Eğer denizden korkuyorsanız ya da deniz tutuyorsa bu cümleden sonra bu yazıdan ayrılın, zira bir sonraki paragrafta okyanusa açılacağız.

Dünyayı bir yelkenliyle gezmek benim çocukluk hayalimdir. Ne güzel geliyor değil mi kulağa? Dünyayı gezmek, yelkenliyle! Evet güzeldir ve güzelliğinin en önemli besini ulaşılmazlığıdır. Para, zaman, bilgi, hazırlık, form, cesaret ve sabır ister öncelikle. Ya tekne? Bu gezi için gerekli tekne aslında genellikle tahmin edilenden çok daha düşük maliyetlerle elde edilebilir, lüksünüz ve emniyet skalanız arttıkça maliyet büyür. Elbette Rahmi Koç gibi özel doktorunun, aşçısının, tecrübeli bir kaptanın da içinde bulunduğu ciddi ekip ve Nazenin 4 gibi saray yavrusu bir tekne ile öyle kafanıza esen şehirlerden uçakla memlekete sıkça gelerek yapılan bir gezi değil bahsettiğim. Gerçi dünya turu atan Türkiyeli tekne sayısı bilinen kayıtlarla sadece yedi adet olduğu için, sekizinci tekne olarak tarihe de geçecek Nazenin 4.