bildirgec.org

madonna hakkında tüm yazılar

Pop Müziğin Kraliçesi: MADONNA

queennothing | 23 December 2009 11:04

Madonna Louise Ciccone, Sylvio ‘Tony’ve Madonna Fortin’in kızları olarak 16 Ağustos 1958 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri‘nin sakinlik abidelerinden biri olan Michigan, Bay City’de dünyaya geldi. Baba tarafından gelen İtalyan kökeni ve anne tarafından gelen Fransız kökeniyle, ailenin ‘Nonnie’si Madonna, henüz okula başlamadan balerin olmaya karar verdi ve yazıldığı Katolik Okulu’nda balenin yanında ses ve piyano eğitimi de aldı. Madonna‘yı gerçek bir Katolik olarak yetiştirmeyi amaçlayan baba Tony, 1963 senesinin Aralık başında karısını göğüs kanserinden kaybetmesi üzerine, ev işleriyle ilgilenip, çocuklara bakması için Joan Gustafson’u işe aldı. Madonna 14 yaşına geldiğinde babası, yardımcıları Gustafson ile evleneceğini bildirdi ve genç kadın, 1972 senesinde resmen ‘annesi’ oldu. Ergenlik çağlarına denk gelen bu evlilik, babasına olan sevgisini sorgulamasına sebep olmaktaydı ve evdeki yabancı kadın akarşı hiç bir yakınlık hissetmeyen Madonna, babasının dikkatini tekrar çekebilmek için tüm aileyi şaşırtan tavırlar sergilemekteydi. Liseyi Rochester’de bitiren Madonna, okulun amigo kızlar takımındaydı ve o sıralarda aklındaki tek düşünce, dünya çapında ünlü bir dansçı olmaktı.

Dick Tracy (1990)

queennothing | 19 December 2009 19:01

Çizgiroman yazarı Chester Gould‘un 1931 çıkışlı çizgiromanından uyarlanan 1990 çıkışlı sinema filmi “Dick Tracy”, ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’, ‘En İyi Kostüm Tasarımı’, ‘En İyi Ses’ ve ‘En İyi Sanat Yönetimi’ dalında Oscar adayı olurken, ‘En İyi Makyaj’, ‘En İyi Dekorasyon’ ve ‘En İyi Müzik’ dalında olmak üzere toplam üç dalda Oscar Ödülü kazandı.
1937, Amerika doğumlu aktör Warren Beatty‘nin başrolünde yer aldığı yapımda Al Pacino, Glenne Headly, Seymour Cassel, Dustin Hoffman, Madonna, James Keane, Kathy Bates, Charles Durning, Charlie Korsmo, Paul Sorvino, Mandy Patinkin gibi isimler rol alıyor.

Big Boy Caprice, rüya kent Chicago’nun azılı bir mafyabaşıdır. Kendisine rakip olan tek kişi, Lips Manlis’in kendisidir. Manlis’in işlettiği gece kulübünü basan ve rakibini kaçıran Big Boy, Manlis’in sevgilisi şehvet abidesi Breathless Mahoney’i de alıkoyar. Mahoney’i yanına alarak gücünü bir kez daha ispatlayan Big Boy, kararlı, yumuşak ve sadık bir polis dedektifi olan Dick Tracy’den henüz habersizdir.

bir yıldız doğuyor

kahramancayirli | 11 October 2009 12:35

MJ de gittikten sonra bir Madonna’mız kaldı geriye. Kitleleri peşinden sürükleyecek, dünyayı merakta bırakacak her adımıyla. Yoksa günümüzün şöhretleri bugün yanar yarın söner, çok hızlı artık. Bir imge, ikon, zihnimizde bir resim, isim: Madonna. 80lerden beri. Tıpkı Michael Jackson gibi..

turkpop.com adresinden alınmıştır.
turkpop.com adresinden alınmıştır.

Ülkemizde SezenAjdaNilüfer üç yapraklı yoncası haricinde bir yıldız var mı? Belki Tarkan. Murat Boz’a bile onca yorum yapıldı “aranan kan bulundu gibisinden” netice ortada. Çocukcağız şarkılarını söylüyor kendi halinde.

Four Rooms (1995)

queennothing | 03 September 2009 16:33

Teksaslı yönetmen Robert Rodriguez, Oscarlı yönetmen Quentin Tarantino, Alexander Rockwell ve 1954 doğumlu Allison Anders, 1995 senesinde “Four Rooms” adlı projede biraraya geldi. Dört bölümden oluşan film, aynı otelde dört farklı oda ve her odada geçen dört farklı hikayeden meydana geldi.
İngiliz aktör Tim Roth‘un başrolünde yer aldığı yapımda, unutulmaz müzikal “Flashdance“den tanıdığımız Jennifer Beals, İspaanyol aktör Antonio Banderas, ‘Pop Müziğin Kraliçesi’ Madonna, Bruce Willis, Oscarlı aktris Marisa Tomei, genelde yardımcı rollerle karşımıza çıkan New Yorklu aktör David Proval, İngiliz aktris Ione Skye, İtalyan aktris Valeria Golino, Alicia Witt, Amanda De Cadenet ve Tarantino‘nun kendisi de yer alıyor. Ayrıca Salma Hayek de, filmin ‘The Misbehavers’ adını taşıyan bölümünde, TV’de görünen ‘striptizci kız’ olarak küçük bir rolde yer aldı.

Ted, beş yıldızlı bir otelde’oda servisi’ olarak görev yapmaktadır. Dedesinden kalan bu iş, genç adamı yılbaşı gecesinde tahmin bile edemeyeceği maceralara sürükleyecektir.
(A. Anders’in yönettiği) “The Missing Ingredient:” Kendilerini ‘cadı’ olarak tanımlayan ve mitolojik Tanrılara inanan eşcinsel kadınlar, ayin yapmak için yılbaşı akşamı bir otel odası kiralarlar. Ayine başladıklarında, içleerinden birinin verilen görevi yapmadığını itiraf etmesiyle cadılar, bu eksiği gidermek için acilen ‘erkek’ aramaya başlarlar. Bu şanslı erkek, Ted olacaktır.

Hovarda 13 yaşında…

admin | 02 July 2009 12:05

Aslında bu tip bir yazıyı önce Madonna‘nın La İsla Bonita şarkısı hak ediyordu. Bir şarkı yazısını…
…”Hovarda”yı ilk dinleyişimizin üzerinden on üç sene geçmiş… Klibinde Deniz Arcak’ın araba camı sildiği, Seray Sever’in ilk kez kamera karşısına geçtiği, Emel’in kendi kızı Çağrı’nın da oynadığı, ayrıca Emel’in mağazanın camını kırarak aldığı kıyafete karşılık şişeye 500 bin sıkıştırdığı nefis Sezen Aksu şarkısı…
Klipteki 500 bin çoktan tedavülden kalktı, Seray Severse on üç yıldır bir şekilde gündemimizde kalmayı başardı; hatta bir 14 Şubat Sevgililer Günü’nde ilk albümü “Yeni Bir Karar”ı bile çıkardı. Emel Müftüoğlu, Türk popüler müziğindeki yerini sağlamlaştırdı.
Müzik dünyamızın “single”lara pek alışkın olmadığı 90ların ortasında Hovarda, o yılın en çok satan albümleri arasına girmeyi başarmıştı. Klip aynı zamanda Hollanda’da katıldığı video klip yarışmasından yüzünün akıyla 7. olarak döndü.
Peki ya şarkının hikayesi?… Sıkı dost oldukları bilinen Emel ve Sezen Aksu bir gün barda otururlarken Emel, Aksu’ya “Kaç yıldır bana doğru dürüst bir şarkı vermiyorsun. Sen o şarkıları başka şarkılardan çalıyorsun” diye şakayla karışık sitem edince, Minik Serçe on dakika sonra tuvalette Emel’e Hovarda’yı mırıldanmaya başlar ve ortaya Sezen Aksu’nun en sağlam parçalarından biri çıkar.
Hovarda, iki sanatçının müzikal işbirliği için iyi bir milattır aynı zamanda. 1996 yılından sonra Emel’in yaptığı her albüme Aksu’nun sihirli değneği dokunur. Şu sıralar (2006 yılında) hem klibi müzik kanallarında sıkça dönen hem de radyoların göz bebeği olan Zorlama ve albümün isim şarkısı Çok Ayıp da dahil olmak üzere Emel’in son albümündeki (bir maksi single yaptı Emel daha sonra, yine Sezen Aksu şarkılarından oluşan: Evlenilecek Kızlar Eğlenilecek Kızlar) 11 farklı şarkının 8’i Aksu imzalı. Bu paylaşımdan biz müzikseverlere düşen ise, bu uzun ömürlü şarkıları, daha nice on yıllar, yeni nesillere de hatırlatmak: “Sen arada sırada uğra bana, hovardayım diye kıyma bana…”

on yedi şarkı

kahramancayirli | 09 June 2009 14:14

1-IAMX – My Secret Friend
Daha dün öğleden sonra radyoda duydum, bütün gece dinledim, bayıldım, eridim.
2-DURAN DURAN – The Chaffeur
Arkadaş tavsiyesi. Aylar önce bütün bir hafta sonumu bu şarkıyla doldurmuştum.
3-PATTİ SMİTH – Because The Night
İsmini, kimin söylediğini bilmediğimiz ama duyunca muhakkak tanıdık gelecek bir şarkı.
4-MADONNA – La İsla Bonita
86’dan bu yana dönem dönem kimsenin kaçamadığı şarkı: Last night i dreamed of ..
5-SERTAB ERENER – Yara
Küçük İskender’in şiiri. Levent Yüksel’in iyi vokali de es geçilmemeli tabii.
6-SEZEN AKSU – Aşkları da Vururlar
“Eyvah, şiirler azaldı” kısmına taptığım şarkı. İnsan Sezen Aksu’nun hangi şarkısını koyacağını bilemiyor. Kadının öyle çok ve öyle güzel şarkıları var ki..
7-AYŞE – Sen Benimsin
Listeden en zor bulunacak şarkı. Bulabilen olursa, bana da haber etsin. Çok severdim.
8-THE CURE – Lovesong
Boys Dont Cry olmalı listede diye epey direttim, sonra Lovesong baskın geldi. Cure deyince akan sular dursun. Herkes sussun.
9-NELLY FURTADO – All Good Things
Ateş, toza; aşıklar arkadaşlara dönüşürler… Dönüştüler bile.
10-NENA – 99 Luft Balloons
Listenin tek Almanı..Güzel şarkı ama hak etmiyor mu yerini.
11-BJÖRK – Joga
Onca şarkısı varken neden Joga diyeceksiniz belki de.. Tamamen içimden geldi.
12-GÜLAY ERALP – Belli Olmaz
90ların başı olmalı: Belli olmaz, bir gün seversin beni; belli olmaz, anlarsın değerimi…
13-GÖKHAN KIRDAR – Ah Ayartan Yar
Şimdi elektronik müzikte derinleşsin varsın, biz onu bu şarkılarla anımsıyoruz daha..
14-YENİ TÜRKÜ – Resim
En hisli, en uzun soluklu gruplarımızdan. Resim’i seçtim.
15-ZUHAL OLCAY – Süreyya
Kısacık – sanırım 2 dakika 40 saniye uzunluğundaydı – sıcacık şarkı…
16-GÜLAY – Bir Sevi Masalı
Pek üstünde durulmayan ama sevenlerinin unutmadığı şarkı..Sonra türküler vs. derken Gülay, popu unuttu.
17-CANDAN ERÇETİN – Gel Yeter
Sandalyeye ters oturan müzik öğretmeninin çıkış albümü Hazırım’dan..

Sean Penn

queennothing | 03 June 2009 17:23

17 Ağustos 1960, Kaliforniya, Santa Monica doğumlu Sean Justin Penn, 1928 doğumlu ünlü aktris Eileen Ryan‘ın ve 1921 doğumlu yönetmen / aktör Leonard Penn‘in ilk çocuğuydu. 5 yıl sonra, 1965 yılında dünyaya gelen Chris Penn ve 1968 yılında dünyaya gelen Michael Penn, ailenin son çocuğu oldu.
Sinemanın bizzat içinde yaşayan bir aileye mensub olduğundan Sean Penn, henüz çocuk yaşında bu sanata ilgi duymaya başladı. Santa Monica’da yaşayan Penn ailesi, Sean’ın Altın Küre ödüllü aktör Charlie Sheen ve ünlü popçu Paula Abdul‘un eski eşi aktör Emilio Estevez ile aynı mahallede büyümesine de aracı olmuştu.
Los Angeles, Repertory Theater‘da ve 1985 yılında hayatını kaybeden New Jerseyli aktris Peggy Feury‘den oyunculuk dersleri alan Penn, rol aldığı tiyatro gösterilerinde sergilediği performansla büyük beğeni toplamaktaydı.
Aradan uzun zaman geçtikten ve Penn, oyunculuk hakkında kararını kesinleştirdikten sonra ilk resmi deneyimini 1974 yılında, 9 sezonluk aile dizisi “Little House on the Prairie“nin 1. sezon, 11. bölümüyle kazandı. Penn’in rol aldığı bölümü, babası Leo Penn yönetti.
Aradan 5 yıl geçtikten sonra, 2003 yılında hayatını kaybeden Buddy Ebsen‘in başrolünde yer aldığı 8 sezonluk dizi “Barnaby Jones“in 8. sezon, 10. bölümünde yer aldı.