bildirgec.org

mutfak hakkında tüm yazılar

SİZ NASIL YEMEKTESİNİZ ?

rasgon | 23 May 2009 10:04

Geçmişten günümüze insanoğlunun onsuz yaşayamadığı ve mecburen vazgeçemediği tek olgudur yemek yemek. İnsana, kültüre, coğrafyaya, demografik yapıya yada ekonomik yapıya göre ne kadar değişiklik göstersede yemek yemek çoğu insan için bir sanattır. Ben Belekte 5 yıldızlı bir otelde çalışıyorum. Ve bu aralar ekranların gözde programlarından olan yemekteyiz’e takılmış durumdayım. Hele bir garson olarak; servis usülleri, masa dizaynı gibi şeylerin tartışıldığını görmek çok komiğime gidiyor. Peki televizyonu geçelim siz nasıl yemektesiniz? Masa düzeniniz nasıl ? Yada eve her gelen misafire böyle masalar hazırlayıp daha önce yapmadığınız yemekler yapmaya çalışıyor musunuz ? Ben bunları cevaplamıycam sadece size doğduğum yörenin etkisityle evimde yıllardır nasıl yemek yediğimi açıklıycam.

Doğuda sofra düzeni ve yemek…

Özel Soslu Tavuk Pirzola

diyetisyenaysen | 21 May 2009 10:17

Mutfağımı uzun zamandır atölye gibi kullanıyorum. Farklı lezzetler yaratmaya meraklı olduğum için ortaya ilginç ve leziz yemekler çıkıyor. Hepinizin eminim tavuk ızgara için özel bir sosu vardır. Benim bugün hazırladığım özel sosta daha önce denediklerinizden biraz farklı gelebilir. Özel sosun içinde fark ettiyseniz tuz bulunmuyor, onun yerine soya sosu kullanmayı tercih ettim. Eğer hipertansiyon hastalığınız varsa soya sosunu daha az kullanıp baharat miktarlarını artırabilirsiniz. Çünkü tuz ve soya sosu yüksek miktarda sodyum içerir ve tansiyonu yükseltir.

Zayıflama diyetlerinde hep haşlanmış tavuk göğüs önerilir. Oysaki doğru pişirme tekniği ve uygun malzemeyle yağ oranı göğüs etine oranla biraz fazla olan tavuk pirzolayı pek tabiki de tüketebilirsiniz. Yanında yiyeceğiniz salataya yağ koymaz, ayranınızı da light tercih ederseniz yağı dengelemiş olursunuz.

çiçekli böcekli

nazokiraze | 30 April 2009 07:22

Tasarımcılar tam bahar gibi içimizi ısıtacak tasarımlarını çoktan yaptılar ,hele çok zaman geçirilen evler için çiçekli,çimenli,renkli baharımsı şeyler.

lavabo fırçası (mayaskitchen)
lavabo fırçası (mayaskitchen)

Bu fırçayla kim lavabosunu temizlemek istemez sanki bahçeden yeni koparılmış bir çiçek, insan bu fırçayla mutfak temizlemeye bayılır, tıpkı diger fotograftaki fırçayla tuvalet fırçalamak gibi.Fırçaların devamı burada.

mutfakta

taha3045 | 23 April 2009 14:00

Bir kadın çalışsa da çalışma da mutfagına önem verir, yemek yapmayı sevmeyen, mutfaga dahi girmeyen kişiler bile mutfak eşyalarının güzel olmasına dikkat ederler.

Bazı tasarımcılar mutfak eşyaları konusunda sınırları bayagı bir zorlamışlar

Eşyalar kullanımdan ziyade ilginçlik olsun diye yapılmış, çünkü kullanılabilecek hiç bir vaziyetleri yok ancak ilginçlikleriyle göz dolduruyorlar. Kullanılabilir olanlar ise gerçekten sınırları zorluyor, renkleri ve dizaynları ile olay yaratıyorlar.Sıradan desen,model ve renklerden sıkılanlar için ideal modeller mevcut,tabi kullanmaya alışana kadar zaman geçebilirmi bilinmez.

Mutfak eşyaları seçiminde kadınlar biraz daha hassas oluyorlar, alışılagelmiş modellerin dışına en fazla çıkanlar ise mutfaga girmeyi seven erkekler.

Burada görüp görülebilecek en ilginç mutfak aksesuarları var,insanın hayal dünyaları zorlanıyor.

DAHA HENÜZ DÜN GİBİ…

akoni | 13 April 2009 23:07

Herhangi bir apartman mutfağı işte. Tabaklar, tencereler, kirli bulaşıklar. Bu mutfağı ötekilerden ayıran tek özellik, duvardaki çiviye asılı duran yemyeşil naylon önlüktür. Rüzgârın hafifçe oynattığı perdelerden içeriye kaçamak göz atan, bu önlükten yayılan yeşil rengin o daracık, rutubetli, loş yere umulmadık bir değişiklik, bir güzellik kattığını duyar. Hemen onu giyecek olan, ona bürünüp ocak başında yemek pişirecek, patlıcan, köfte, kızartacak kadın hayal edilir. Bu kadın, yaşlı olamaz, çirkin olamaz, güzellik, iyilik gibi duygulardan yoksun olamaz. Bu yeşil naylon önlüğün içinde, olsa olsa genç ve sarışın bulunabilinir. Dudaklarında hafif bir şarkı. Ancak kendisinin duyduğu bir sesle söylediği alaturka bir hava. Çok kere kişioğlunun hayalleri kaba gerçeğe hiç uymaz, ama bu defa bütün hayaller yerindeydi. Çok sevdiği bir şarkı vardı. Hayal içinde akıp geçti bunca yıl bir gün gibi, en eski hatıralar daha henüz dün gibi.

sefertası

nazokiraze | 28 March 2009 14:57

Belli bir zaman öncesinde genci yaşlısı pek çok kişinin elinde taşıdıgı, üstüste binmiş metal kaplara deriz sefertası diye ve bana göre hala da çok harika araçlardır, taşıması kolay birde yemegi ısıtmaya elverişli. Aslında geçmişi özlediğimden falan yazmıyorum bunları, tamam geçmişi özlüyorum ama sefertasını özlemiyorum çünkü yakınlarımdan sefertası kullanan yoktu.

Bu yazıyı aklıma getiren işine sefertası ile yemek götüren arkadaşımız, evet kendisi geçmişten gelen biri değil, henüz otuzunda bile değil, markalı spor çantasının içinde üç katlı sefertasına yemek koyuyor eşi. Kuru ve hazır yiyeceklerle ömrün geçmeyecegini bilen bu akıllı çocuk, ev yemekleri akımını çalıştıgı kuyumcu atölyesinde başlatmış, şimdi büyük patron haricinde tüm ustalar, kalfalar,çıraklar sefertası edinmiş ısıtıp yiyorlar.Krizden sonra eskisi kadar olmasa da az biraz daha yaygınlaşan sefertası, bizim burada birkaç yıldır gençler tarafından kullanılmakta.(Sefertası lokantacılara sekte vurdu)

Aslına yedi kata kadar çıkabilenleri var sefertaslarının,geçmişte genellikle bakırdan üretilen bu müthiş araç.(burada moderni var) Bu arada fast food yaşam tarzına ve degerlerimizin kaybolmasına karşı kurulmuş olan Sefertası Hareketi ni de unutmayalım.

Mükemmel yumurtaları şarkı ile haşlayın!

hukihuki | 21 March 2009 10:33

Kahvaltıda yumurta yemeyi sever misiniz? Ama bir türlü doğru kıvamı tutturamıyor musunuz? O zaman bu ürün tam sizin için! İçine konulan yumurtanın az-orta-çok pişmiş olduğuna göre farklı şarkılar çalarak size haber veren ürünle tam istediğiniz kıvamda yumurta yemek mümkün, hem de eğlenceli bir biçimde!

asillerin yemekleri

nazokiraze | 12 March 2009 15:16

Çok eski medeniyetlerin, Osmanlı sarayının ve bazı ünlülerin yedikleri , içtikleriyle bizi hiç ırgalamadıgı halde bilgilendik, yazdık, çizdik, öğrendik.Şimdi sıra kral ve kraliçelerin, asillerin yemeklerine geldi.

Bizans sarayının temel besini balıkken, Fransa kraliyet mensupları o dönem av hayvanlarına önem vermişlerdir.Şarapsız yemek güneşsiz bir güne benzer Fransız atasözü ile sofrada şarapsız yemek yenemeyecegini de anlamış oluruz.1270 te birliği kurulan pasta, o dönem sadece sarayzadelere has bir tattı. Asiller tarafından özel pastacılar edinilmiştir ve halka sadece düğün ve ziyaretlerde pasta satılmıştır.Sadece saraylarda ve zengin evlerinde pasta üreten pastacılar, Fransız Devrimi sonrası, çeşitli yerlerde pasta imalat yerleri açmışlardır.Fransız pastası daha sonra yayılmıştır.
Aşçıların bizzat sosları kraliçelerden öğrendigi bile söylenir.Fransa kralıyla evlenen İtalyan kraliçe Catherine De Medici ülkesinin aşçılarını Fransa’ya getirterek, Fransız mutfagının ilerlemesine etkili olmuştur.Kraliçe kendisi elle yemek yedigi halde,Fransa’ya çatal, bıçagı tanıtmıştır.O zamana kadar elleriyle ve hançerlerle yemek yiyen Fransız soyluları, misafirliklere giderken bu yemek araçlarını yanlarında götürmüşlerdir. Çatal ve kaşığın halk tabakasına inmesi ve yayılması yüzyıl zaman almıştır.Fransa kralı IV. Henry çok iyi bir gurme olarak bilinirdi, bugün bile potage Henry IV adlı etli bir çorba çeşidi tüketilmektedir.Daha sonraki hükümdarlardan XIV. Louis yemek okulları kurdurmuştur.Yine Fransa krallarından VI. Charles,sşçısına şövalye ünvanı vererek, bu ülkenin yemege verdigi önemi anlatır.

Polonya Kralı Stanislaus’un da iyi bir aşçı ve gurme oldugu söylenir, o dönem Fransa kralı XV. Louis ile evli olan kızı saray mutfagını denetlerdi.

ne yer ne içerlerdi?

admin | 04 March 2009 17:09

Yaşamak için yemek, yada yemek için yaşamak ,ne olursa olsun beslenmek en önemli ihtiyaç canlılar için. Beş yıl öncesiyle bile şimdiki zamanın yediği,içtiği birbirini tutmuyor, her kültürün damak tadı farklı, dinlere, dillere,ırklara göre yenilenler değişiyor peki eskiden çok eskiden ne yenir ne içilirdi? Ben çok merak ettim ve araştırdım.

İnsanları şimdiye kadar gizemiyle en fazla büyüleyen zenginliklerden biri olan Antik Mısır her dönem, her insanı meraklandırmıştır, bazen bir mumyayı teşhis etmek için yüz yıllarca uğraşan bilim adamları, bazen de hayatını araştırmalara veren arkeologlar. Sonuç hala çok fazla sır var ,hala çözülmeye çalışılıyor.