Elektrikler kesik değildi ama dışarıdaki sokak lambası her zamanki gibi yine yanmıyordu. Odam karanlıktı; fakat ben şikayetçi değildim. Yatağıma uzanmış, tam karşımdaki beyaz duvarı ve o küçük kara deliği seyrediyordum. Bekliyordum.
Fazla beklememe gerek kalmadan delikten beyaz bir ışın çıktı. Hiç ıskalamadan alnımın tam ortasına denk geldi. Küçülmeye başladım. Boyum ve kilom, belli bir hızla ve aynı oradan azalıyordu. Küçülme işlemi tan yarıya geldiğinde ışının beni çektiğini hissetmeye başladım; fakat henüz yeteri kadar hafif değildim. İşlem beni dörtte üç küçülttüğünde alnımdaki bağ sayesinde ışın yoluyla deliğe doğru havalanmaya başladım. Artık hem ufalıyor, hem uçuyordum.