahta

Artık pek çok okulda akıllı tahta sistemi uygulanmaya başladı. Öyle ki taşra sayılabilecek yerlerde bulunan okullarda bile akıllı tahta görmek mümkün. (Bu konuda tavsiye için…) Ancak burada büyük bir sorun var: Öğretmenlerin teknik bilgisi ve istekli olmaları. Ne yazık ki e-posta yollamayı bile bilmeyen pek çok öğretmen var. Bunların çeşitli görsellerden faydalanarak sunumlar oluşturmaları ne yazık ki imkansız gibi… Sunum hazırlamayı bilenlerin çoğu da bu konuda oldukça isteksiz. Elbette ki bunun pek çok nedeni var. En önemlisi herhalde sunum hazırlamanın vakit alması ve bu emeğin herhangi bir karşılığının olmamasıdır. Öyle ya saatlerce uğraşıp çeşitli clipartlar kullanarak sevimli, cicili bicili sunumlar hazırlayacaksın ve karşılığı sadece gülen yüzler ve mutlu öğrenciler olacak… Manevi tatminle nereye kadar… Bu işin profesyonel olarak yapanlar da var elbette. Ama tabii ki çok küçük bir azınlık. Ya geri kalan öğretmenler… MEB bu konuya el atmalı ve olabildiğince çabuk bir şekilde öğretmenleri yardımcı kaynaklarla desteklemelidir.

çocuklar için resim yapabilecekleri boyama sayfaları

biSGen | 30 April 2009 18:04

Resim yapmak, çocuk için belki de en geniş anlamıyla kendini ifade ediş biçimidir. Zira bu sayede çocuğun kendi ve çevresi hakkındaki duygu ve düşüncelerini öğreniriz. Resim yapmanın daha pek çok yararlarını sayabiliriz. Söz gelimi; küçük kas gelişimi, bedensel, motor ve bilişsel gelişimi, estetik gelişimi vb…
Bu konuda biraz olsun açıklama arayanlara bu (Bedensel ve Ruhsal Gelişimin En Renkli Sırrı: Resim Yapmak/ Çetin Özbey) ve şu (Okul öncesi çocuklarda resim yapma becerisi kişilik yansıması ifade eder mi? ) linklerdeki yazıları okumalarını öneriyorum. Bir baba, bir eğitimci (her ne kadar branşım farklı olsa da) olarak epey işime yaradı benim.
Madem resim yapmak çocuk için bu kadar önemli/gerekli; anne-babalara, eğitimcilere bu konuda büyük sorumluluk düşüyor demektir.
Paylaşımı seven bir ailenin çocuğu olarak büyüdüm ve ben de aile geleneğimi bozmayıp elimdekileri (belki de Paulo Coelho’nun “Zahir” kitabında bahsettiği gibi “iyilik bankası”na yatırım yapıyorumdur, kimbilir…) paylaşıyorum.
Görev yaptığım okulda anaokulu öğretmeni olan arkadaşım, oğlum faydalansın diye çocuklar için boyama sayfaları, oyunlar, yap-boz’lar ve daha bir sürü faydalı etkinlik bulunan link yolladı bana. Ben de başka çocuklar da faydalansın diye sizlerle paylaşıyorum bu linkleri…
Merak etmeyin ona bu linkleri bildirgeç’te paylaşacağımı da söyleyip iznini aldım.
Ve ona söz verdiğim gibi; bu yazı, özlem öğretmene ithaftır.

http://www.123coloring.com/
++++

http://www.nationalgeographic.com/coloringbook/archive/
++++

ilk okulum

gulsey | 20 April 2009 14:55

Heyecan içinde sabah kalktım. Geceden uyuyamamışlığın verdiği mahmurluğa rağmen, annemin beni uyandırmasına fırsat vermeden. Düğmelerimi ilikleyip, beyaz kolalı yakalığımı taktım. Saçlarımı aynanın karşısında yapmaya çalışsam da beceremedim. Sabırsız ve biraz da telaşlı annemin uyanmasını sağlamak için gereksiz sesler çıkardım. Ve nihayet uyandırdım. Saçlarımı taradı, fazladan da öpücük kondurdu. Beni hazır ve nazır görünce gözlerinde ki şaşkınlık ifadesini hala unutamıyorum.

ilköğretim online e-dergi

biSGen | 23 March 2009 16:19

Yayım hedefini; “disipliner ve/veya disiplinler arası bir yaklaşımla, eğitim-öğretim sürecinin ilköğretim basamağında bilgi, kuram, öğretimde nitelik ve her türlü öğretim tasarım ve teknolojilerinin bu süreç içerisinde uygulamalarını tartışan yayınları yaymayı ve bu alanda bilgi üretimine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır” şeklinde ortaya koyan ve ilk sayısı 2002 tarihde yayınlanan ilköğretim online e-dergisi şu ana kadar 16 sayı yayınlanmış durumda. Ücretsiz olan e-derginin yayın kuruluna buradan, hakem kuruluna şuradan daha önceki Sayılarına ise buradan ulaşabilirsiniz. Tanım, kapsam, yayın hedefi ve iletişim için ise şurayatıklayınız. Eğer yazılarınızı araştırmalarınızı paylaşmak-yayınlatmak istiyorsanız da öncelikle şurayauğramanız gerek.
faydalı olması dileklerimle…

Eğlenceye Yapış!

simetra | 23 March 2009 10:29

3M’e bağlı Scotch, çocuklar, aileler ve öğretmenlere yönelik kapsamlı bir site yapmış. Oyunlarla ve evde yapılabilecek projelerle oldukça dolu dolu olan siteye, eğlenceye yapış adı verilmiş.