bildirgec.org

marisa tomei hakkında tüm yazılar

Şeytan Duymadan; Before the Devil Knows You’re Dead (2007)

dnz81 | 03 February 2011 10:04

May you be in heaven half an hour before the devil knows you’re dead.(Şeytan öldüğünü öğrenmeden, birbuçuk saat cennette olabilirsin).

Usta yönetmen Sidney Lumet‘den bir suç ve drama filmi, Before the Devil Knows You’re Dead (2007).

film afişi

Oscarlı Philip Seymour, Ethan Hawke, Albert Finney ve Marissa Tomei filmin kadrosunda yer almakta.
Andy ve Hank varlıklı bir ailenin yetişkin iki evladıdır. Evli olan Andy, eşi Gina ile lüks bir hayat sürmekteyken maddi sıkıntı içine girerler. Hank de işsiz güçsüz, dikiş tutturamayan bir karakterdir. Kariyerinde yükselemeyeceğini anlayan Andy’nin kusursuz bir planı vardır.

Anneme Dokunma!; Cyrus (2010)

queennothing | 13 January 2011 11:43

Jay Duplass ve kardeşi Mark Duplass‘ın birlikte çektiği sinema filmi “Cyrus” (Anneme Dokunma!), 2010 senesinde vizyona girdi. Filmde Amerika doğumlu aktör John C. Reilly, Oscar Ödüllü aktris Marisa Tomei, genç aktör Jonah Hill, Catherine Keener, Matt Walsh, Diane Mizota ve Tim Guinee gibi isimler yer alıyor.
Eşinden henüz boşanmış bir adam olan John, hayata yeniden doğmuşçasına tutulmuş, kendine yeni bir yol çizmeye karar vermiştir. Tam da bu dönemde tanıştığı Molly’den etkilenen John, kısa sürede Molly’i hayatına alır ve yeniden aşık olur. Ancak ortada büyük bir sorun vardır; Cyrus. 21 yaşındaki bu sorun, annesi Molly ile çok özel bir ilişki kurmuştur ve bunu kimsenin bozmasına izin vermeyecektir.

Cyrus engeline takılan John ise Molly’nin hayatında yer almaya niyetli ve en az genç çocuk kadar inatçıdır.

Four Rooms (1995)

queennothing | 03 September 2009 16:33

Teksaslı yönetmen Robert Rodriguez, Oscarlı yönetmen Quentin Tarantino, Alexander Rockwell ve 1954 doğumlu Allison Anders, 1995 senesinde “Four Rooms” adlı projede biraraya geldi. Dört bölümden oluşan film, aynı otelde dört farklı oda ve her odada geçen dört farklı hikayeden meydana geldi.
İngiliz aktör Tim Roth‘un başrolünde yer aldığı yapımda, unutulmaz müzikal “Flashdance“den tanıdığımız Jennifer Beals, İspaanyol aktör Antonio Banderas, ‘Pop Müziğin Kraliçesi’ Madonna, Bruce Willis, Oscarlı aktris Marisa Tomei, genelde yardımcı rollerle karşımıza çıkan New Yorklu aktör David Proval, İngiliz aktris Ione Skye, İtalyan aktris Valeria Golino, Alicia Witt, Amanda De Cadenet ve Tarantino‘nun kendisi de yer alıyor. Ayrıca Salma Hayek de, filmin ‘The Misbehavers’ adını taşıyan bölümünde, TV’de görünen ‘striptizci kız’ olarak küçük bir rolde yer aldı.

Ted, beş yıldızlı bir otelde’oda servisi’ olarak görev yapmaktadır. Dedesinden kalan bu iş, genç adamı yılbaşı gecesinde tahmin bile edemeyeceği maceralara sürükleyecektir.
(A. Anders’in yönettiği) “The Missing Ingredient:” Kendilerini ‘cadı’ olarak tanımlayan ve mitolojik Tanrılara inanan eşcinsel kadınlar, ayin yapmak için yılbaşı akşamı bir otel odası kiralarlar. Ayine başladıklarında, içleerinden birinin verilen görevi yapmadığını itiraf etmesiyle cadılar, bu eksiği gidermek için acilen ‘erkek’ aramaya başlarlar. Bu şanslı erkek, Ted olacaktır.

The Wrestler

queennothing | 24 January 2009 11:46

Drama‘ dalında en çok konuşulan filmlerden biri olan “Requiem For a Dream“, 2000 yılında vizyona girdiğinde büyük yankı yaratmıştı. Oyuncularından, müziklerine kadar, yıllar geçtikçe ‘kült’ olma yolunda ilerleyen “Requiem For a Dream“, yönetmeni Darren Aronofsky‘ın da özgün tarzını sinemaseverlerle tanıştırdı.

2006 yılında sinemaseverlere sunduğu “The Fountain“den de alnının akıyla çıkmayı başaran Brooklyn doğumlu yönetmen, 2008 yılında iki Oscar adaylığı bulunan bir filme imza attı: “The Wrestler“.

Sinirlerinize Ne Kadar Hakim Olabiliyorsunuz?

yunusemreklk | 16 April 2008 08:31

Anger Management Poster
Anger Management Poster

Siz de, yanınızda birisi şapırdatarak bir şey yediğinde, sorumsuzca etrafa tükürükler saçarak güldüğünde deliren ya da isteğinizi yerine getirmeyle mükellef birisine iş buyurduğunuzda bunu ukalaca ağırdan aldığında suratına iki tane patlatmaya eğilimli biri misiniz? Eğer bunlar yetmediyse; evinize emrivaki ile girse daha sonra yatağınızda yatsa eşyalarınızı izinsiz kullansa? Bu da mı yetmedi peki; gerçekten sevdiğiniz, evlenmeyi düşündüğünüz güzel sevgilinizi kurnaz bir oyunla ayartıp, sizden soğutup kendi haremine alsa? Bu gibi ve benzeri daha birçok çileden çıkarıcı durumların çoğu her tür toplumda sıkça karşılaşabileceğimiz türden. İşin garibi çoğu kişi bu gibi vak-a larda çileden çıkar ve birincisine katlansa bile ikincisine sözlü ya da fiziki bir uyarı yapamadan geçemez sanırım. Hele bu bir Türk ise, gerçekten maruz kalınan durum içler acısıdır.

(İzlediğim en iyi komedi filmi diyorum. Bilmiyorum belki de filmde kendimi bulduğum içindir. Sizde mutlaka denemelisiniz. Komedi severlerin mutlaka izlemeleri gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Filmde, biraz espri anlayışı olup da gülemeyene bu yazıdan aldığım gelirleri bağışlayabilirim bile.)

Sizce bütün bunlara katlanamayıp gizli ya da açıktan tepki göstermek gerçekten bir sinir hastalığının habercisi midir? Bu hafif sayılacak türden şeylere tepki göstermek anormal midir? Yoksa gayet tabii bir tepki midir? Filmimizde bu ve benzeri konuları her yanından, en çıldırtıcı yanlarıyla ele alıyor ve inanılmaz komik bir şekilde analizini yapıyor. Eminim herkesin çok beğeneceği; arşivlik komedi filmi Anger Management, Türkçe manasıyla; Öfke Kontrolü.