bildirgec.org

milos forman hakkında tüm yazılar

İtfaiye Balosu; Horí, má panenko (1967)

queennothing | 02 February 2011 09:54

Çek Yeni Dalgası’nın önemli isimlerinden Milos Forman‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Hori, ma panenko” (The Firemen’s Ball), 1967 senesinde vizyona girdi. ‘En İyi Yabancı Film’ dalında Oscar’a aday gösterilen ve Vaclav Sasek’in hikayesinden uyarlanan film, ülkemizde 1970 senesinde vizyona girdi. Türkçe’ye ‘İtfaiye Balosu’ olarak çevrilen yapım, vizyona girdiği sene ‘Koşun İtfaiyeciler’ olarak çevrilmişti. Yönetmen Forman’ın ilk renkli filmi olan “Hori, ma panenko”da Jan Vostrcil, Josef Sebánek, Josef Valnoha, Frantisek Debelka, Josef Kolb, Jan Stöckl, Vratislav Cermák, Václav Novotný, Frantisek Reinstein ve Stanislav Holubec gibi isimler yer alıyor.

Goya’s Ghosts (2006)

queennothing | 21 February 2010 12:06

Cezayirli yönetmen Milos Forman‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Goya’s Ghosts” (Goya’nın Hayaletleri), 2006 senesinde vizyona girdi. İspanyol ressam Francisco Goya‘nın yaşadığı baskıyı ve İspanya’nın içinde bulunduğu durumu konu alan yapımda İsrailli aktris Natalie Portman, Oscar Ödüllü İspanyol aktör Javier Bardem, İsveçli aktör Stellan Skarsgård ve Oscar adaylığı bulunan Amerikan aktör Randy Quaid rol alıyor.

1700’lü yıllarda, İspanya’nın en başarılı portre sanatçısı Francisco Goya, resimlerindeki yanlış yorumlanan ‘şeytani öğeler’ sebebiyle Engizisyon Mahkemesi’nin takibi altına alınmıştır. Goya’nın resim yapmasını yasaklatmak ve kendisini mahkum edebilmek için sağlam kanıtlara ihtiyaç duyulmaktadır ve bu durum, Engizisyon üyesi Lorenzo’yu harekete geçirir. Goya’ya poz vererek, kendi portresini çizmesini isteyen Lorenzo, ressamın evinde, soylu bir aile kızı olan Inés’in portesini görür. Goya’nın ilham kaynağı olan genç ve güzel Inés, Lorenzo’nun yeni kurbanı olacaktır ve çok geçmeden genç kadın, ‘Yahudi’ olduğu gerekçesiyle mahkeme tarafından işkenceye maruz bırakılarak, hapse atılır.

“Prag’da İlkbahar” İstanbul Modern’de

widfara | 22 December 2009 12:18

İstanbul Modern’in aralık ayı etkinliklerinden biri de “Prag’da İlkbahar” isimli film gösterimleri serisi olacak. 17-27 Aralık arasında yapılacak gösterimlerde, 1960’lı yılların Çek Yeni Dalga filmlerinden oluşan bir seçki izleyiciyle buluşacak. Filmler, Çek Cumhuriyeti konsolosluğu ve İstanbul Modern işbirliğiyle sunuluyor. Gösterilecek filmler ve saatleri ise aşağıdaki gibi;

Cennet Meyvesi / The Fruit of Paradise/Ovoce stromu rajských jíme,1969

Hair (1979)

absynthe | 04 August 2009 16:06

Hair, 1979 Alman-Amerikan ortak yapımı bir rock müzikali. Ama ona sadece müzikal demek haksızlık olur- Hair ’68 kuşağı diye tabir ettiğimiz akımı anlatan en önemli ve en güzel filmlerden birisi. Vietnam’la yapılan savaşa karşı bir hareket bir bakıma da. Filmi çekilmeden önce ve sonra da birçok kez müzikal olarak sahnelerde oynanmış. Hatta Türkiye’de de 11 Ocak 1982 tarihinde Engin Cezzar tarafindan Türkçeleştirilmiş haliyle ve Mart – Nisan 2006’da Istanbul Bilgi Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu Tiyatro Candela tarafından da bir rock müzikali olarak sergilenmiştir.
Hair New York’ta bohem hayatı yaşayan uzun saçlı bir topluluğun- ya da kabilenin (tribe) hikayesi. Temalara gelecek olursak çok fazla şeye dokunuyor aslında, ırk- siyahlar ve beyazlar, kızılderililerin kabile geleneği- onların medeniyete ve tüketime karşı oluşları ve çevreye verdikleri değer, cinsel özgürlük- muhafazakarlığa karşı duruş, uyuşturucu kullanımı, pasifizm ve çevrecilik, savaş karşıtlığı bunlardan yalnızca birkaçı.

Guguk Kuşu – One Flew Over the Cuckoo’s Nest

Redingot | 17 August 2008 14:01

Sinepil okuyucularını Türkçe’ye Guguk Kuşu adıyla çevrilen ve orijinal ismi One Flew Over the Cuckoo’s Nest olarak geçen, 1975 yılı yapımlı filme, biraz geçmişlere götürelim.

Guguk Kuşu (One Flew Over the Cuckoo's Nest)
Guguk Kuşu (One Flew Over the Cuckoo’s Nest)

Ünlü oyuncu Jack Nicholson, Randle Patrick McMurhpy karakteri ile karşımıza çıkıyor. McMurphy, çeşitli suçlardan sabıkalı, asi karakterli bir gençtir. Hapishaneden kurtulmak için deli taklidi yaparak kendisini akıl hastanesine aldırır ve planı gereği buradan da kaçarak özgürlüğe kavuşacaktır. Hastanedeki hemşirelerin, özellikle baş hemşirenin (oyuncu Louise Fletcher), baskıcı tutumları karşısında isyanını dile getirirken bir yandan da çoğu gönüllü gelen akıl hastaları ile diyalog kurmaya çalışır.

Amadeus (1984)

absynthe | 12 June 2008 17:25

Milos Forman‘ın yönettiği 1984 tarihli bol Oscar’lı film Amadeus, Antonio Salieri ve Wolfgang Amadeus Mozart‘ın hayatlarını anlatıyor. Daha 5 yaşındayken saraylarda konserler veren Mozart’a özenen Salieri, günün birinde çok büyük bir müzisyen olmak ister. Tanrıya bunun için yalvarır, karşılığında ona hep sadık kalacağına ve bekaretini koruyacağına söz verir. Sözünde de durur ve nihayet Viyana saray bestecisi olur. Rüyasının gerçekleştiğini düşünen Salieri için herşey yolunda gitmektedir, ta ki Mozart Viyana’ya gelene kadar.
Kurgusu tarihsel verilerle çok uyuşmadığından eleştiriler almış olsa da, oyunculuk, müzik ve yönetmenlik açısından mükemmel, kesinlikle izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.

Man On The Moon

exorientelux | 27 April 2008 20:18

Amarika’da sevenlerinden çok nefret edenlerinin bulunduğu Andy Kaufman’ın hayatını anlatan Man On The Moon filminin yönetmeni Milos Forman. 1999 yapımı film, gösterildiği yıl hakkettiği ilgiyi ne yazık ki göremedi. Bunda Jim Carrey adını duyup da Ace Ventura, The Mask, Cable Guy, Liar Liar ya da Dump and Dumper gibi bir film bekleyenlerin hayal kırıklığı rol oynamıştır diye düşünüyorum. Oysa Jim Carrey’nin Truman Show’daki performansıyla verdiği sinyalleri doğru algılayan hayranları için bu film hiç de şaşırtıcı olmadı. Daha doğrusu şaşırttı, çok iyi bir senaryo ve Jim Carrey’nin muhteşem oyunculuğuyla. Hep güldüren adam olarak kafadan komedi kategorisinde kabul edilen J. Carrey (öyle ki bu filmdeki oyunculuğuyla Altın Küre alan Jim Carrey’ye ödülü en iyi komedi dalında verildi), bize oyunculuğunun buz dağındaki görünmeyen kısmını bu filmle göstermiş oldu. (Sonradan çektiği komedi filmlerinin yanında Eternal Sunshine Of The Spotless Mind ya da The Number 23 gibi filmler de Jim’in bu halinden memnun olduğunu gösteriyor sanırım.)