Victor Boeda adlı tasarımcının ürünleri arasında yer alan bu dekoratif lambalar oldukca ilginç. Ürünü ilginç kılan ise lambayı saran parlak kumaşın fermuarlı olması. Fermuarı istediğiniz yerden açıp ışık miktarını kontrol edebilir ve benzersiz bir aydınlatma sağlayabilirisiniz. Evinde şık ve değişik bir aydınlatma isteyenler için tasarlanmış.Ürün çeşitli renk seçeneklerine sahip. Detaylı bilgi
Gel dedim bak. İşte burası benim odam. Aha burası da çekmecem, sehpam, yatağım. Yatağım… Otur istersen dedim. Otur be, ne çekiniyorsun. Bak bu dolabı almadan önce oda şu haldeydi. Rafları sıkça yapılmıştır. Her bir ıvır zıvırı topladı. Dur sana kahve yapayım. Akşamları, gün battı mı, ışığı söndürür şu yatağa uzanırım. Alacakaranlıkta bir lezzet ararım. Kimseler olmaz. Işık olmaz, gürültü yoktur. Issız olur. Bir lezzet vardır. Alacakaranlığın gölgesi tül perdeden görülünce, hiçbir şey okumadan, konuşmadan, öylece oturulunca bu karanlık odada; birşeyler hatırlarsın. Sadece ben değil, sen de. Hatırlarsın. Yak bakalım, dedim. Uzan, dinle bak. Gaz lambalı günler gibi, değil mi. İyice karanlık bastırmadan yakılmazdı o lambalar. Savurganlık olurdu. Belki de ailenin babası beklenirdi; ne bileyim. O eski zamanlar. Ben de yaşadım mı. Anlatmıştın, lambanın camı is olurdu, suyla yıkanmaz, kağıt ya da bezle silinirdi. Suyla yıkandı mı çatlardı lambalar. Beş yaşım mı neydi. Böyle alacakaranlıkta, tek odada. Baktım pencereden. Tepeler, tepeler, yılan gibi kıvrılan yeşilli kahverengili, tepelere dolanan yollar. Soba yanıyordu. O yayvan demir sobalardan. Bir yemek kokusu. Fasülye herhalde. Annem güğümü sobanın üstüne koymuş. Hep yapar. Sıcak su bulunur. Başımı eğip pencereden baktım. Yukarıda kalıyordu evimiz. Karşı tepeleri görüyordu. Sokakta tek tük çocuklar kalmış. Herkes evine girmiş. Hava soğuk. Burnumdan cama vuran nefesim buğu yapıyor. Işık yok. Ev iyice karardı. Gün indi. Sobanın demirlerinin aralarından vuran ateşin arada parlayan, arada sönen ışığı var. Çok sessiz. Çıtırtılar duyuluyor. Kömürler arada sobanın içinde devrildikçe çıtırtılar artıyor.
Hırvat sanatçı Robert Matysiak’ın tasarımı olan Robolampshakkında daha fazla bilgi facebook sayfasında
Ses kontrolüyle açılan ışıklar kimilerini gençliğine kimilerimizi ise çocukluğuna götürse de, bu geleceğin uzak olmadığı belliydi. Bize her teknolojiden ufak ufak getiren usb bunu da yaptı.
Ses kontrollü USB lamba sayesinde belirlediğiniz sesi uzaktan algılayarak yanan bir lambanız var artık. 10 metreye kadar duyarlı olan bu lamba 12 adet led eşliğinde yıllarca yanabilecek kapasiteye sahip. Çevreci ledler sayesinde daha az enerji daha az kirlilik ilkesi usb’ler sayesinde her gün daha çok yayılıyor. 15$ lık bu lambada bu güzelliğin bir neferi.
SUCK UK tasarımcıları yine enerjiden tasarruf adına, daha az yer kapyalan ilginç bir lamba yapmışlar. Sadece tek pil ile çalışan bu aletin adı Little Lamp. Klasik başucu lambanız hem küçülüyor hem de tek pille çalışıyor. Elektirikler kesildiğinde artık dert etmenize de gerek kalmıyor. Little Lamp sizin imdatınıza yetişiyor. Led ışığını üzerindeki pille veya yeni alıp takacağınız pil ile tam 150 saat çalıştırabilirsiniz.
Özellikleri
Kenan Wang tarafından yapılan bu tasarım, hem bir ihtiyacı karşılıyor, hem de aynı zamanda enerji üretebiliyor. Tek yapmanız gereken şey, kaleminizi bu kalemtıraş ile açmak. Kalemi açmak için kolu çevirdiğiniz zaman şarj oluyor ve istediğiniz zaman kullanıma hazır bir lamba oluyor.
Yoğun olarak kullanılan yerlerde akşamları her daim ışıklandırmaya ihtiyaç duyulur. Benzer şekilde bir o kadar çok da çöp çıkar. Haneum Lee de bu düşünceden yola çıkarak bir sokak lambası tasarlamış. Alt kısmı çöp tenekesi şeklinde olan lamba, içine atılan çöpleri işliyor ve ortaya çıkan metan gazı ile de akşamları ışık saçıyor.
Televizyonun karşısına geçtiniz, karşınızda film, ve… Işığı kapatmadınız! Şimdi bu sonsuz keyfinizi bozuk kalkıp ışığı kapatmanız gerekecek. Ya da yataktasınız, kalkıp ışığı kapatmak zor geliyor. Bu gibi durumlarda artık yardımınıza Handy Switch yetişiyor.
”Eric Pautz” yıllarca çözmek için savaş verdiğim rubik küpünü dış güzelliğini bozmadan asıl kullanımı dışında daha başka nerelerde kullanılabileceğini göstermeye çalışmış.
Resimlerden de anlaşılacağı gibi daha tasarım aşamasında olan bir proje.
Rubik Lamba, 80’lerden günümüze bir oyuncağın oyuncak olmasından başka nasıl uyarlanabileceğini gösteren, içimde oyuncak kutumu açıp eski oyuncalarımı kurcuklamama neden olacak bir fikir.
Terör saldırılarının artmasından sonra, önlemler ve acil yardım teçhizatlarında büyük bir artış yaşandı. Artık herhangi bir alışveriş merkezine metal detektöründen geçmeden girmek imkansız. Benzer şekilde de her sinema’da yangın söndürücü var, her otobüste de cam kırma çekici. Ancak esas sorun yer altında olan metrolarda yaşanıyor. En ufak elektrik kesilmesinde yerin metrelerce altında ve karanlıkta kalıyorsunuz. İşte bu soruna çözüm olması amacıyla Dohyun Ryu, acil yardım el fenerini tasarlamış. Normal bir tutacak gibi görünüyor ancak kaza sonrasında serbest kalarak el feneri işlevi görüyor ve insanların güvenli ortama ulaşmalarını kolaylaştırıyor.
