bildirgec.org

natalie portman hakkında tüm yazılar

Goya’s Ghosts (2006)

queennothing | 21 February 2010 12:06

Cezayirli yönetmen Milos Forman‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Goya’s Ghosts” (Goya’nın Hayaletleri), 2006 senesinde vizyona girdi. İspanyol ressam Francisco Goya‘nın yaşadığı baskıyı ve İspanya’nın içinde bulunduğu durumu konu alan yapımda İsrailli aktris Natalie Portman, Oscar Ödüllü İspanyol aktör Javier Bardem, İsveçli aktör Stellan Skarsgård ve Oscar adaylığı bulunan Amerikan aktör Randy Quaid rol alıyor.

1700’lü yıllarda, İspanya’nın en başarılı portre sanatçısı Francisco Goya, resimlerindeki yanlış yorumlanan ‘şeytani öğeler’ sebebiyle Engizisyon Mahkemesi’nin takibi altına alınmıştır. Goya’nın resim yapmasını yasaklatmak ve kendisini mahkum edebilmek için sağlam kanıtlara ihtiyaç duyulmaktadır ve bu durum, Engizisyon üyesi Lorenzo’yu harekete geçirir. Goya’ya poz vererek, kendi portresini çizmesini isteyen Lorenzo, ressamın evinde, soylu bir aile kızı olan Inés’in portesini görür. Goya’nın ilham kaynağı olan genç ve güzel Inés, Lorenzo’nun yeni kurbanı olacaktır ve çok geçmeden genç kadın, ‘Yahudi’ olduğu gerekçesiyle mahkeme tarafından işkenceye maruz bırakılarak, hapse atılır.

Everyone Says I Love You (1996)

queennothing | 24 November 2009 15:24

Usta yönetmen Woody Allen‘dan 1996 çıkışlı bir müzikal/komedi; “Everyone Says I Love You” (Herkes Seni Seviyorum Der). Filmde Woody Allen‘ın kendisi, Goldie Hawn, Edward Norton, Julia Roberts, Alan Alda, Drew Barrymore, Natalie Portman, Tim Roth ve Natasha Lyonne yer alıyor.

Paris’te yaşayan ve bir süreliğine New York’a gelen yazar Joe, yıllar önce boşandığı Steffi ve kızlarını ziyaret eder. Başarılı bir yazar olmasına rağmen, aşk hayatında hüsrana uğrayan Joe, yaşını başını almış, sorunlu, kararsız ve hepsinden önemlisi kadınlara nasıl davranması gerektiğini bilmeyen bir adamdır ve bu konuda harekete geçmek yerine, sürekli yakınmaktadır.

Mars Attacks! (1996)

queennothing | 07 September 2009 17:45

Yaratıcı yönetmen Tim Burton‘ın yönetmenliğini yaptığı 1996 çıkışlı “Mars Attacks!“, 3 Oscarlı aktör Jack Nicholson, Amerikalı aktris Glenn Close, Sarah Jessica Parker, Natalie Portman, İrlandalı aktör Pierce Brosnan, Martin Short, Michael J. Fox, Anette Bening, Pam Grier, Danny DeVito, Jim Brown, Rod Steiger gibi isimleri bünyesinde barındırıyor.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı James Dale, halka yaptığı özel açıklamada, ülkeye Marslılar’ın geleceğini duyurur. Tüm ülke, bu tarihi olayın gerçekleşeceği günü heyecanla ve büyük bir misafirperverlikle beklemektedir. Gün gelir ve Nevada Çölü, gönüllü askerler, basın ve Başkan’ın sözcüleriyle birlikte Marslılar’ı bekleme alanına dönüşür.

Thor geliyor

mit1980 | 15 July 2009 11:07

Thor
Thor

Marvel Comics ardı ardına sıraladığı süper kahraman filmlerine bir yenisini daha eklemeye hazırlanıyor. Şimşekler Tanrısı Thor, kadim çekici Mijolnir ile beyazperdeleri sarsmaya geliyor.

Çizgi-roman severlerin yakından tanıdığı Thor, Viking tanrılarını konu alan bir çizgi-roman serisinin başkahramanıdır. Çok güçlü ama bir o kadar da kibirli olan Thor, kızdığında çekicini fırlatmakta hiç çekinmez. Bu kibiri ve düşüncesizliği yüzünden uzun zaman önce sona ermiş olan kadim bir savaşın yeniden alevlenmesine neden olur ve bu hareketinin sonucu olarak aynı zamanda babası olan Tanrı Odin tarafından dünyada yaşamaya mahkum edilir. Erkek kardeşi, kötülük ve dalavere tanrısı Loki dünyayı ele geçirmek için harekete geçtiğinde ise sorumluluk almanın ve gerçek bir kahraman olmanın neye benzediğini öğrenmek zorunda kalacaktır.

The Other Boleyn Girl

queennothing | 10 June 2009 09:50

Philippa Gregory‘nin “The Other Boleyn Girl” adlı romanından uyarlanan “The Other Boleyn Girl“, Kral Henry‘nin, Anne ve Mary Boleyn, tıpkı kitapta olduğu gibi; gerçekliği baza alarak, fakat kurgu süslemeleriyle harmanlayarak, dönem filmleri seven izleyicilerin beğenisine sunuluyor. İngiliz senarist Peter Morgan tarafından sinemaya uygun bir hikaye haline getirilen film, yönetmen Justin Chadwick‘in ilk sinema filmi çekimi oldu.
Kudüslü aktris Natalie Portman, New Yorklu yıldız Scarlett Johansson ve Avustralyalı aktör Eric Bana‘nın başrollerini paylaştığı filmde, İngiliz aktris Kristin Scott Thomas ve ’78li aktör Jim Sturgess de yer alıyor.
Kral Henry, karısının ilerleyen yaşını ve ölü doğan çocuklarını göz önüne alarak, hem gönül eğlencesi, hem Krallığı için bir ‘erkek varis’ doğuracak genç bir kadın bulmuştur; Mary Boleyn. Yeni evli olan genç Mary, kocasına olan bağlılıyla, Kral’ın çocuğunu doğuracak kişi olmak istememektedir ve bu görev için, kendisi kadar güzel ve iddialı olan kızkardeşi Anne’i önerir.

Natalie Portman

queennothing | 05 June 2009 17:13

9 Haziran 1981, Kudüs, İsrail doğumlu Natalie (Hershlag) Portman, sinemayla ilgilenen annesi ve cerrah babasının tek çocuğuydu. Ailenin yeni üyesi, iki yetişkini, Kudüs’ten ayrılıp, sınırsız imkanların olduğu Amerika’ya yöneltti ve 1983 yılında Washington’a taşındılar. Amerika, özellikle de çok yönlü eyalet olan Washington, Natalie‘nin büyümesi için ideal bir yerdi ama aile, kısa bir süre sonra New York, Syosset’e taşındı. Yüz hatları ve doğuştan gelen yeteneği sayesinde modellik teklifi alan Natalie, esasında ‘aktris’ olmak istiyordu. Bir kaç yerde modellik yapan Portman, ’94 yılında “Developing” adlı kısa metraj yapımda yer aldı. Aradan çok zaman geçmeden, aynı yıl “Léon“da yer alarak tüm gözleri üzerine çevirdi. Luc Besson‘un yazıp, yönettiği yapımda Natalie, Jean Reno ve Gary Oldman ile birlikte rol aldı. 1995 yılında Al Pacino, Robert De Niro, Jon Voight, Val Kilmer ve Dennis Haysbert gibi isimlerle birlikte “Heat” adlı aksiyon yapımında ‘Lauren Gustafson‘ karakteriyle yer aldı. 1 yıl sonra “Blow“un yönetmeni Ted Demme‘nin elinden çıkan “Beautiful Girls” adlı filmde ‘Marty‘ karakterine can verdi. Oyunculuk kariyerine öncelik veren Natalie, okuluna da kesintisiz devam etmekteydi. Aynı yıl Woody Allen‘ın başarılı yapımı “Everyone Says I Love You“da Edward Norton ve Drew Barrymore ile birlikte rol aldı. Filmde ‘Laura Dandridge‘ karakterini canlandıran Natalie, Tim Burton‘un “Mars Attacks!” adlı fantastik komedisinde de rol aldı.

Garden State

schizophrenia13 | 03 January 2009 10:16

garden state
garden state

dizilerden aşina olduğumuz zach braff‘ın ilk defa yönetmen koltuğuna oturduğu filmi garden state‘in senaryosu da kendisine ait. braff ilk filmi olmasının da etkisiyle olsa gerek müzikleri de kendi oluşturduğu seçkiyle kotarmış.

garden state
garden state

restoranda çalışarak oyuncu olmaya çalışan ve metropolde steril bir hayat yaşayan andrew, annesinin cenazesi için kasabasına kısa bir süreliğine de olsa geri döner. aile ilişkilerinin zayıf olduğunu babasından gelen telefonla filmin başında kavradığımız andrew’ın hikayesini ise kasabada babasıyla olan münasebetlerinden kavrarız. evden niye koptuğunu ise bu zorunlu ve kısa ziyarette bize aktaran film, andrew’un şehre dönünceye kadar kasabadaki arkadaşları, katıldığı bir parti ve edindiği yeni arkadaşıyla atıldığı macerayı bize aktarıyor.

V For Vendetta (2006)

ntguzel | 10 November 2008 11:03

V for Vendetta - 2006
V for Vendetta – 2006

Yönetmenliğini James McTeigue‘nın yaptığı ve Alan Moore ve David Lyod’un yazdığı The Matrix’in senaristleri The Wachowski Kardeşler’in derlediği “Daima,Özgürlük” diyen V for Vendetta, İngiltere’deki baskı ve zülmün ulaştığı boyutları işliyor.

V for Vendetta - 2006
V for Vendetta – 2006

Baskı rejimi ezmek istediği halk kitleleri üzerinde çeşitli deneyler yapmış ve 80.000 insanın ölümüne neden olmuştur.Yalnız ” V ” dışında!V (Hugo Weaving) bu faciadan sonra normal insan olma vasfından mahrup olup kendini bir fox maskesi ardında saklar ve hayatını bu 80.000 insanın ölümünün sorumlularından intikam almaya adar.

My Blueberry Nights (Benim Aşk Pastam)

queennothing | 03 May 2008 12:31

Cannes Film Festivali‘nin 2007 açılışını yapan film My Blueberry Nights, ünlü yönetmen Kar Wai Wong‘un çektiği ilk İngilizce film olma özelliğini de taşımaktadır.

Derin bir aşk acısı çeken Elizabeth, gerçek hayatla yüzleşmek zorunda kaldığını anlayınca kırık kalbini onarmak ve tekrar iyi hissetmek için kendine yeni uğraşlar arar. Sürekli gittiği kafede çalışan Jeremy ile aralarında kendilerinin bile fark edemedikleri bir yakınlık doğar ama Elizabeth’in tüm bunlardan uzaklaşmaya ihtiyacı vardır ve rotasını Amerika’ya çevirir.