bildirgec.org

http://www.crazypages.ru/index.php?newsid=6071

Önce kendini sev kanka noolur önce kendini!! Niye bu nefret anlayamıyorum inan! Bak yarın yeni bir gün belki de doğru insan karşına çıkıverir…
Niye böyle yapıyorsun?Bak benden de mi hiçbir şey öğrenmedin?Bağıra bağıra söyle gerekiyorsa olmadı tut yakasından söyle.
Bak ben yaptım birşey oldu mu? Hayır…
Dene doğruyu bulana kadar…
Yaşa dibine kadar…

Babacığım, bakma öyle yüzüme! Sübyancı terimini kullandım ama o kadar da küçük değiller. Yüreğine inmeden duralım bir soluklanalım. Yüzündeki donmuş ifade çözülene dek bekleyebilirim. Yalnız bırakayım mı seni biraz? Sen köpürmeden önce ben de kaçış planımı kurayım.

Önce hangisine daha çok kızdığını merak ediyorum. Kadın olduğum için mi seçmemeliyim kendimden küçükleri, yoksa gerçekten küçük oldukları için mi? Bana sadece küçük oldukları için dersen pek inandırıcı olmayacak çünkü. Neden mi? Eh, senin de eşin kendinden on altı yaş küçük değil mi? Sen hala demiyor musun “on sekizlik birini istiyorum” diye şakayla karışık? Hah, benimki de öyle şakayla karışık bir sübyancılık… Sanırım biraz da genetik bu işler. Senin dışında da ailemizde arada ciddi yaş farkı olduğu halde evlenen birçok erkek ve kadın var.

herkese merhaba,

çoğunuzun bildiği bir şarkının sözlerinden bir alıntı yapıyorum;

-aşk için ölmeli aşk o zaman aşk-

şimdi bu dizenin sizin için ne anlama geldiğini, size ne ifade ettiğini düşünüp, paylaşırsanız sevinirim. böylece bu dizeden yola çıkan farklı insanlar, nasıl farklı noktalara varabiliyorlar? görmüş oluruz. bence ne kadar fazla katılım olursa, o kadar geniş bir pencereden bakma şansımız olacaktır. zaten böylesi konularda tek bir doğrunun varlığına hükmedilemez. tabiki herkesin kendi bakış açısıyla, kendisine özgü görüşleriyle farklı çıkarımları olacaktır. yani -hadi doğru cevabı bulalım! demiyorum. hadi dilerseniz kendi fikirlerinizi belirtin diyorum. kısacık da olsa kabul, sayfalarca yazsanız da sorun değil. buyrun

İnternette binlerce arkadaşlık, aşk, meşk sitesi var ve bir çok internet kullanıcısı o yada bu şekilde çoğunu görmüştür yada sabahlara kadar “Slm, naber?” gibi mesajlarla zaman öldürmektedir. Bu ömür törpüsü sitelerden bazıları kullanıcılara spam ve sahte mail göndererek kullanıcı kitlesini artırmakta hatta üyelik aşamasında kullanıcının mail adresini ve şifresini isteyerek mail adresine socket sistemiyle bağlanarak adres defterinden mail adreslerini alıp “xxxxx invites you” gibi spam maillar atmaktadırlar. Bunlardan daha önemlisi bir şekilde mail adresinizi ele geçiren (Özellikle Türk arkadaşlık siteleri) siteler mail adresinize “Sizinle ilgilenen bir bayan var” yada “mesajınız var” gibi kendi hazırladıkları ve fotoğraf uydurdukları profillerden size mesaj gönderirler. Tabii bu hayali kişi aynı anda binlerce kişiye hayali bir mesaj göndermiştir. Peki bilinçsiz kullanıcı ne yapar? Mesaja cevap vermek ister fakat cevap ver butonuna tıkladığında birden bire “Gold,silver,diamond” gibi üyelik sistemleriyle karşılaşır ve bazı kullanıcılar aylık çok uygun gibi görünen ücretlerle bu sitelere üye olur ve bu hayali arkadaşa mesaj atarlar, fakat hayali arkadaş bir türlü reply butonuna tıklamaz. Kullanıcı ödediği paranın üzerine bir bardak soğuk su içer, uyanık site sahibide paraları cebine koyarak olay mahalinden uzaklaşır. Bu uyanık site sahibi aynı siteyi durmadan klonlar. Farklı site ismi ve farklı renklerle “askinibulsanayahu.com, neduruyorsunsenibekleyenkizlarvar.com” gibi siteler açar ve bu spam durumu devam eder gider aynı zamanda dumb kullanıcıları sisteme dahil ederek bir mercedes parası çıkartır. Aynı zamanda ahlaksız site sahibi sabahlara kadar uğraşarak sağdan soldan topladığı resimlerden yüzlerce hayali profil oluşturur.Resimler %99 oranla güzel bayanların resimleridir tabii bunu gören kullanıcı sitedeki login butonunu cennetin anahtarı gibi gördüğü için sign up duyguları depreşir ve formları doldurmaya başlamıştır bile. Bu yazıyı yazmamın nedeni; olurda bu tür kullanıcıların bir şekilde gözüne ilişirse içine çekildikleri tuzaktan haberdar olmaları, bu tür oyunlara kanmayıp paralarının ceplerini ısıtmasına devam etmeleri.

Ve işte bir kaç satır daha dökülüyor klavyenin tuşları arasından ekrana uzanan digital yolda parmaklarımdan.

Okunup okunmaması umurumda değil artık ya da yazdıklarımdan dolayı bana yapılan ithamlar..

Aşk üzerinde yazmak istedim bir kez daha , sevmek üzerine , sevilmek üzerine ve hatta kimbilir belki de yaşanan bahar günlerinin hatırına yeni aşklara yelken açmak üzerine bir şeyler karalamak istedim.

Ama olmadı işte yine olmadı ne yazık ki !…

Neden mi ?

Klavyenin başına geçer gecmez önceki gün Ankara ziyaretim sırasında rastladığım tahminen lisenin ilk yıllarında olan iki genç geldi gözümün önüne…

Aşk acısı çekenleri çok kolay tanırız buğulu gözleri, eli çenesinde dalıp dalıp gitmesi, her duygusal şarkıda ağlamaklı olması en belirgin belirtileridir. Bu leyla arkadaşlarımıza iyilik edip bazı şarkılar çaldığında oradan uzaklaştırmalı veya kulaklarına pamuk tıkamalıyız. Şarkılardan bazıları :

1) Beethoven – Moonlight Sonata
2) Tori Amos – Winter
3) Gökhan Kırdar – Nisan
4) Elvis Presley – Love me tender
5) Ümit Besen – Nikah Masası

Sizden de bu tür şarkıları bekliyorum.

Gerçi dugusal şarkıda dinletseniz hareketli parçada, yine aşkını hatırlayacaktır yine aşkını. Ama biz elimizden geleni yapalım.