bildirgec.org

müzik hakkında tüm yazılar

İki Kişilik Aşk

meflug | 12 November 2010 10:59

Okumuş olduğum bölüm gereği, her dönem hazırlamak zorunda olduğumuz proje derslerimiz olurdu ve her aldığımız proje dersi için dönem sonunda maket, çizim, ve projeyi anlatan bir afiş tasarımı yapardık. Projeleri tasarlarken hayali birileri bulur ve ona tasarlardık, mesela bir futbolcuya, ressama, mafya babasına, pilota…
Bir proje dersimizin konusu “stüdyo daire” olarak seçildi – daire dediğime bakmayın iki katlı bir apartman dairesi ama

YAVUZ’UN ÖLÜMÜ

cellatlina | 02 November 2010 11:21

Yavuz Çetin Türkiye’nin en iyi gitaristlerinden biriydi. Bugün bırakın blues gitaristlerini, doğru düzgün solo atabilecek gitaristlerin bile Türkiye’deki azlığını ve hatta belki de çoğu şehirde yokluğunu düşünürsek, onlarca sene önce Yavuz Çetin (Altın Çocuk)’in bu memleketteki değerini algılayabiliriz.

Yavuz Çetin, 1970 yılında Samsun’da doğdu; eğer bugün hâlâ yaşıyor olsaydı 40 yaşlarında olacaktı. Çocukluğunu Türkiye’nin çeşitli yerlerinde geçirdi, bunun sebebi babasının mesleğiydi: gazetecilik. İlk önce cura ile sonra bağlama ile daha sonra da elektro gitar ile tanıştı. Bana kalırsa doğmadan önce tanışmışlardı zaten onlar; fakat bu dünyadaki müzik serüveni işte bu sayede devam etti.

get him to the greek

schizophrenia13 | 26 October 2010 09:30

get him to the greek
get him to the greek

doktor olmak isteyen stajyer sevgilisi daphne ile monoton bir ilişkiye sahip aaron green, çalıştığı müzik şirketinde de parlak günler yaşamayan sıradan bir tiptir.

get him to the greek
get him to the greek

işten atılma kaygısı içindeyken sunduğu teklif patronu tarafından kabul edilir. green 72 saat içinde, eşinden ayrılmış, uyuşturucu ve alkolle başı dertte olan eski rock şarkıcısı, infant sorrow üyesi aldous snow‘u, greek konserine yetiştirmelidir.

Arkadaşlarınıza hediye edebileceğiniz en değerli şey nedir? Uykuları olabilir mi?

kagit kalem silgi | 18 October 2010 17:20

Yeni bir teknoloji harikası daha = ) Ukuya dalmakta zorlanıyor, stresli, gergin yatağa giriyorsanız, bu sistem tam da sizin için icad edilmiş demektir.

23 yıllık bilimsel bir araştırmanın ürünü olan bu sistem ile, daha rahat, stressiz ve doğal bir uyku hedef alınmış..

Neuroacoustic Araştırma Merkezi tarafından geliştirilen bu cihazın bilimsel oluşu, sağlıklı bir uykuyu size garantiliyor.. Yapmanız gereken, 30-60 ya da 90 dakikalık otomatik kapanma seçeneklerinden birisini seçmek ve harika bir uykunun kollarına kendinizi bırakmak.. Hepsi bu!

Yazının devamında, ilgili siteyi ve ayrıntılı açıklamaları bulabilirsiniz..

müzik ne yapar?

absynthe | 15 October 2010 10:31

İnsanları hiç dinlediği müziğe göre kategorize ettiğiniz oldu mu? Bazı insanlar için rock bir yaşam tarzıdır mesela- ben biraz modası geçmiş olduğum için buradan örnek veriyorum- örneğin yeni tanıştığım bir insanın led zeppelin’in bir şarkısından bahsetmesi ya da beatles’ı az çok bilmesi beni etkiler. Ortak bir değeri paylaşıyor olmak bir bağ kurar o insanla benim aramda. George Harrison dediğimde yüzüme mal mal bakmaması, hatta tutup solo albümlerinden birini bana getirmesi o kişiyi özel bir yere koyar gözümde. Bir yakınımın Cem Adrian dinleyen insanlara zaafı vardır mesela, ne yaparsa yapsın o insan Cem Adrian dinliyorsa güvenilir gibi gelir ona, hiç güvenmeyeceği, ilgilenmeyeceği insanlarla bunun etkisiyle ilgilendiğine şahit oldum.

http://fc03.deviantart.com/fs14/i/2007/086/1/8/no_music_no_life_by_rickydaskylinez.jpg
http://fc03.deviantart.com/fs14/i/2007/086/1/8/no_music_no_life_by_rickydaskylinez.jpg

Sanatın hiçbir dalı kişiliğimizi bu denli etkilememiştir herhalde, ne resim, ne tiyatro. Belki edebiyat ile sinema biraz yaklaşmıştır, ama hiçbiri müzik kadar kolay ulaşılabilir, hızlı ve defalarca tüketilebilir olmadı. Hiçbiri müzik kadar kitlelere hızla ve uzun süren bir etkiyle nüfuz etmedi. Müzik ayrıca diğer sanat dallarından farklı olarak tüm marjinal grupların da kendini ifade etmesine olanak sağladı. 70lerde başlayıp günümüze evrilen arabesk buna güzel bir örnek olabilir. Hala tartışmaları yapılan bu müzik türü-diğerleriyle beraber tabii- gerçekten de toplumda tabakalaşmaya yol açıyor olabilir. Örneğin annem bir dönem çalıştığı iş yerinde sürekli “damardan” dinleyen iş arkadaşlarından nefret ederdi. Onlar da annemin götürdüğü türküleri dinlemezlerdi. Ama zamanla annem de onların dinlediklerine alışmaya başladı, bu gruba uyum sağladığının da bir göstergesiydi.

ttnet müzik dinle mp3 indirme

thelordofthenet | 11 October 2010 12:34

ttnettüm üyelerine bedava müzik dinleme ve indirme imkanı sağlıyor. internetten yasal olarak müzik indirebileceğiniz çok nadir sitelerden biri olan ttnet müzik sitesinden istediğiniz kadar mp3 indirmek serbest..

Ses Topları

infine | 04 October 2010 15:11

Ecoball taşınabilir bir hoparlör. Seyir halinde iken omuz askısı ile üzerinizde taşıyabilir ve açık hava aktivitelerinize eğlence katabilirsiniz. 5 parçadan oluşan ürün iki hoparlör, iki destek ve bir adet ses kontrol ünitesinden oluşuyor.

zıp

astral | 30 September 2010 16:28

Cake’den Building a Religion’u sonuna kadar açıp zıp zıp zıplamak içgüdüsü tepeme çıkmış durumda. Güzel gecede 4 votka burn içmiş gibiyim. (ki, alkol almıyorum) Eskilerdeki gibi pogo partisine katılmış, en yakın arkadaşımla doyasıya eğleniyoruz.

Dışarı çıkmadan saatlerce hazırlanıp gecelere aktığımız gecelerden biri değil şu an. Sıradan bir öğle vakti ve sıradan bir iş temposu. Fakat içimde tempo tutan bir ritm ki, aman aman!

Dur dura bilirsen. Dansa düşkünlüğüm eskiden. Yıllar önce üniversite giriş sınavına hazırlanırken, gecenin üçü, matematik soruları çözerken radyoda Pussycat Dolls çıkar ve o an itibariyle kalkar dans etmeye başlardım. Tek başına da olsam, ayrılınmayacak bir durum bu dans. Millet dans etmek için kafayı bulur, rahatlar; öyle atar kendini sahneye. Benim içinse hareket etmeden durmam için çalışmam lazım. Çok zor durum, çok.

feryada figan

astral | 29 September 2010 14:14

İnfected Mushroom’un, drop- out’u, iş yerimin duvarlarında yankılanıyor. An değişti. Zamanı değiştirmek elimizde kimi zaman.

İşte o anlar bizi ayakta tutuyor. Bazı müzikler, resim gibidir. Alır seni götürür, götütür. Getirmez de üstelik.

Dilimde puslu bir karanfil tadı. Belli ki yaş 17 değil artık. Ne burası o sıcak şehir, ne de gözleri o denli kapalı ve hayallerine kendini asan bir ben var.

Asıldığım hayallerden düşe düşe, düşmemeyi mi öğreniyorum? Belki de hayallerin uygun hayaller olmadığını şimdilerde anlıyorum. Olsun. Öğrendim.