bildirgec.org

nefret hakkında tüm yazılar

Sabaha kadar 1

kopanisti | 24 March 2007 13:51

Cinayet masasındaki görevinde beşinci yılını doldurmuştu dedektif sıtrango, bir cinayeti aydınlatması 2 günü bulmayan yetenekli, parlak zekalı ve katil gibi düşünebilen ender dedektiflerden biriydi. sadece üyelerine açık olan lüks bir gece kulübünde gece yarısı başlayıp 45 dakika süren erotik şovda tek başına dans eden alabildiğine güzel ve alımlı sao paolo’lu fırançeska ile 9 yıldır beraber yaşıyorlardı. bu 45 dakikalık gösterisi için dedektifin 1 aylık maaşına yakın para kazanmasına rağmen, bunu hiçbir zaman konu yapmayan ve hatta kazancının tamamını sıtrango ve kendisinin sıradışı yaşamı için harcamaktan çekinmeyen fıranceska olağanüstü bir kadındı. Her brezilyalı genç kız gibi o samba okullarına gitmemiş, kazandığı burs ile Oksfordda okumuş fizik dalında çeşitli ödüller alarak doçentliğe kadar yükselmiş ancak aşkı için oksforddaki görevinden ve kariyerinden ayrılmakta hiç tereddüt etmemiş ve sıtrangonun peşinden fıloransaya kadar gelmişti. burada diplomasını sandığına kadırmış, ırkının özelliği onun peşini bırakmamış ve dansı ile gecede onbeşbin avro kazanacağı san lorenzo kulüpte dans etmeye başlamıştı. kararını sıtrangoyu ilk gördüğü anda vermişti, dünyaya yaşamak için geldiğini farketmiş ve bunu tam karşısında oturan esmer tenli, yakışıklı ile o anda başlatabilmek için vücüdundan çıkan ateşinin karşısındakinin vücüdunu da yakmasını derinden arzularken o’nu seyre dalmıştı. londrada kentaki fırayt çikın da yemek yerken, karşı masada oturan yakışıklı genci bu düşüncelerle seyrediyordu o akşam ve ilk göz göze geldikleri anda hemen gülümsemekten de çekinmemişti. akdenizli kanı bu güzeller güzeli kızın gülümsemesiyle birdenbire ateşlenmişti sıtrango’nun ve hemen tabağını kapıp kızın masasında almıştı soluğu. bir süre konuşmadan birbirlerine bakmışlar, sonra da tekrar gülümsemişlerdi. sıtrango’nun sıkotlınd yardda geçici görev ile londıraya ilk geldiği günün gecesiydi bu. kızarmış tavuklarını yerlerken havadan sudan konuşmuşlardı. françeska o’nu yemekten sonra evine kahve içmeye davet etmiş ama kahve bahane diyerek vücütlarından çıkan ateşi ancak sabaha kadar sevişerek söndürmeyi tercih etmişlerdi.

Kadınlar Ne onlarla Ne onlarsız

sbaskentli | 29 January 2007 13:28

Kadınlar dediğimiz zaman kimimiz gizemli bir dünyadan bahsedilirmişcesine irkilir , kimimiz tüm hayvani dürtüler ile hormanlarımızı ayaklandırır , kimimiz ise ürkerek kaçacak delik ararız.

Gerçekten de bilinmezlerin karanlık bir alemi gibi karşımızda sisli bulutların ardından belirerek hayatımıza giren ve erkek hayatında bir çok çizginin bilinçli ya da bilinçsiz olarak değşimine sebep olan gizli bir güce sahiptir onlar.

Aslında bir çok zaman yaratılışdan gelen sebeplerden dolayı kadınların hiç bir şey yapmasına gerek kalmadan biz erkekler sersem uzay taşları misali onların yörüngelerine kaptırıyoruz kendimizi.

Kadının nefret ettikleri

kopanisti | 28 December 2006 09:32

Kadınlar, erkeklerde bunlardan nefret ediyormuş, aman dikkat!
1.kirli tırnak
2.burun kılları
3.uzun bıyık
4.kulak kılları
5.sırt kılları
6.slip mayo
7.sarı dişler
8.ağız kokusu
9.pantalondan görünen çamaşır
10.altın takı
11.televizyon kumandası
12.tespih
13.ucuz koku
14.aşırı kaslı vücut
15.lömbür göbek
16.ter kokusu
17.beyaz pantalon
18.jöle yumağı saçlar
19.renkli lens
20.yumurta topuk
araştırmanın detayları burada.

OF’LU HOCA!

koza 68 | 11 December 2006 11:18

Büyük dedem, Sovyet Rusya’ya bağlı, Batum vilayetinde Ermeni çeteciler tarafından pusuya düşürülerek katledilmiş….
Bu olayın üzerinden yıllar geçti, konuyla ilgili çok ayrıntılı bir bilgiye de sahip değiliz…Dış işleri bakanlığı sorularımızı ;” O yıllara ait arşivlerin düzenlenme aşamasındayız bu konuda sizlere bilgi veremiyoruz” diyerek yanıtlıyor başvurularımızı…
Neyse derdim bu değil kimseye kinimiz yok ne ermenilere ne de başkalarına…Bu güzel günü ne kendime ne de sizlere zehir etme yanlısı değilim, bir şeylerin bizleri sınırlamasına izin vermeyeceğim…
Sevinçlerin en dorukta yaşanması gereken bir dönemde dahi kin ve nefret kusuyoruz içimizden çıkan birine…
Orhan Pamuk’dan söz ediyorum…
Binbir gece masallarını andıran bir törenle aldı ödülünü…
Bakanlarımızın,diplomatlarımızın bile üstlerinin arandığı, o ülkelerin birinde kralın elinden aldı ödülünü…
Bizler “sessiz seyirciler” gibi izledik muhteşem töreni buruk ve tatsızdık…
Sanki şu dünyaki yegane arkadaşımız mutsuzluk olmalıymış gibi davranıyoruz ve hiç yılmıyoruz…
Törende bulunan, aydınları,yazarları,çizerleri hainler ordusuna kattık. Pamuk’u bıraktık şimdi onlarla saldırıyoruz…
İçimizden birinin en büyük , en iyi olma savaşımına şaşkın şaşkın bakıyoruz….Bakmakla da kalmayıp ona savaş açıyoruz…Yapamadıklarımızı yapan birileri çıktığı zaman, denetleyemediğimiz bir “sara” nöbetine tutuluyoruz adeta…
Burada Orhan Pamuk’un Türk Devletini küçük düşürücü sözlerine onay vermediğimi de belirtmek istiyorum. Pamuk bir tarihçi değildir, rakamlarla ilgili yanılgısı doğru da olabilir…Ama o sözleri söylemiştir ve onun malum sözleri,Türk devletini batma ve yıkılma noktasınamı getirmiştir?… Türk Devleti bu kadar kırılgan bir yapıyamı sahiptir?… Bu yaygaradan millet olarak utanmalıyız ve bizlere başka dünyaların insanları ile köprüler kurma şansını veren insanlarımıza haksızlık etmemeliyiz…

Nüfusu Sterilize Etmek İsteyenler

| 10 May 2006 18:52

Son zamanlarda yükselen tansiyon ve çatışmalar karşısında kendince çözüm üreten bir site ile karşı karşıyayız. Kürt nüfusunun çoğalmasını durudurmak yönündeki ilk eylemlerini 6 mayısta ortaya koymuşlar…

RÜYALARIM__

poseidon2000 | 01 March 2006 04:10

Uzun zaman oldu uyumayalı. Başımın ağrısı içtiğim biradan mı uykusuzluğumdan mı bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum. bazen nefret ediyorum hayattan, kendimden, onlardan, bunlardan, şunlardan… bazen düşünüyorum sonra düşünmek bile istemiyorum. Hala lise yıllarında gençliğin baharında bir delikanlı sanıyorum kendimi. Yalnızlık buhranları, büyüklük sanrıları, aşağılık kompleksleri falan filan. Kurtulmak istiyorum belki de kurtulmanın yolunu bilmiyorum yada korkuyor muyum ne. Her neyse sonuçta kader deyip geçiyorum da kader_nereye kadar_? Acaba hiç mi güzel günün olmadı sorusuna uzun uzun düşündükten sonra cevap bile veremiyorum anlayacağın. Bilmiyorum daha kaç gün geçer böyle seviyormuş gibi yapmalarla, gülüyormuş gibi aldatmalarla, mutluymuş gibi kandırmacalar la. Ölüm nerde bilinmez ki. Merak etmiyorum da değil doğrusu.

kahır, lanet

arthur_dent | 13 May 2005 20:49

1.msn, icq irc vs gibi “çet” programlarından nefret ediyorum…insanı morondan başka bişi yapmıor..sahte güven ve kişilik aşılıyor…ekrandaki okumak ona cevap vermek cevap beklemek saçmalıktan başka birşey değil…en kısa zamanda hepsinden kurtulcam… 2.yonja,80630 ve türevi sitelerdende nefret ediorm…insanların “mal” halini aldıklarını gördükçe içim kalkıo…saçma sapan fotoğraflar…birbirlerini pazarlamaktan başka birşey yapmıolar… 3.cep telefonundanda nefret ediorum…insanlara karşı saçma bir sorumluluk üretio…arıosun açmassa “ne oldu acaba, nie açmıo”….(canım açmak istemio)…”ama buna hakkın yok. merak ediors bis seni”…aferin…gidin başımdan…

errör 00000000007 [milenyum edişın]

alternative4 | 01 March 2005 18:09

kendimi sert bir cisim ile kafama kafama vurmak suretiyle devre disi birakmak istiyorum sevgili okuyucu! sen tut gecen gece okul binalari kar nedeniyle kapali oldugu icin calismayan bi laptopla saatlerce kasip client gorusmesi icin pp presentation hazirla, her bir kelimeyi kafanda tasarla, aslanim kaplanim kasliyim roaah diye kendini motive et.. sonra…. client(lar) malin allahi ciksin! bi de heriflerin onunde dilin tutulsun stressten, dogru duzgun konusama! ustune onca emek harcadigin tasarim ve her detayini mukemmel planladigin konsept, sen alik gibi duzgun sunamadigin icin 2 dakika icinde heba olsun gitsin! ve suresini en az 15 dakika planladigin sunum toplam 3 dakikada bitsin! tabii senin “kesin kazandim abi, havada karada” gozuyle baktigin yarisma nevisi de munasip bir tarafina kaciversin!.. bulundugum noktadan [bu bina, bu okul, bu sehir, bu ulke] ivme kazanarak uzaklasmak istiyorum acilen, taa ki galapagos adalarinda kiyiya vurana kadar..