bildirgec.org

masal hakkında tüm yazılar

stardust

mansonilized | 22 October 2007 17:36

Neil Gaiman’ın romanından sinemaya uyarlanan büyükler için yazılmış fantastik öğelerle süslü aşk romanı. Matthew Vaughn kitabı sinemaya uyarlarken birçok detayı değiştirmiş hatta hiç olmayan karakterler bile eklemiş. Romanı okumadığımdan uyarlamanın ne denli başarılı ya da başarısız olduğuna deyinemeyeceğim. Ancak filmi izlesem mi diyenler için bir ön bilgi sunumu yapabilirim.

Konu delice aşık olduğuna inandığı kızı elde etmek için ona kayan bir yıldızı bulup getirme sözü veren Tristan’ın o kayan yıldızın aslında bir kız olduğunu fark etmesiyle başlıyor. Ancak kayıp, dünyaya düşen bir yıldızın kalbini yemek cadılara sonsuz güzellik ve güç bahşediyorken üstelik o yıldız kral olmak için savaş veren 4 prensin mutlaka sahip olması gereken bir kolyeyi taşıyorken bu pek de kolay olmayacaktı. Film masal havasında rengarenk görüntüler eşliğinde akıcı bir şekilde ilerliyor. Oyunculuk konusunda bence yıldız rolündeki Claire Danes hariç herkes on üzerinden on puan almayı hak ediyor.

Robert de Niro’yu izlerken bu adam ölürse ne kadar üzülürüm diye düşünmekten Michelle Pfeiffer’ı her görüşümde bu yaşta hala bu kadar etkileyici olmayı nasıl başarıyor diye şaşırmaktan alamadım kendimi. Korkunç korsanı oynayan de Niro’nun elbiseli dans sahnesi, Pfeiffer’in büyü yapmadan hemen evvelki bakışları inanılmaz etkileyici. Peter O’ toole kısacık rolüyle her zamanki gibi insana bir an nerede olduğunu unutturuyor. Filmde hayalet prensler sürekli bir gülümseme etkisi yaratıyor, konuşmalar esprili. Aşk incecik narin bir duygusal titreme gibi kenara ilştirilivermiş ancak o kadar yakışmış ki gözümüzü üzerinden alamıyoruz (benim gibi romantiklikten uzak birinde bile duygulanma hissi yarattı!).

Masal Cennetine Hoşgeldiniz

NLPMaster | 19 October 2007 19:19

Çocukluğumuzun harika dünyaları Masal diyarlarınıhatırladınız mı?
Ne dediniz?
ne zaman unutabildik mi?
Haklısınız…
Masal diyarlarınız, keloğlanlarını, masal perilerini, masal cadılarını, dev ejderhaları, iyi kalpli yaşlıları, maharetli hayvanları, sihirli tüyleri, hep iyilerin kazandığı sonları ile masalların tadı hangimizin damağından gitti ki …

Kah yıllarca gittik, bir arpa boyu yol gidemedik,
Kah iyilik ettik de bir yarenlik göremedik
ama sonunda kazanan iyi kalpli kahramanlarımızlasevindik.

İşte bu masalları unutmayalım isteyen bir site yayınına sesli masallarla güzellik katmış. Haberiniz olsun istedim.
Masal dinleyebileceğiniz, bilgisayarınıza masal müzik dosyalarını indirebileceğiniz, en popüler masalların listesini görebileceğiniz bu sitenin adı MASAL DİYARI

Alafortanfonik hikaye

kopanisti | 12 September 2007 13:35

Aşağıda okuyacağınız alafortanfonik hikaye, ostrogotlar ve vizigotlar çağındaki kısa bir zaman dilimdeki küçük bir köy hayatını anlatmaktadır. Olayda verilen yer ve kişi adları tesadüften ibaret olup bugünkü yer ve kişilerle uzaktan yakından bir alakası yoktur.
Bermuda şeytan üçgeni mevkiinde, lip lip arazisininin derin ormanlarında sıvasız duvarlı bir evde yaşayan şakire dudu yatılı okulun mahseninde ikiyüzelli gramlık şahane bir tarantula beslerdi
Hatce ise bahçesindeki dipsiz kuyudan dudu için mütemadiyen istiridye toplar, onları kadifelere sarar sonra kutusuna koyar ve kurt ininden geçerek çatlak yoldan ilerlerleyerek yoluna devam ederdi.
Kayısı kutusunu kuruması için ağzı aşağı gelecek şekilde fare kapanının yanına koyan mamiş’in mukadderatında ise beliren obur kuş, yosunlu böcek deliğindeki üçgen çiçeği oyuktan çıkarırken kara delikte gördüğü lahanayı paketleyip mobilyanın önündeki elmas kutusuna pıtıklamayı da ihmal etmezdi.
Bu esnada olaydan habersiz olan gubarcık da derin bacakarasından kukulampiyi süzerdi. Kuku ise, cici hazinesini hüp deliğinden atlatıp, aman ortada kuyu var yandan geç hesabı pamuklar gibi olan çilikini faraşıyla süpürüp gömüsüne katardı.
Artık ambardaki saatli pırla ile ilgilenmenin zamanı gelmişti. Küçük kurnanın başında bekleyen kukuriku, mamuşunun yaprak gibi dıncığıyla vızzık yönünde ilerlerken, miş yerinin ukuku bölgesindeki gömü de gözünden kaçmamıştı.
Kukaraça ise bu esnada yumuğun yünlüsüyle ilgilenmekte ve onu derli toplu hale getirmekteydi. Vicey’in ise bu duruma amin demekten başka şansı yoktu.
Aman Şeytan kulağına kurşun.

Kitaplarla Ruh Sağaltımı

siyah zeytin | 10 August 2007 10:21

Kitaplarla Ruhu Sağaltma Yöntemi:

Bibliyoterapi adı verilen bu yöntemle terapi uygulanıyor. Bir psikolojik danışman gözetiminde yapılan bu terapide danışan kişinin sorunlarına yönelik çözüm önerileri, konusuna uygun olarak seçilen kitapla aranıyor.

Dikkat edilecek noktalar:

1. Danışanın problemine yönelik uygun kitabı seçme.

2. Kitabı doğru zamanda seçme ve terapiyi uygulamaya başlama.

3. Öykü, masal ya da roman kahramanının danışanın kişilik özellikleri ile benzer özellikleri taşıması.

4.Yaşanan sorunu belirleme ve tanımlama çalışması.

Geçip giden zaman

mysery[pilli_silinen_hesap] | 02 August 2007 15:28

Çözemedim…

1.
Akıp gidiyor… Nereye kadar bu döngü. Geçip giden zaman mı yoksa dönüp duran ben miyim? Çözemedim…

2.
Sessiz, kimsesiz bir gece. Masa lambasının soluk üçgen ışığına zehirli dumanlar yükseliyor. Mavi sigara paketinin üzerinde “Sigara içmek öldürür” yazısı. Ne zaman, kaç nefes sonra? Ölüm her şeye çözüm mü? Derin bir nefes daha çekiyorum sigaramdan.

3.
Pencerede ılık bir esinti. Yaz geldi gelecek. İlkyazlar nicedir kayıp hayatımda. Kayıplar çoğalıyor günler geçtikçe. Sahi bir kayıp defteri mi tutmalı şu hayatta?
Neden bunca üzüntü, keder? Hüzün hafif kalıyor artık. Hüzün kahveleri gibi Sait Faik kahramanları da kayıp. Aynalı kavaklar pırıltısız. Büyümek neden bu kadar acı veriyor?