bildirgec.org

marshall brickman hakkında tüm yazılar

Annie Hall

exorientelux | 25 March 2010 16:25

Wood Allen ustanın baş yapıtlarından biri sayılan Annie Hall, gerçekten de aldığı övgüyü hak eden filmlerden biri. 1977 yılı çıkışlı filmin senaryosunu Marshall Brickman ile beraber yazan Allen, baş rolü de Diane Keaton ile paylaşıyor.

Komedyen Alvy Singer’ın başından geçen iki evlilik sonrasında tanıştığı Annie Hall ile ilişkisinden yola çıkarak kadın erkek ilişkilerini irdeleyen filmde, Woody Allen’in klasikleşmiş entellektüel hayat, sanat, kişisel gelişim, yahudiler, aile, New York gibi göndermeleri de bolca mevcut.

Şahsen, kadınların da erkeklerin de ilişkilerde kendilerine biçilen rolleri oynadıklarını, maskeleri çıkardıklarında ortaya çok farklı düşünce ve duyguların çıktığını, ama bu farklılıklara rağmen “ne seninle ne de sensiz” durumunda olduklarını anladığım filmde; ne kadar eğitimli olursa olsun erkeklerin doğalarını aşmalarının güç olduğu (Annie’nin önce kurslara gitmesini teşvik edip sonrasında kaydettiği gelişmeye somurtan Alvy), kadının ne istediğini idrak edecek bilince ulaştığında artık başkasına ihtiyaç duymayacağı (Annie’nin filmin sonundaki kararı) gibi yan düşünceleri de çıkarmak mümkün. Bunların yanında Woody Allen’ın aslında kadınların tarafını tuttuğu gibi bir düşünceye de sahibim.

Annie Hall‘un bir güzel yanı da harika mizah anlayışı elbette. Çoğunluğu diyaloglar üzerinden yapılan mizahın bazı sahnelerde durumlara yüklendiğini ama bunun vasat bir durum komedisinden çok daha başarılı yapıldığını görüyoruz ( Mesela Annie’nin ailesiyle yemek yedikleri sahne).

Manhattan Murder Mystery (1993)

queennothing | 17 July 2009 09:43

Larry Lipton ve Carol Lipton, uzun bir evliliğin, heyecansız ve can sıkıcı yanını paylaşan, birbirlerinden oldukça farklı ve orta derece uyumlu bir çifttir. Larry’nin spora ilgisi, Carol’un ilgisizliği; Carol’un opera sevdası ve Larry’nin anlayamadıklarına katlanamama huyu, birlikte geçirdikleri hayatın bir parçası haline gelmiştir. Sıradan bir akşamın sonunda evlerine dönen ikili, apartmanda, yan komşuları Paul House ve Lillian House çiftiyle karşılaşır. Carol ve Larry, davet üzerine geceye House çiftinin evinde devem eder ve çiftin misafirperver tavırlarının yanında, yıllardır birlikte olmalarına rağmen, birbirlerine aşırı ilgi göstermeleri, Lipton çiftini etkiler.
Evliliğinde heyecanın eksikliğini hisseden Carol, yaşlı çiftin sempatik tavırlarına imrenir. Larry ise, karısının tam aksi, kötümser ve umursamaz haliyle, Carol’unkilerden farklı yönde ilerleyen takıntılarıyla dolmuş, evliliğinde hçbir eksiklik hissetmez.
Karısından boşanan Ted ise, Larry ve Carol’un en yakın arkadaşıdır. Kadınlarla yolunda gitmeyen işleri, Ted’i ilk aşkı, Carol’a yöneltse de, Carol, durumu farketmemektedir.

Bir sonraki akşamda, apartmandaki hararete koşan Lipton çifti, Bayan House’un, kalp krizine yenik düşerek, hayatını kaybettiğini öğrenir. Durumun şaşkınlığını yaşayan Carol ve Larry, Bay House’a yolda rastlarlar ve taziye dileklerini bildirirler. Rahat tavırlarıyla karısının ölümüne alışmış görünen Bay House, Carol’un dikkatini çeker. Duruma anlam vremeyen Carol, Bay House’un şüphe çeken tavırlarına kayıtsız kalamaz ve işin peşine düşer. Başını belaya sokmak istemeyen Larry, monoton hayatına yeni bir heyecan istemeyecek kadar tekdüze bir adamdır ve Carol’u engellemeye çalışır.

Manhattan (1979)

queennothing | 06 July 2009 18:17

1935, New York doğumlu usta yönetmen Wood Allen‘ın, Brezilyalı senarist / yönetmen Marshall Brickman ile birlikte yazdığı, yazlnız yönettiği 1979 yapımı “Manhattan“, Allen’ın Manhattan’a olan sadakati ve sevgisinden, kadın – erkek ilişkilerine uzanan bir hayat dersi.
42 yaşında olan Isaac Davis, ünlü bir TV kanalında senaristlik yapmaktadır. İki kere evlenip, boşanan Isaac, henüz 17’sinde olan Tracy ile ilişki yaşamaktadır. Kanaldaki işinden istifa eden Isaac, uzun zamandır planladığı ‘kitap yazma’ işini gerçekleştirme zamanının geldiğini düşünür ve kitaba başlar. İkinci eşiyle ‘başka bir kadın’ yüzünden boşanan Isaac, oğlunun annesinin ‘biseksüellik’ten, ‘eşcinselliğe’ geçişini ve boşanmayla sonuçlanan evliliklerini anlatan bir kitap yazacak olmasını sindiremez ve saklayacak bir şeyi olmadığını iddia etmesine rağmen, ‘açığa çıkma fikri’, kaygıyla yaşamasına sebebiyet verir. Çok düşünen, çok konuşan, fazla olgun ve fazla çocuksu, kaygılı ve narsist, rahatsız ve kendine özgü bir adam olan Issac, arkadaşı Yale’in sevgilisi Mary ile tanışır. Evli olan Yale, karısını, fikirlerini savunan ve iddialı bir kadın olan Mary ile aldatmaktadır ve Isaac, bu kadından hiç hoşlanmaz.

Isaac’e göre fazla genç olan Tracy, Londra’dan sinema üzerine 6 aylık bir eğitim paketi kazanır, fakat Isaac’i sevdiği için gitmek istemez. Aradaki yaş farkını ve Tracy’nin hayatına girecek olan erkekleri düşünen Isaac, genç kıza soğuk davranır ve başka bir kadınla ilişkisi olduğunu söyler. Tracy’nin saflığının etkisinden kurtulamayan Isaac, Yale’den ayrılan Mary’ye aşık olmuştur ve ikili, ciddi bir ilişki yaşamaya başlar. Olayların tersine dönmesi, bir süre sonra ne Yale’i, ne de Mary’yi rahatsız eder.