İran ve Türkiye arasında Amerika’nın işgal ettiği bir Kürt mülteci kampında, yaşıtlarından çok daha kötü şartlar altında hayatla mücadele eden, hiç çocukluğunu yaşayamamış gençlerin hikayesi anlatılıyor.

Kamptaki diğer çocukların liderliğini yapan 13 yaşındaki Saran, geçimini mayın toplayarak sağlamaktadır. Amerika-Irak savaşına az bir zaman kalmıştır ve Saran günlerini uydudan duyduğu haberleri köylülere çat pat İngilizcesiyle çevirerek geçirir.

Agrin ise aynı kampta yaşamakta olan, 14 yaşında bir annedir. Onun için Saran’ın ona duyduğu platonik aşkın da, hayatta kalmanın da artık pek bir önemi yoktur. Yaşamın tüm ağırlığını omuzlarında hisseden Agrin için ölmek belki de en mantıklı çözüm yoludur.