bildirgec.org

gün geçmiyor ki yeni bir moda blogu açılmasın. bu kalabalık içinde göze en batan örnekler kuşkusuz tak takıştır yap yakıştır düsturu ile giydiğini taktığını instagram efektleri ile fotoğraflayıp arz-ı endam eden bir takım ünlü, ünsüz insanların blogları. bununla birlikte, göze batmayı arşın arşın geçmiş ve bir çoğumuzun sırtındaki tüyleri diken diken eden, dimağlarımıza şaplak üstüne şaplak atan “ne giysem?” programları algı eşiklerimizi dumur deryalarına savuruyor.televizyonlarda biçare kadınlara zevkli giyinmeyi öğreteceğim diye saçını süpürge eden, bu yolda kendisinin ve karşısındaki zavallı yarışmacının saçını başını yolmayı kendine görev bilen bir takım moda insanları vs.
peki bu konularda derli toplu düzgün bir şeyler görüp okumak istesek ne tür bir yol izleyebiliriz?
eğer benim gibi zamanınız kısıtlıysa; google ve birçok sitenin içerik indeksleme ve çöp ayıklamak için kullandığı dmoz adlı açık dizin projesi işimizi kolaylaştırıyor. işte size o ayıklanmış türkçe blog linklerden bazıları:

İnsanların giyinme tarzını iklim, töreler, moda veya din inançları gibi çeşitli öğeler etkileyebilir. Çünkü giyinmenin tek işlevi insanı soğuktan veya sıcaktan korumak değildir. Giyim, aynı zamanda insanların, yaşına, cinsiyetine, toplum içindeki yerine, önemine, felsefesine ve din idealine göre ayrımına olanak veren toplumsal bir olgudur. İnsanın sırtındaki giyecek onun kadın mı, erkek mi, zengin mi, yoksul mu, asker mi, sivil mi, yargıç mı, avukat mı, itfaiyeci mi, polis mi olduğunu belli eder. Giyim yoluyla insanlar toplum içinde bir yer tutmaya, başkalarının ilgisini çekmeye veya kendilerini başkalarına kabul ettirmeye çalışırlar.

Başlangıçta, giyimin bugünkü gibi toplumsal işlevi yoktu. Sırf soğuktan korunmak için hayvan postlarına sarınan insanlar zamanla kumaş dokumayı, deri tabaklamayı, yün örmeyi öğrendiler. O zamanlar tam veya yarı çıplaklık da toplum için hiç kuşkusuz bir sorun sayılmıyordu. Eski vazoların üzerindeki desenlerde Minos sanatının heykelciklerinde görülen Giritli kadınların belden yukarısı çıplaktı.

Vivident’in yeni sakızı Storming için düzenlediği ‘Büyük Tutkunuz’ yarışması başladı!
Yarışmanın konusu: Herkesin bir tutkusu vardır. Kiminin spor, kiminin yemek… Vivident, herkesin içindeki tutkuyu buluyor ve bu tutkuyu paylaşan insanları birleştiriyor.
Amaç: En büyük tutkuyu ve tutkusunu paylaşmayı seven insanları toplamak.
Nasıl işliyor?
Vivident Facebook fan sayfası beğenildikten sonra yarışmaya girilir. 4 büyük tutkudan biri seçilir. Bu tutkuya ortak olacak arkadaşlar ile paylaşılır. Yarışma sonunda 4 büyük tutkudan en çok seçilen kategorinin birincisi, seçtiği kategoriye ait büyük ödülü kapar.

Nokia, yeni telefonu C7 ile tarzını konuşturanları arıyor! Facebook üzerinden çalışan uygulama “Tarzını Konuştur”a tarzına güvenen herkes bir adet boy fotoğrafı ile katılabiliyor. İster bilgisayar kamerasından o anda çekilmiş bir fotoğraf, ister önceden çekilmiş ve “bir stil yarışması olsa da katılsam” diye bekleyen bir fotğraf olsun, yeter ki bir tarzı olsun!

İstanbul da yerli ve yabancı alışveriş tutkunları için büyük bir alışveriş festivali düzenlenicek. Bu organizasyonun adı İstanbul Fashion Fest ve 18 Mart- 20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecektir. 0 a varan indirimlerle, partiler, defileler, konserler ve gece boyunca alışveriş yapma imkanı ile birçok turist ve yerli tüketiciler için alışveriş daha cazip hale gelecek. 40 gün boyunca İstiklal ve Bağdat caddesi gibi ünlü alışveriş caddeleri renkli görüntülere sahne olacak. Ayrıca birçok alışveriş merkezlerinde de festival kapsamında etkinlikler düzenlenecektir. Bu organizasyon kapsamında 1.5 milyon turistin gelmesi bekleniyor. Her yıl düzenlenmesi planlanan bu festival İstanbulun moda şehri olma yolunda büyük bir adım atılmış olacak. Bu festivalin alışveriş tutkunlarının kaçırmamasını öneririm. Yaz aylarına girerken yeni sezon ürünlerini daha ucuza bulabilme imkanı sağlanacaktır. Daha fazla bilgi için www.istshopfest.com sitesine göz atabilirsiniz… İyi alışverişler..

Kabul etmek lazım ki, günümüzün dünyasında aslında birbiriyle temelden çelişen iki eğilim var: Bunlardan biri, mutfakla ilgili ve mutfakta başarılı olmak; diğeri ise, fit yani sağlıklı, formda olmak. Blog dizinlerine baktığınızda mutfak ve/veya yemek tarifleriyle ilgili olanların fazlalığı gözden kaçmıyor. Türkiye’nin en sevilen, en çok tıklanan blogları arasında mutfak blogları herhalde başı çekiyor. Öte yandan, bir diğer eğilim sağlıklı olmak. Artık bir dirhem et bin ayıp örtmüyor. Fazla kilosu olan kişi, sistemin dayattıklarından biri olan modaya uyamıyor, iş görüşmelerinde tercih edilmiyor, kendine daha az güvenebiliyor.

Soru İşareti

Onu tanımlamak için önce ‘fenomen’ kelimesini kullanayım dedim. “O bir fenomen!” diye başlayacaktım. Anlamına baktım. Meğerse, fenomen duyularla algılanabilen şey demekmiş. Popüler kullanımında ise, olağandışı olay anlamına geliyormuş. Yani ben kelimeyi yanlış kullanıyormuşum. Sonra, ‘ikon’ kelimesi aklıma geldi. O da, Hristiyan geleneğinde kutsal kişi ya da olayları konu edinen resimler anlamına geliyormuş. Yani yine yanlış bir kullanımın eşiğindeymişim.

Sarah Jessica Parker

Ancak, biraz daha düşününce onun ne olduğunu buldum. O bir fenomen değildi, o bir ikon değildi ama o bir stil ikonuydu. Stil ikonu, tarzıyla, duruşuyla, saç şekliyle, tavırlarıyla kendine özgü ve kendinden emin olan, en yenilikçi şeyi giyse bile onu bir parçasıymış gibi taşıyan ve bunu yaparken diğer insanları da peşinden sürükleyen kişi demekti. Bakınız mesela, stil ikonu Sarah Jessica Parker ne kadar kendinden emin, tarzıyla ne kadar mutlu! Avuç içlerine bile güveniyor ve onlarla barışık!

İşte, sayın okuyucular stil ikonu böyle bir şeydi. Ve enine boyuna incelenmesi, daha sonra uzun uzun yazılacak başka bir yazının konusunu oluşturuyordu. Bu yazıda inceleyeceğimiz stil ikonu ise, benim göre/için tek ve kendine özel. Adını açıklamanın vakti artık geldi. Bahsettiğim kişi: Audrey Hepburn. Şu resmini görmeyen yoktur herhalde:

Tiffany’de Kahvaltı’daki Rolünde

83.oscar ödül töreni yine birbirinden şık giyinen ünlüleriyle göz doldurdu. Gecenin en çok tercih edilen rengi bu senenin de modası olan pudra rengiydi. Bu rengi seçen ünlülerden gecenin sunucu Anne Hathawayin giydiği Givenchy marka elbisesi gerçekten çok şıktı. Elbisesindeki yoğun taşlar nedeniyle sade küçük takılarla elbisesini tamamlamış. Halle Berry nin seçtiği Marchesa marka uzun, tüllü elbisesi de vücuduna çok yakışmış. Pudra rengini seçen diğer şık ünlüler ise, ölçülü göğüs dekolteli, uzun kollu Armani prive elbisesiyle Celine Dion ve Calvin Klein elbisesiyle Gwyneth Paltrow.

Sandra Bullock

Gucci 2011/12 kış koleksiyonunu geçtiğimiz günlerde büyüleyici bir defileyle sergiledi. Klasik çizgisini koruyan markada 70 lerin modasını günümüze taşımış. Uzun çizmeler, bol paça pantalonlar ve blazer ceketler ile nostaljik bir hava yaratmış. Ve tasarımlarını renkli kürkler, deve kuşu tüyü ve deri mantolarla kombine etmiş. Renklerde; bu senenin modası olan mor, petrol mavisi, haki, turkuaz, oranj renklerini kullanmıştır.
Ayakkabı ve çantalarda ; bu senenin vazgeçilmezi platform ayakkabılar, yılan derisi çantalar ve uzun çizmeler göze çarpmaktadır. Renkli şapkalar ve ipek fularları da es geçmemek lazım gerçektende çok hoş bir hava katmıştır. Bence bu yeni koleksiyon incelemeye değerdir. 2011/12 kış modası hakkında önemli detaylar içermektedir. Yorum size kalmış..

Son zamanların kafes modası 2011 in ilkbahar yaz aylarında da devam edecek.Kimi zaman platform kimi zaman ince topuklu olan bu ayakkabılar Gucci, Dior, Alexander McQueen, Jean micheal Cazabat, jimmy choo gibi ünlü markaların son kreasyonların da görülmektedir.
Özellikle yarım bot şeklinde gözüktüğünden dolayı kış aylarının gece davetlerinde bu tip ayakkabılar tercih ediliyor. Bu moda o kadar çok benimsendi ki ilkbahar ve yaz aylarında da bu modelleri görmeye devam edicez.
Eğer kıyafet seçiminde zorlanıyorsanız, basit sade bir elbisenin altına böyle dikkat çekici ayakkabılar giyip, ona uygun çantaylada kombin yapıldı mı çok hoş ve elegant bir görüntüye sahip olunabilir….