bildirgec.org

mutluluk hakkında tüm yazılar

? :)

Cali Kusu | 10 February 2011 10:04

Ç ınarın Dalında uçmaya hazır,
A hı vardır belliki elleri nasır,
L isanı hüzün şivesi kırgın,
I şık varken gökyüzünde,
K ızıl güneş yerinde,
U uzak değilsede mevsimlik mesafe,
Ş imdi görmez amma gözler ilerde,
U laşır nasılsa zamansız mahşere.

AÇLIKTAN FİLİ YEDİLER !!!

Cali Kusu | 08 February 2011 09:22

Afrika ülkesi Zimbabve’de çekilen bu fotoğraf çaresizliği, vahşeti ve açlığı gözler önüne serdi…

vahşet ve açlığın fotoğrafı...!!!
vahşet ve açlığın fotoğrafı…!!!

Biz ki değer bilmeyen, nimet düşmanlarıyız. körüz görmüyoruz. Nerde neler yaşanıyor görüyorda umursamıyoruz… Allah affetsin bizi. kimseyi böyle imtihan etmesin. Hiç bir topluma böyle bir eziyet göstermesin. Diyecek sözüm yok, Allaha şükrediyorum. bişeyler yapmak lazım dünyanın bu hale gelmemesi için. elimizden ne gelir aceb. onlar orda tek lokma bulmazken biz burda önümüze serili nimetlere şükretmeyi unutacak kadar nankörleşiyoruz… bol bulupda yetmiyor diyoruz. Bize yetmeyen bir milleti doyuruyor farkedemiyoruz. Onların en büyük derdi hayatta kalmak bizim ise körermiş gözlerle dolu sevdalar bulup sorhoşluğumuza ağlamak… Ey Allahım sen acı bize…

Arkadaş Dediğin…!!!

Cali Kusu | 07 February 2011 10:07

İstanbul’ a yeni taşınmıştık, tanımıyordum hiç kimseyi. 8. sınıfa kayıt yaptırdım okula başlayacağım. nekadar yabancı geldi bana istanbul. tanımıyorum kimseyi, bilmiyordum. benim köyüme hiç benzemiyordu… İnsanlar yabancı anlayışsız kaba, kimse kimseyi sevmiyordu. belkide ben böyle düşünüyordum, aslında onlarda kendilerince iyi ve mutluydu sadece ben yabancıydım ben uzakdım herkese. okulun ilk günlerinde çok zorlandım. kızlar selam bile vermiyorlar erkekler yeni fıstık diye hitab ediyorlardı. oysa benim köyümde ismim söylenirdi herkes merhaba demesini bilirdi. bir an dedimki kendi kendime Allahım ben nereye düştüm. öylesine şaşkındım ki…

Zor iştir mutsuz olmak!!

kuyudaki ses | 04 February 2011 19:50

....
….

göreceli değildir aslında mutluluk denen şey.. insandan insana değişmez o öyle.. öyle basit bişi değildir çünkü kendileri… 1 saniye önce aldığınız haberle, sevinç çığlıkları atıp gözlerinizden mutluluk saçarken, 1 saniye sonra.. ay benim tırnağım kırıldı “çok mutsuzum” diyemezsiniz..!! yok öle bişi!! Yıkın bu kafanızdaki mutsuz olmam gerekiyor çabasını.. çaba diyorum çünkü mutsuz olmak aslında baya zor iştir… her baba yiğit mutsuz olamaz öle.. baya gayret gerektirir.. özverili bir çalışma da tabii.. devamsızlık yapmadan “burada! “ demeniz lazım her gün mutsuzluğunuza …ödevlerini eksiksiz teslim edip.. sözlü notu içinde yalakalık yapmanız lazım ona.. eğer bunları yapıp bide iyi bir öğrenci olursanız… Ooovv! tebriklerrr!! Başardınız.. artık mutsuzsunuz… değmeyin keyfinize…

Mutluluğu Ürkütmemek

mavilikler | 30 January 2011 14:28

Mutluluğa da aynen böyle yapacağım. Güvercinlere ekmek verirken yaptığım gibi…

Ürkütmemek için hiç igilenmiyormuş görüneceğim. Yoksa o da uçup gider onlar gibi.

Bugün bu kararıma uyarak hemen harekete geçtim ve dışarıya çıkmadan önce, ilk kez kendime sormadım nasıl bir gün olacağını. Şu köşeyi dönünce her şeyle karşılaşmaya hazırdım.

Beklenti olmayınca, inanılmaz bir uyum baş gösteriyor içinle çevren arasında. Zihnindeki resimle kıyaslayıp durmuyorsun gördüklerini. Bu yüzden de hayal kırıklığı denen şey bir anda çıkıp gidiyor yaşamından.

yürü lan evleniyoruz:)

| 02 January 2011 14:10

“Beni dinle öyle git” dedim ona“yaşamak için yaşaman için yaşamamız için gitme” dedim.“Kahvemi bitireyim gidiyorum “ dediRuhumu ısıtan adam nereye giderdi nasıl giderdi,inanamıyordum, bir türlü..“masal bittimi ?”“tek mevsimlik bir kadın mıydım ben?”Hiç bağlanır mıydım hiç bağlanır mıydım allahım nasıl bir adam nasıl bir adam?
Gönlüm sıkılıyor,boynum bükülüyor..Oturduğu yerden bana öylecene bana bakıyor sadece bakıyor..İçime kor kor alevler düşerken sadece bakıyor ve kahvesini içiyor..Yavaş yavaş ölüyorum,kül kül kül oluyorum,utanıyorum kendimden…Daha düne kadar” aldığım her nefeste sen varsın” diyen adam gitmiş karşımda taşlaşmış bir yabancı var sanki..Ben onun bu git gel hallerine alışkındım ama bu sefer hiç konuşmayan gitmeye kararlı bir adama ne yapacağım ne yapabilirim tanrım..Yan odaya geçtim gözyaşlarım ve ben yalnızız. Aynaya bakıyorum hala çok güzelim hala canlıyım hala ona tapıyorum hala attığı her adıma gözü kapalı ortak olurum..hala ölürüm yoluna ne istersen nereye istersen ne şekilde istersen gelirim, bana neden öyle bakıyordu sanki bir yabancı sanki bir yabancı kadın varmış gibi karşısında..İstemiyorum istemiyeceğim senden sonra hiç kimseyi hiç kimseyi gideceğim işte yolumu kestiğin amerikaya gideceğim seni ordan da seveceğim ordan soracağım sağlığını soracğım merak edeceğim gel tamam hadi gel dediğin an geleceğim köpeğin olacağım koşa koşa geleceğim hep gelmedimmi hep gittin ben hep gelmedimmi? Kimin emeği daha fazla kimin ? allahım ne olur kapı açılıp kapanmasa ölürüm ölürüm dayanamam gidişine salonda hala biliyorum ama yanıma gelmez evet gelmez .
O da ne saçma sapan bir keman sesi.. gel de gülme kemanımla oynuyor içerde iki nota bilse bari.. koca adam çocuk adam bilge adam hayran olduğum taptığım yolunu gözlediğim emekler verdiğim yoluna her şeyi göze aldığım mınışım kedim gözbebeğim gitmeeeeee.Kapı çalınıyor! Bakamam bu halimle.
O da ne bir gürültü bir patırtı annemin babamın perlinin bizim ortak çocukların sesleri çığlıklar gülşmelerrrrr m……….ni! m……..i! bebeğimmmmm biz geldikkk.
Tam o sırada aşkım yanıma geliyor içeriye kimseyi almıyor kapıyı kapatıyor ıslak yüzümü nefesi ile kurutuyor.. “ herkes bizi bekliyor aşkım yürü lan evleniyoruz yürü köpek “ diyor..
Bayılmışım..
Seni seviyorummmmmm..
deli gibi mutluyumm..

Yalnızlık

ventola | 20 December 2010 13:37

İnsan bilir yalnızlığını, yalnızlığının farkındadır. Nereye kadar gizleyecek ki… Gizlemesi daha kötü ya, bastırmış olur. Kendini sinemaya, içkiye, sigaraya, bir şeylere vurup ne kadar kaçabilecek ki… Daha da büyüyecektir içinde acısı. İnsan yalnızdır. İlişki içinde bile yalnızdır, bütünleşemez. Sevgilisi, aşkı sadece ebediyen çekip çıkarıyorsa o zaman bir şey diyemem, ama ne kadar mümkün bu? Oluyor mu? Yoksa kendini kaptırdığı en sürükleyici ilişkisine rağmen yalnızlığın acısını iliklerine kadar hissediyor mu? Bir gün yine yalnız kalacağı düşüncesi ya da bir gün yalnız kalması gerçekten… O zaman nasıl bir yalandır bu; bu sözde bütünleşme, sözde aşk dediği o ilişki ne yüzeysel bir şeydir. Ah ah bu nasıl bir aptallık!?

Yalnızlık var, insan farkında. Ama nedir bu yalnızlık, insan için neden acı ve korkutucudur? Eğer mutluluk olarak görülürse tabi ki mutluluktur yalnızlık. İnsan için her şey bakış açısıyla şekillenir. Elbette bakış açısını ayarlamak çok da kolay olmuyor; ama bu, bakış açısının rolünü yok saymamıza sebep değil. Bakış açısı insan için her şeydir.

Evlat Acısı

vatanda | 11 December 2010 11:21

Sokaklar ıssız, yağmur çiselemekte
Yüreğim yanlız,yoğun ve karmaşık
Çevremde acı, gözyaşı ve hüzünle birlikte
Yoğun karanlığın içinde ıslanıyoruz hep birlikte

Oysa mutluyduk gün doğumunda
Işıl ışıldı dünya, neşe umut bütün yüzlerde
Mutluluk, huzur ve kuş seslerinde
Merhaba diyorduk yeni güne

Acı bir frenle yankılandı çevre
Uçan kuşlar ve şaşkın bakışlar eşliğinde
Zaman sabitlendi, adımlar tek bir yöne
Acı çöktü huzur ve mutluluğun üzerine

Koştuk her yönden yerde yatan kazazedeye
Bakıyordu bize taptaze, duru bir ifadeyle
Nefes almıyordu ama bakıyordu yinede
Her zamanki gibi bütün güzelliğiyle

Bir Işık Yak

devrialem47 | 04 December 2010 14:02

aydınlık geleceğimizdir...
aydınlık geleceğimizdir…

Karanlıktan aydınlığa doğru… bir ışık yak. Öyle bir ışık olsun ki bütün yaşamını aydınlatır türden olsun.

Karanlıktan aydınlığa doğru… bir ışık yak.Öyle bir ışık olsun ki nefretten sevgisizlikten yoksun olsun.

Karanlıktan aydınlığa doğru…bir ışık yak.Öyle bir ışık olsun ki ebedi mutluluk, ve saadet olsun.

Karanlıktan aydınlığa doğru…bir ışık yak.Öyle bir ışık olsun ki kirli,paslı kalpler yerıne temiz,saf kalpler olsun.

Kedi ve Köpekleriniz artık daha MUTLU!!!

Beacool | 28 November 2010 16:00

Kedi ve Köpekleriniz artık daha MUTLU!!!

Frolicat DART
Frolicat DART

Kendi türünüzden başka diğer türlere de saygılısınız. Onları seviyor, besliyorsunuz. Birgün birini ev arkadaşı olmak için alıyorsunuz. Günler birbirini kovalayıp o küçük sevimli yaratık size her geçen gün daha çok bağlanırken hayat size daha çok yüklenmeye başlıyor. Giderek eve daha az uğramaya başlıyorsunuz. Derken o çok sevdiğiniz canlının siz yokken evde partiler verip etrafı dağıttığını fark ediyorsunuz. Ama bir dakika, o sadece bir kedi! (bkz yazı sonu notu)