bildirgec.org

nefret hakkında tüm yazılar

UKALALIK

teacher07 | 17 September 2008 16:45

Her fırsatta, ortaya atılan, her konuda ben bilirim tavrıyla boy gösterenleri bilirsiniz. Sen ne bilirsin “ öyle değil” deyip, mangalda kül bırakmayan, bir sürü laf (boş laf) söyleyip, sonunda balon gibi sönen nice insanlar vardır. Konuyla ilgisi olmayan birçok söz üretip “ hani ne diyordum?” diyerek tekrar başlayan çenesine güvenenler vardır. Söyledikleri havada kalıp, yılışlık yılışık esprilere başvurmaya çalışan, kendi eksiklerini kapatmaya çalışan, söyledikleriyle birkaç numara büyük elbise giymiş durumuna düşenler de vardır. Bazıları da önce övgüler düzer ( sen çok güzelsin vb.), ancak “ben daha harikayım” diye böbürlenirler. Tamamen insanları kendinden tiksinecek duruma getirenler, düştükleri küstah ve aptal durumun farkında bile olmayanlar vardır.

Ukalalık, bilgili olduğunu sanıp, burnu büyük tavırlarla kendilerini kaptıranlar, kendine değer verilmesine muhtaç, takdir edilmemiş kişilerin düştüğü durumdur. İnsani özelliklerle değer kazanıldığının farkında olmayan saflıktır. Ukalalık, kendini dağ gibi gösterip, kibirlenmedir. Bilmezler ki kibirlilik ve herkesten kendini üstün görme öldürücü bir zehirdir. Bu zehir, onları aptal sarhoş durumuna sokar.

Hayalet Adam

zaynakim | 13 August 2008 11:40

Ben seni değil,
Sana olan uzağımı sevmişim
Ağlarken gülümsememi,
Özlerken nefret etmemi
Her gece seni yastığımla paylaşmayı sevmişim
Büyütmüşüm seni gözümde
Dev yapıp sığdıramamışım
Yerlere, göklere
Bir dünya kurmuşum beynimin bir köşesinde
Sevmişim seni yıllarca
Aldanmışım o kurguya
Bir gün olmuş açmışsın pencereleri
Düşmüş gözümden o perde
İnmiş tahtından taçsız kral
Neymiş, niçinmiş sana olan sevgim
Bilmemişim, yıllarca kanmışım,
O yalancı baharda
İnmiş sahnesinden bitmiş,
Filmin sonu gelmiş oysa
Böyle mi bitecekti
Böyle mi “son” yazacaktı sayfalara
Hayal kırıklığıydı bendeki
Ve onca geçen zaman
Kaybettiğim sen değilsin,
Kurduğum ve içimde yaşattığım
Hayalet adam…

OSETYA LI ÇOCUK -2

neslihanrelecni | 21 March 2008 17:32

(TERÖR KURBANI TÜM ÇOÇUKLAR İÇİN YAZILMIŞTIR,OSETYALI ÇOCUKLAR İLHAM KAYNAĞIDIR)

Başımızda silahlı adamlar dolanıyordu
Ansızın biri döndü bize doğru yürüdü
Silahını üstümüze doğrulttu anne
Öpmeye kıyamadığın yavrun namlunun gölgesinde
Gözlerimi sımsıkı yumdum
Korkuyla titreyerek ölümü bekliyordum
Silah sesini duydum
Öylece dona kalmıştım
Birkaç saniye sonra gözümü açtım
Bende birşey yoktu yanıma baktım
Vurulan en yakın arkadaşımdı
Kanı yüzüme sıçramıştı
Onun için ağlamalımıyım
Yaşadığım için sevinmelimiyim bilmiyorum anne
Kalbim yerinden çıkmak üzere

OSETYA LI ÇOCUK -1

neslihanrelecni | 21 March 2008 17:16

(TERÖR KURBANI TÜM ÇOÇUKLAR İÇİN YAZILMIŞTIR,OSETYALI ÇOCUKLAR İLHAM KAYNAĞIDIR)

Büyümüştüm 3 günde
Hiçbir insanın büyüyemiyeceği kadar çabuk büyümüştüm
Korku ile büyümüştüm
Kan ile büyümüştüm
Etrafımda kol gezen ölümle kol kola büyümüştüm
Anne derdin ki “yemeden içmeden büyünmez”
Ben üçgünde yemeden içmeden büyüdüm
Arkadaşlarım kurşun yediler ama büyümediler
Kan olup aktılar kırmızıydılar
Aktıkça küçüldüler anne
Onlar kurşun yedi,onlar kanadı,onlar öldü
Ben büyüdüm anne

SÜRÜ

| 09 February 2008 14:27

Sürü ilmine vakıf olan,
Göklerin sardalyaları sığırcıklara,
Denizlerin sığırcıkları sardalyalara…

Prelude
Hava kapalı. Ağır aksak iniyorum Yıldız yokuşundan…Işıklara dek yürüdüm. Yolun karşısına geçip, dükkanlar kapanmadan papuç alacağım.

Yine kırmızı kahretsin!
54
53
52
(ne güzel kız, bu kadar mı hoş olunur, biraz kısa ama)
.
19
18
17
(arkadan ittirmeseler olmaz, yuh ya!)
.
7
6
5
(ne güzel kız)
.
1
0

Adım atarken bir anlık gaflet, gökyüzüne kayışı nazarımın…Bir an için de olsa, ne olmadık şey günlük hayatta ne insanlara ne kaldırımlara bakmamak…Muhatab almak devcileyin gri bir kütleyi, tüm ihtişamı ile gökyüzünü….Ve ve….

mi ?

necronamber | 12 January 2008 03:19

vay vay vay … Aferin şu karıncaya Yarı ölmüş bir sineği yakalamış götürüyor. Götür yiğidim, götür ! Sineğin karşı koyuşuna aldırma.

Bir hayvan olman sıfatıyla bütün acıma duygularını ayakların altına alabilirsin. Sen, isteyerek hüsrana uğrayan insanoğullarına benzemezsin…
Hakiki insan kendisi üzerinde düşünülecek herhangi bir şey olmayan, sözünü dinleten veyahut kendisinden nefret edilendir… mi ?
son olarak ağacın dalından bir kuru yaprak koptu, bak bak yere düşüyor. Yaprağın bu düşüşü bir kelebeklerin uçuşunu ne kadar da benziyor… Tuhaf değil mi ? En hazin ve ölü bir şey en canlı ve mutluluk saçan bir varlığa ne kadar da benziyor….

ÖYLE İŞTE

| 04 January 2008 16:59

Kalp kırıklığı kadar sana olan mesafelerim
Ve bilemiyorum, dışarıda yağmur var içimde bahardan kalma bir mevsim esintisi
Yarını arzuluyorum ve bir türlü varamıyorum
Nedensiz kaldım bir türlü yol alamıyor yüreğim
Kaç gün geçti bilmiyorum, yıldızları görememek, yollarda serseri adımlarla yürüyememek ve sonrası, yalnızlık bile kar etmiyor bendeki suskunluğa, ne yapmalıyım bilmiyorum
Sanırım şaşkınlık yakışıyor en fazla bu halime ve sonrası, sabır yakışıyor bütün beklemelere
Geleceğin teminatı gibi sana güven duymak ve seni beklemek
Neşe veriyor seni düşünmek, denizden sonra kumlara basmak gibi seni düşünürken gülümsemek,
Ve senin beni düşündüğünü düşünmek, ıslak ayağındaki kumları hissetmek gibi, kum tanelerinin adımının bir parçası olması gibi, ayaklarımın her karesini kuşatan kum taneleri gibi,
Gülümseyişini hatırlıyorum, dudaklarından sızan memnuniyeti, seni düşünürken belli belirsiz seni dolup boşalan gözlerim gibi,
Hiçbir şeyi yakıştırmıyorum kendime ne garip ve hiçbir şeyi hak etmediğime inanıyorum ve ölüm gibi sızıyor bu derinliklerime
Her şeyi unutmak istiyorum yapamıyorum

Hürriyet nefreti, nefret hürriyeti.

| 05 December 2007 10:32

Eski bir Leman dergisinde yayınlanmıştı…
Hürriyet gazetesinde uyuşturucu satışından yakalanmış birkaç
zenciyle ilgili bir haber.
Haber metnine iliştirilmiş bir fotoğraf.
Fotoğrafta birkaç zenci arkadaş.

O da ne?
Fotoğraftaki arkadaşlar Türkiye’de öğrenim gören
sıradan birer insan sadece.
Ne uyuşturucuyla alakası vardır ne suçla.

Ama zencidir.

Hürriyet’in savunması tam hürrüyetlik!
Efendim arşivden bulmuşlar, koyuvermişler sayfaya.
Arama yaparken mutlaka “zenci” diye bakmış,
onca dosyanın içinden bulmuşlardır.

KATİL SCHİLLER 1/3

| 28 October 2007 22:27

HERŞEYİN BAŞLANGICI

Çocukların gamsızca, düşüncesizce dışarıda oynadıkları, koşup durdukları saatler Schiller için dışarı çıkma saati hiçbir zaman olmamıştı. Bu sebepten dolayı genelde o, akşam saatlerini tercih ederdi. Etraftakiler bu garip, suratı asık adama pek alışamamışlardı. Kimisi korkuyor, kimisi zararsız olduğunu düşünüp ara sıra karşılaştıklarında sohbet etmekten kaçınmıyorlardı. Aslında bu zamana kadar kimseye zararı dokunmamıştı. Somut birşey yoktu ortada. Görenler sadece onun yüz ifadesinden kızgın bakışlarından yola
çıkarak onun zararlı, çok tehlikeli bir adam olduğunu düşünüyorlardı.