bildirgec.org

max von sydow hakkında tüm yazılar

Extremely Loud and Incredibly Close (2011)

queennothing | 05 October 2011 11:34

İlk filmi “Billy Elliot” ile oldukça büyük bir başarı elde eden Stephen Daldry‘i “The Reader”, “The Hours” gibi filmlerden tanıyoruz. İngiliz yönetmenin son çektiği sinema filmi “Extremely Loud and Incredibly Close“, 2012 senesinde gösterime girecek. Jonathan Safran Foer’in romanından uyarlanan filmde iki defa Oscar Ödülü kazanan Amerikan aktör Tom Hanks, Oscar Ödüllü Amerikan aktris Sandra Bullock, genç aktör Thomas Horn,James Gandolfini, Max von Sydow, Jeffrey Wright, Viola Davis, Adrian Martinez, Griffin Newman ve John Goodman gibi isimler rol alıyor. Ülkemizde 12 Mart 2012 tarihinde vizyonlarda olması beklenen yapım, 11 Eylül saldırısında babasını kaybeden küçük bir oğlan çocuğunun heyecanlı ve meraklı yapısını konu ediniyor.

Judge Dredd (1995)

queennothing | 10 May 2011 09:12

Üç defa Emmy’e aday gösterilen İngiltere doğumlu yönetmen Danny Cannon‘un yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Judge Dredd“, çizgi romandan uyarlandı. Senaryosu William Wisher Jr. ile Steven E. de Souza tarafından yazılan film, 70 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle İngiltere ve İzlanda’da çekildi. 2139 senesinde geçen bilim-kurgu aksiyonunda iki defa Oscar’a aday gösterilen aktör Sylvester Stallone, dört defa Altın Küre adayı olan aktör Armand Assante, İsveçli aktör Max von Sydow, Rob Schneider, Alman aktör Jürgen Prochnow, Amerikan aktris Diane Lane ve Joanna Miles rol alıyor.

Azınlık Raporu; Minority Report (2002)

queennothing | 15 April 2011 11:30

Bugüne dek 40’tan fazla filme yönetmenlik, 100’den fazla filme de yapımcılık yapan Amerikan sinemacı Steven Spielberg‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Minority Report“, 2002 senesinde vizyona girdi. Philip K. Dick’in kısa öyküsünden uyarlanan filmin senaryosu Scott Frank ile Jon Cohen tarafından yazıldı. Üç defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan aktör Tom Cruise‘nin başrolünde yer aldığı yapımda İsveçli aktör Max von Sydow, İrlanda doğumlu aktör Colin Farrell, İngiliz aktris Samantha Morton, Amerikan aktris Steve Harris, Lois Smith, Jessica Capshaw, Patrick Kilpatrick, Neal McDonough ve Anna Maria Horsford gibi isimler de rol alıyor. Yine insan yaşamına hizmet için geliştirilen teknolojinin insan yaşamına nasıl düşmanlaştığını gösteren bir filmle karşı karşıyayız. 100 Milyon Dolar gibi dev bir bütçeyle Amerika’da çekilen filmimiz, Türkçe’ye ‘Azınlık Raporu’ olarak çevrildi. Orjinal süresi 145 dk olan film, ‘En İyi Ses Düzenleme’ dalında da Oscar’a aday gösterildi.

İyi Niyetler; Den goda viljan (1992)

queennothing | 21 March 2011 21:26

Yönetmen Ingmar Bergman, filmlerindeki kadın karakterler üzerine yoğunlaşması ile bilinir. Annesinden etkilenerek sinema kariyerinde kadınları incelemeye başlayan Bergman, hayatına giren ilk kadın olan annesini anlattığı bu yapımda bir çeşit iç hesaplaşma yaşıyor.

Tutkunun filmi; The Passion of Anna (1969)

queennothing | 26 January 2011 17:35

İsveç Sineması’nın büyük ismi Ingmar Bergman‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “The Passion Of Anna” (orjinal adıyla; En Passion), 1969 senesinde vizyona girdi. Tokyo’da dünyaya gelen aktris Liv Ullmann ile İsveçli aktör Max von Sydow‘un başrollerini paylaştıkları yapımda İsveçli aktris Bibi Andersson, İsveçli aktör Erland Josephson, aktör Sigge Fürst ve Erik Hell rol alıyor.
Filmle ilgili ilginç bir detayı da vermeden geçmeyelim; yönetmen Bergman, filmin çekimlerini bir zamanlar birlikte olduğu ve çocuğunun annesi olan Liv Ullmann ile birlikte yaşadığı adada tamamlamış. Dört karakterin öyküsünün anlatıldığı film, esasen Andreas Winkelman’ın yaşamına odaklanıyor.

Sinemada Ortaklıklar

| 09 November 2010 16:15

Bir yönetmen için oyuncular önemlidir. Bu yüzden sürekli yetenekli oyuncular aranır film için. Yönetmen, oyuncuyla çalışır. Eğer oyuncunun oyunculuğundan ve karakterinden memnun kalırsa onu diğer projeleri için düşünmeye başlar. Hatta diğer projelerinde başkarakter için aklına gelecek ilk isim “o” oyuncu olur. Neden yönetmen, hep “onu” tercih ediyor? Cevabı bellidir aslında. Yönetmenin oyuncuyla kimyasının tutması ve diğerlerinde görmediği çok başka şeylerin “o” oyuncuda olması… Sinemada bir sürü ortaklık sözkonusu. Ben de bazılarına değinmeye çalışacağım burada. Genelde Hollywood ortaklıklarına değineceğim. İlerleyen zamanlarda yerli ortaklıklara da değinirim belki de.

*Robert De Niro-Martin Scorsese:

Sinemanın en verimli ortaklıklarıdır bu. De Niro ile Scorsese’nin kariyerleri aynı anda yükselişe girdi. İlk çektikleri (beraber) film olan Mean Streets’le ilgiyi topladılar. Sonraları Taxi Driver, Raging Bull, Cape Fear, King of Comedy, New York New York, Casino, Goodfellas’la ortaklıkları devam etti. Scorsese’nin başarısı De Niro’dan bağımsız değil. Aynı şekilde De Niro’nun başarısı Scorsese’den bağımsız değil. De Niro da Scorsese de en iyi işlerini beraber yaptılar ve bu zamanlarda hep yukarıdaki işlerle anılmaktalar.
Peki bu ortaklık bir kez daha devam edecek mi? Hepimiz yeni Scorsese-De Niro ortaklığını içeren bir filmi bekliyoruz. Olur mu, belli değil. Umarız ki olur. Ufukta bir proje var ama belirsizliğini koruyor. Peki bu ortaklık neden bitti? De Niro ile Scorsese’nin ortaklığının bitişinin nedenini bilmiyorum. Ama nedenin stüdyo olduğunu tahmin ediyorum. Stüdyolar bu ortaklıklardan sıkılmış ve bitirmiş olabilirler. Ama şimdi de bu ortaklığı gündeme getirip para kazanmayı düşünüyorlar. İronik!

De Niro-Scorsese
De Niro-Scorsese

Wild Strawberries (1957)

queennothing | 22 June 2010 12:19

Senaryosu ve yönetmenliği İsveçli yönetmen Ingmar Bergman‘a ait olan etkileyici bir psikolojik drama filmi “Wild Strawberries” (Yaban Çilekleri); orjinal adıyla “Smultronstället”, 1957 senesinde vizyona girdi. İsveçli aktör Victor Sjöström, İsveçli aktris Ingrid Thulin, Bergman’ın kadrolu oyuncularından Bibi Andersson ve Max von Sydow‘un rol aldığı film, ‘En İyi Senaryo’ dalında Oscar’a aday gösterildi.
‘Fahri’ unvanını alacak olan Doktor Isak Borg, ömrünün yarısını birlikte geçirdiği emektarı, ‘eş’ gibi gördüğü yardımcısıyla birlikte yaşayan, biraz huysuz, biraz bencil; kurallarıyla kendine hükmeden yaşlı bir adamdır. Bir süredir oğlu ve geliniyle yaşayan Doktor, o akşam kendisi için düzenlenecek törene gitme planını bozar ve arabasını alıp, küçük bir gezintiye çıkmaya karar verir. Gelinini de yanına alan Doktor, yolda, yaşadığı 78 senenin hesabını, iyisiyle kötüsüyle ortaya dökecek ve tanıştığı yeni insanlar sayesinde ‘bencil’ yüzünü, ‘huysuz’ tavırlarını ve ‘müdahale eden’ halini tanıyacaktır.

Skammen (1968)

queennothing | 17 February 2010 16:56

2007 senesinde hayatını kaybeden usta yönetmen Ingmar Bergman‘ın yönetmenliğini yaptığı 1968 çıkışlı sinema filmi “Skammen“in (Shame / Utanç) başrolünde iki defa Oscar’a aday gösterilen İsveçli (esasen Japonya doğumlu) aktris Liv Ullmann ve Oscar adaylığı bulunan aktör Max Von Sydow yer alıyor.
7 senedir evli müzisyen çiftin gelgit günlerini ve gözden ırak yaşadıkları adadki evlerinde geçen hayatlarını konu alan yapım, aniden çıkıveren iç savaşla farklı bir boyut alıyor. Evlerinin dibinde gerçekleşen yıkımın çift üzerindeki etkilerine yoğunlaşan Bergman, yine başarılı bir psikolojik/ drama ile karşımızda.

Eva ve Jan Rosenberg çifti, aynı orkestrada çalan, bu sayede tanışan ve 7 sene evvel dünyaevine giren bir çifttir. Bir çiftlik evinde, kendi hallerinde yaşayan çift, bahçelerinde tavuk besleyerek, arada sırada şarapla romatizm yaparak geçen sıradan günlerini, Eva’nın kadın gerginliğiyle hareketlendirip, birlikteliklerini soslandırıp, katlanabilir kıvama sokuyorlardır. Eva’nın baskın, baskıcı, midahale etmeden duramayan ve şikayetçi tavırlarının altında kalan Jan, genç kadını sakince yatıştırmayı iyi bilmekte ve bu sayede adı sanı duyulmamış bu adadaki yalnız yaşamları daha sürdürülebilir gibi görünmektedir.

Ernst Ingmar Bergman

queennothing | 16 February 2010 09:50

Ernst Ingmar Bergman, 14 Temmuz 1914 tarihinde, Protestan rahibi Erik ve hemşire Karin’in oğlu olarak İsveç, Uppsala’da dünyaya geldi. Çocukluğunu doğduğu yerde geçiren Bergman, 16 yaşındayken Almanya’ya gitti. 1937 senesinde kaydolduğu Stockholm Üniversitesi‘nde ‘Sanat ve Edebiyat’ okudu. Fotoğrafçılıktan, sinemaya atılan genç adam, 1943 senesinin 25 Mart’ında ilk evliliğini Else Fisher ile gerçekleştirdikten iki sene sonra boşanma kararı aldı. Aynı sene Ellen ile ikinci evliliğini gerçekleştirdi. Bu arada, Fisher’dan bir çocuk sahibi olan Bergman, sene 1946 olunca, ilk yönetmenlik deneyimini kazandı. Bir oyundan uyarlanan “Kris“, 90 dakikalık bir yapımdı ve tamamiyle İsveç sınırları içerisinde çekildi. Aynı sene “Det regnar på vår kärlek” adlı sinema filminin de yönetmenliğini yapan Bergman, 1947’de “Skepp till India land“i ve 1948’de “Musik i mörker“i (Music Is My Future) yönetti. Aynı sene Nine-Christine Jönsson‘un başrolünde yer aldığı “Hamnstad“ın (Liman kenti) yönetmenliğini yaptı. Bir sene sonra “Fängelse” (Prison) adlı yapımı yazıp, yöneten Bergman, bir roman uyarlaması olan “Törst” ile başarısını bir kez daha kanıtlamış, İsveç Sineması’na yepyeni bir şekil vermişti.

1950 senesinde, dört çocuk sahibi olduğu Ellen ile boşandığını açıklayan yönetmen, “Till glädje“nin hem senaristliğini, hem yönetmenliğini yaptıktan sonra “Sånt händer inte här“ın yönetmenliğini üstlendi. 1951 senesinde, Gun Grut ile dünyaevine giren Bergman, aynı sene “Sommarlek“i yönetti.
Aradan bir sene geçmişti ki, eşi Grut’un senaryosunu yazdığı komedi filmi “Kvinnors väntan“ın yönetmenliğini yapan usta yönetmen, 1953 senesinde adını Avrupa’ya duyuracak bir yapıma imza attı; “Sommaren Med Monika” (Monika ile Bir Yaz). Filmde, sonları devamlı oyuncularından biri olacak olan Harriet Andersson rol alıyordu ve bu yapımla Bergman, kadınlara olan bakış açısını ve ‘kadın’dan yana olduğunu daha önce görülmemiş bir gözle, duyulmamış bir dille sunuyordu. Aynı sene yönetmen, yine Harriet’in de rol aldığı “Gycklarnas Afton“u (The Naked Night) çekti. Yönetmen, bu filmde gözümüze çarpan gezici sirke, göstericiye ve göstericinin kadınlara olan düşkünlüğü yüzünden sonsuz bir sevgiyle bağlı olduğu eski karısını bırakması ve geri dönmek isteyince karısının kazandığı ‘gurur’ hissi yüzünden kabul edilmemesine dikkat çekiyor. Ayrıca, bir çok filminde kullandığı ‘sorgusuz, saf erkek aşkı’ da dikkate değer bir başka durum.

Shutter Island (Zindan Adası)

agustos | 10 February 2010 14:32

Martin Scorsese’nin yönettiği film Dennis Lehane’ın aynı isimli romanından (2003) uyarlanmış.

1954 yılında Massachusetts’te bir adada, suç işlemiş akıl hastalarının tedavi gördüğü hastanede kilit altındaki kadın katilin ortadan kaybolması üzerine polis müderleri Teddy Daniels (Leonardo DiCaprio) ve Chuck Aule (Mark Ruffalo) adaya gider ve soruşturmaya başlarlar. Ancak olaylar geliştikçe Teddy, adadan canlı ayrılmanın neredeyse imkanısız olduğu fikrine kapılır.