bildirgec.org

milli takım hakkında tüm yazılar

Milli Takım için Omuz Omuza

absnth | 17 March 2011 11:32

Milli Takımlar Erkek Bakım Markası ArkoMen tarafından 15-29 Mart arası düzenlenen Omuz Omuza yarışması ile her gün sayfadan sorulan sorulara doğru cevap veren kullanıcılar;

1. ve 25. Kişilere Milli Takım resmi forması,

50. ve 75. Kişilere 29 Mart Türkiye-Avusturya maç bileti,

100., 150. ve 200. Kişilere Milli Takım Erkek Bakım Setleri

hediyelerinden birini kazanıyorlar.

SAN FERMİN FESTİVALİ VE ŞAMPİYON MATADORLAR

firatocal | 14 July 2010 13:15

Muhteşem futbollarıyla Barcelona takımı
Muhteşem futbollarıyla Barcelona takımı

Yıllardır Avrupa ligleri içinde futbolundan en çok lezzet aldığım takım Barcelona ‘ dır.. O göze hoş gelen , makine mükemmeliğinde ve bir sanat icrasını andıran paslaşmaları , ulaşmak istedikleri tek şeyin güzel futbol olduğunu ortaya koyuyor… Aslında oyunlarındaki bu coşku , ruhlarındaki bu tutku kültürlerinin de ateşli bir yansıması …

Pamplona şehrinden alışıldık bir San Fermin Festivali görüntüsü
Pamplona şehrinden alışıldık bir San Fermin Festivali görüntüsü

Bu yansıma gösteriyor ki , İspanyollar festivalleriyle her fırsatta yaşamdan nasıl tat alınacağını tüm dünyaya ispat ediyorlar… Şu sıralarda ( bu yazıyı 13 temmuz 2010 itibariyle yazarken festival 2. gününü yaşıyordu.. ) keşke orada bulunsaydım da eğlencenin bir parçası olabilseydim dedirten San Fermin Festivali tüm hızıyla devam ediyor… Bir de buna Dünya Şampiyonluğu ‘ nun kutlamalarını da ekleyin… Deymeyin İspanyolların keyfine…

Festivalin en can alıcı anlarından biri olan boğa koşusu
Festivalin en can alıcı anlarından biri olan boğa koşusu

Festivalin en tehlikeli ama bir o kadar da en eğlenceli ve en kaçırılmaması gereken boğalarla birlikte çılgınca koşma sekansı , şu sıralar yaşandı yaşanıyor eli kulağında… Festivali İspanyol televizyonlarında an be an izleyerek bu güzelliğin bir parçası olmaya çalışıyorum… Bir gün mutlaka canlı canlı içinde olacağım , biliyorum… Ama şimdilik tüm iştahımla kendimi adarcasına ekran başından tadını çıkarmaya çalışıyorum…

YAŞAMDAN KISSALAR – YAŞATMAYA HİSSELER – 1

firatocal | 07 July 2010 23:02

Yıldızları Söndürmek… 2010 Dünya Kupası bize gösterdi ki , yıldızların tek başına takımlarını kurtarma devri sona eriyor.. Her şeyden önce ‘’ Kral öldü , yaşasın kral ! ‘’ çığlıklarını doğru bulmadığımı söylemeliyim..Bu yüzden Messilerin , Rooneylerin , Ronaldoların öldüğünü söyleyip Mesut Özdil ‘ i , Müller ‘ i kral ilan etmenin var olan yanlış konuşmalara yeni yanlışlar eklemekten öteye gitmeyeceğini düşünüyorum.. Hepsine biraz zaman verip kahraman adaylarının bütün bir takım için bir şeyler ifade edip edemeyeceklerini bekleyip görelim…
Maradona’ ya ve Arjantin ‘ e salam olsun… Maradona ‘ nın Arjantin ‘ inin Güney Afrika ‘ da kupaya veda etmesine rağmen ülkesinde Dünya Şampiyonu gibi karşılanması , yıllardır futbolun asil ruhu adına görmeyi istediğim manzaraları hiç beklemediğim bir zamanda bana yaşattı.. Yenilenin , kaybedenin günah keçisi ilan edilmesine ve vurun abalıya misali bütün hırsların ve nefretlerin var gücümüzle onlardan çıkarılmasına öylesine alışmışım ki , futbolun kalp ve beyinle oynanan inanılmaz derecede zevkli bir oyun olduğunu unutmuşum.. Ne mutlu ki , gerçek futbol tutkunları , efsanelerine sahip çıkmayı unutmadan bir takım yada zor günde birleşebilen ve kenetlenebilen bir aile gibi kalmayı becerebiliyorlar.. Darısı bizim milli takımımızın ve sevgili halkımızın başına…
Prenslik tacı Nadal ‘ ın… Gördük ki Wimbledon ‘ da Federer ‘ in çağı kapanıp , Nadal ‘ inki başlıyor.. Tenisinin olgunluk dönemine girdiğini gördüğümüz Nadal ‘ ın , her yönden yeni jenarasyonun parlayan Şimal Yıldızı olduğunu söylememiz yanlış olmayacak…O ‘ nun ulaşılmak istenen ışıltılı başarılara imza atıp bir efsane olarak tarihe geçeceğine , asil ve güçlü bir model olarak tüm genç takipçileri tarafından örnek alınacağına hiç şüphem yok…
Eyvahlar olsun vuvuzelalar stadlarda…. Bu arada Dünya Kupası ‘ ndan ülkemize özellikle benim için sinir bozucu ve tüylerimi diken diken eden haberler de gelmiyor değil… Has bir Galatasaraylı olarak camiamdan gelen harbi fısıltılara göre , gelecek sezon bizleri kabuslar gördürtecek bir futbol sezonu bekliyor… Taraftarlara verilmek üzere klübümüzden Güney Afrika ‘ ya tam 35 bin adet vuvuzela siparişi verilmiş … Evet yanlış duymadınız , tam tamına 35 bin vuvuzela !!!!! Gitti gidiyor gibi sitelerde tek tek vuvuzela satışlarına rastlıyor ama bunu sadece mereklı havai hevesleridir diye geçiştiriyordum… Gel gör ki stadyumlarda kahredici saatlere hazırlanmamız gerekecek… Diğer klüplerden gelen bir tiyo yok.. Ama bu haberlerin ayyuka çıkmasıyla birlikte diğer büyük klüplerin yöneticilerinin de harekete geçeceğine ve tüm seyircileri kahredecek kararlar altına imza atmalarına çok az bir zaman kalmış gibi duruyor..Gazamız mübarek olsun arkadaşlarım…

Dünya Kupası’nın izlenmesi gereken 10 genç yeteneği

denizkar | 10 June 2010 15:13

Eğer takımları istenen performansı gösteremezse Fabio Capello ve Dunga, Theo Walcott ve Neymar’ı kadrolarına dahil etmedikleri için çok pişman olabilirler.

Genç oyuncular geleneksel olarak Dünya Kupası tarihinde büyük patlamalar yapmışlardır. 1958 yılında Pele ve 1990 yılında Paul Gascoigne en ünlü iki örnek olabilir. Uzun ve yorucu sezonun ardından kendini kanıtlama hırsı ile dolu genç yetenekler kupadaki gerçek farkı yaratabilirler.

Ağaşıda adı geçen genç yeteneklerin seçiminde uygulanan kriter oyuncuların 23 yaş veya altında olmaları ve zaten halihazırda kendilerini dünya yıldızı olarak göstermemiş olmalarıdır. Bu yüzden, Lionel Messi, Cesc Fabregas ve Nani gibi zaten hepimizin bildiği yıldızlardan tekrar bahsedilmemiştir.

Ayrıca yazının sonunda bazı mutlaka bahsedilmesi gereken diğer isimleri de bulabilirsiniz.

Mesut Özil – Almanya, 21

Mesut Özil
Mesut Özil

Werder Bremen’in oyun kurucusu Mesut Özil için Lionel Messi veya Cristiano Ronaldo kadar başarılı olabilecek bir potansiyele sahip olduğunu söylemek hiçte abartılı bir yorum olmaz. Geçen yıl Almanya 21 yaş altı milli takımını zafere taşıyan en önemli oyuncu olarak dikkatleri çekti. Geçtiğimiz sezon Bundesliga’da 19 asist ile göz dolduran bir performans sergiledi. Mesut Özil, Jogi Loew’in kadrosundaki kilit atak oyuncularından biri ve kendine güvenenleri hayal kırıklığına uğratmayacağa benziyor.

Dünya Klavye Şampiyonu Türkiye

ttksvnc | 03 September 2009 15:34

Muhtemelen bir çok kişi daha dünya klavye şampiyonası ve türk milli klavye takımı diye birşeyin varlığından bile haberdar değilken 16 ağustos 2009’da pekin’de yapılan dünya klavye şampiyonası’nda dakikada net 131 sözcük yazarak birinci olan recep ertaş ile birlikte türk milli takımı 56. dünya şampiyonluğunu kazandı bile.
Resmi yarış sonuçlarını bu linkten inceleyebilirsiniz

Bu sessiz sedasız süren ciddi başarının en önemli sebebi ise kuşkusuz, ihsan yener’in 1940’lı yıllardan itibaren gösterdiği şaşırtıcı uğraş ve çabaları sonucunda türkçe için özel olarak geliştirip sonunda standart türk klavyesi olarak kabul ettirmeyi başardığı f klavye. tamamen bilimsel verilere dayanarak yapılmış olan f klavye, 10000’lerce türkçe sözcüğün incelenerek en çok kullanılan harflerin en kuvvetli parmaklara ve parmakların duruş pozisyonuna göre düzenlenmesi ile meydana gelmiş.
Bu gün biz de dahil olmak üzere bütün dünya ülkelerinin yaygın olarak kullandığı Q klavyenin tarihçesi ise aslında pek de o kadar parlak değil.
1874’te Q klavyenin patentini alan Christopher Latham Sholes, icat ettiği yazı makinesinin hızlı kullanıldığında mekanik harf kollarının sıkıştığını fark ederek, yazım hızını düşürmek için harflerin yerlerini karıştırarak en çok kullanılan harfleri elin zor ulaşabileceği yerlere yerleştirmesiyle bu gün kullandığımız Q klavye ortaya çıkmış. 1932 yılında prof. dr. August Dvorak adında bir bey bu durumu düzeltmek için çalışmalar yapmışsa da eldeki 40 milyon klavye,daktilonun ve bunlara alışan parmaklarla ne yapılacağı sorusu karşısında ihsan bey kadar şanslı olamayarak bizleri ve kendi vatandaşlarını q klavyemizle başbaşa bırakmış ve bu güne kadar yapılan dünya klavye şampiyonalarında hiçbir ingiliz veya amerikalı dünya şampiyonu olamamış.
Bu gün bazı anlamlarda sınırların ortadan kalktığı dünyamızda hepimizin özellikle internette olmak üzere günlük yaşantımızın neredeyse yarısında ingilizce kelimelerle haşır neşir olduğumuz yada uluslararası bağlantılar kurduğumuz bir yaşantımız olsa da ingilizce’ye bile uyumlu olmayan bu klavye ile ne yapıyorum ben sorusunu kendine sormadan edemiyor insan.

Milli Takım Futbolcularının Otomobil Tercihleri

admin | 06 August 2008 23:34

Otomotiv Endüstrisi Tanıtım Komitesi (OETK) tarafından yayımlanan Ototrend Dergisi’ndeki haberde Milli Takım’ın ilk 11’inin otomobil tercihleri araştırılmış.

Buna göre Türk Milli Futbol takımında en pahalı otomobili Volkan Demirel ve Nihat Kahveci kullanıyor. Volkan Demirel’in sahip olduğu Lamborghini Gallardo’nun Türkiye’deki satış fiyatı 380 bin Euro. Gallardo’nun beygir gücü ise 520. İkinci en pahalı otomobile sahip Nihat Kahveci, Porsche GT2 kullanıyor. 530 beygir gücündeki bu otomobilin satış fiyatı 359 bin Euro’yu buluyor. Takımın beyni Arda Turan Porsche 4S Carrera kullanıyor. Fiyatı 188 bin Euro olan otomobilin beygir gücü 355. Son anda attığı gollerle, Türk Milli Futbol Takımı’nın yarı final oynamasında büyük emeği olan Semih Şentürk ise Audi Q7’i tercih ediyor. Fiyatı 133 bin Euro olan otomobil, 355 beygir güç üretiyor. Takımda Audi Q7 modelini seçen bir başka isim Servet Çetin.