bildirgec.org

liv tyler hakkında tüm yazılar

Stealing Beauty (1996)

queennothing | 24 May 2011 17:53

İtalyan Sineması için oldukça önemli bir isim olan Bernardo Bertolucci, kariyerine 15’ten fazla film ve iki Oscar Ödülü sığdırdı. Yönetmenin çektiği sinema filmi “Stealing Beauty“, 1996 senesinde gösterime girdi. Çekimleri İtalya’da yapılan film, Türkçe’ye ‘Çalınmış Güzellik’ olarak çevrildi. Oscar Ödüllü İngiliz aktör Jeremy Irons ile Amerikan aktris Liv Tyler‘ın başrollerini paylaştıkları yapımda Rachel Weisz, Joseph Fiennes, Jason Flemyng, Stefania Sandrelli, Donal McCann ve D.W. Moffett gibi isimler de rol alıyor. Hayata henüz atmış olan Lucy’nin gençliği ve yaşam doluluğundan kendilerine pay çıkarmaya çalışan bohem takımını anlatan film, seyretmeye değer başarılı bir eser.

Armageddon (1998)

elchancho | 01 July 2009 17:16

Sinemaya bakış açımı değiştiren filmlerden biridir Armageddon. Michael Bay‘in yönetmenligini yaptıgı filmde tam anlamıyla kaliteli oyuncular bulunmakta.Bunlar;Bruce Willis, Liv Tyler, Ben Affleck, Billy Bob Thornton, Will Patton,Steve Buscemi, William Fichtner, Owen Wilson ,Michael Clarke Duncan, Peter Stormar , Ken Hudson Campbell , Jessica Steen yer almakta.

Harry Stamper (Bruce Willis) ve kızı Grace Stamper (Liv Tyler) ekipleri ile birlikte okyanuslarda sondaj yapıp petrol çıkaran insanlardır. İşlerinde profesyonel olan bu insanlara bir gün Nasa’dan bir ekip iş teklifinde bulunur. Teklifin ne olduğu konusunda tahmin yürüttükleri sırada dünyaya hızla yaklaşan ve çarpması kesin bir göktaşı’nın varlıgından haberdar olurlar. Onlardan istenen ise uzaya gidip petrol çıkarma işleminde kullandıkları sondaj tekngini kullarak göktaşına patlayıcıları koyup dünyaya ulaşmadan gökyüzünde parçalanmasını sağlamaktır. Ama bu iş göründüğü kadar kolay ve basit olmayacaktır hatta bazı bedelleri ödemeleri gerekecektir.

Jersey Girl (2004)

queennothing | 16 June 2009 18:48

Ollie Trinke, ünlü bir müzik şirketinin, hırslı yapımcısıdır. Gertrude ile evli olan Ollie, hamile olan karısıyla ‘rüya çift’lerdendir ve doğmasına az kalan bebek, çiftin arasına tatlı bir gerginlik katmıştır. Aylar sonra, doğum zamanı geldiğinde, Gertrude ile doğumhaneye giren Ollie, zorlu geçen doğum sırasında Gertrude’nin ölümüne şahit olur. Hayatı ve alışkanlıkları bir anda değişen Ollie, New York’un hatırlattığı anıları geride bırakarak bebeği Gertie, babasının evine taşınır. Gertrude’nin ölümünde sonra yalnızlaşıp, içine kapanan Ollie, asabi ve umursamaz bir adama dönüşerek, küçük Gertie’ye uzaktan bakmakla yetinmektedir. Babası, Ollie’nin durumuna el atarak, genç adamın ‘babalık’ kimliğini ortaya çıkarmaya çabalasa da, Ollie, Gertie’ye yabancıdır.

Reign Over Me

canseven | 11 November 2008 09:54

reign over me
reign over me

Yönetmenliğini ve senaristliğini Mike Bender‘in yaptığı film 11 Eylüldeki saldırılarda çocuklarını ve karısını kaybeden bir adamın hikayesini anlatıyor.

Başrolde komedi filmlerinde görmeye alışık olduğumuz Adam Sandler var.
Charlie (A.Sandler) karısı ve çocuklarını 11 eylül sandırlarında kaybetmiş ve kendini dış dünyaya kapamıştır.
Alan ise iyi bir işe iyi bir eşe sahiptir ve bu iki eski arkadaş bir gün karşılaşırlar.

Ziyaretçiler (The Strangers)

menese | 13 August 2008 15:49

İki sevgili olan James ve Kristen, arkadaşlarıyla birlikte eğlendikleri bir düğün dönüşünde, geceyi, bir yazlık evde baş başa geçirmeyi planlamışlardır..
Yol boyunca mutsuzluk gözyaşları döken Kristen (Liv Tyler), James (Scott Speedman) ‘ in evlenme teklifine -henüz hazır olmadığı- gerekçesiyle olumsuz yanıt vermiştir.. Bu hesapta olmayan gelişme, çiftin, ‘mutlu gece’ hayallerini yıkmıştır..

İlişkilerinde -son anda- ortaya çıkan bu probleme rağmen ikili, planlarını bozmazlar ve -mevsimi olmadığından- ıssızlığın hüküm sürdüğü sayfiye evine varırlar..
İnsana, “Keşke tek mutsuzluk kaynağı ya da tek problemleri bu anlaşmazlık olsaydı.” dedirtecek gelişmeler işte bundan sonra devreye girecektir..
Tam eve yerleşmiş, hatta aralarındaki soğukluk -yaktıkları şömineyle birlikte ısınmaya başlayan oda gibi- ısınmaya yüz tutmuşken, yazlığın kapısı şiddetle vurulur ve bir ses “Tamara orada mı?” diye sorar..
Tamara diye biri orada yoktur, belki de hiç olmamıştır.. Zaten, ne evdekiler için ne de kapıya dayananlar için bunun bir önemi vardır..

elfler gibi kulağınız olsun ister misiniz?

xerre | 15 June 2008 17:22

elf kulakları ister misiniz!
elf kulakları ister misiniz!

çoğumuz j.r.r. tolkien kitaplarından olsun yüzüklerin efendisi filminden (arwen) olsun (mükemmel güzellikle bağdaştırdığımız) elfleri biliriz ve yine çoğumuz onlara bir sempati duyarız. fakat bu sempati sınırlarını aşıp onlar gibi olmak için herhangi bir çaba sergileyeniniz oldu mu bilmiyorum ama Kimmieadlı bu arkadaşımız elflere benzeme yolunda ilk adımı atmış.vücüt değişikliği yapan birine başvurmuş ve küçük bir operasyonun ardından destekler sayesinde kulağına elf kulağı şeklini vermiş. ne kadar güzel, ne kadar gerekli ya da ne kadar doğru bilinmez ama bu yola başvurmadan da elf kulaklarına sahip olabilirsiniz!
iki farklı yoldan birisi şu şekilde kendiniz yaparak,
diğeri de şuradaki gibi ten renginize göre hazır bir tane alarak. tabi bu ikincisi daha gerçekci.

The Incredible Hulk (eleştiri)

menese | 14 June 2008 09:00

Bilindiği gibi Hulk, kızgınlığını, öfkesini bir seviyeden sonra tutamayıp başkalaşarak, kocaman, saldırgan bir yeşil canavara dönen bir adamın, Bruce Banner’ ın trajik hikayesini anlatır.
Bu trajedinin -hatırladığım kadarıyla- felsefesi yapılan ilk filmde, yönetmen Ang Lee‘ nin ‘derin’ bakışının bariz etkisi, sanki, kahramanımızın ‘basit’ hikayesinin önüne geçmiş gibiydi.

“Bir çizgi roman kahramanının böylesi bir derinliğe ne ihtiyacı var?” denebilir belki ama, bu anlayış bana farklı gelmiş ve -genel olarak- filmden olumlu duygularla ayrılmıştım.

The Incredible Hulk ise, yine alabildiğine trajik olsa da -doğrudan- bir süper kahramanın macerasını anlatıyor.
Üstelik, güzel yavuklusunu başka bir adamın yanında gören Bruce’ un, -neredeyse- kendisini jiletleyecek halleriyle bizi baş başa bırakarak yüreğimizi dağlayan, hüzünlü bir macera..