bildirgec.org

kült hakkında tüm yazılar

yeniden: TOTAL RECALL

emsvizyon | 03 April 2012 15:15

80’lerin henüz etkisindeyken ve 90’larda bizi nelerin beklediğini bilemediğimiz yıllarda izlemiştik arnold abimizin başrolünü oynadığı total recall‘i. çoğumuz TV’de izlemiş olmalıyız bu muhtemelen her bilim-kurgu severin damağında o ortak tadı bırakan filmi. amerikalı yazar Philip K. Dick‘in We Can Remember It for You Wholesale isimli hikayesinden kurgulanarak yaratılmış olan ve 1990’da vizyona giren TOTAL RECALL‘i Paul Verhoeven yönetmişti. bende etki yaratan bilim kurgu filmler in listesini yapmaya çalıştığım yazılarımın içinde de yerini almıştı, bkz bilim kurguları 2

armut gibi, emanet durmuş
armut gibi, emanet durmuş

gel gelelim, yıllar geçti ve biz eskidik vesselam. daha ilk versiyonu ( ne acıdır ki ilk versiyon diyoruz artık bu filme de )nun zihinlerimize attığı imzanın hükmü sürerken bu ( bence ) harika filmin yeniden yapımıiçinde bulunduğumuz sene vizyona girecek. Len Wiseman yönetiminde çekilen filmin arnold abimizin yerindeki ismi Colin Farell ( peeeh ) umuyorum ilk filmin birebir aynısını yapmaya çalışmayıp, hikayeden uyarlanmış çok başka bir anlatım ile bize gelirler zira üzülürüm valla :/ merak edenler için iki de fıragman pırtlatmışlar, buyrun

Douglas Adams ve Otostopçunun Galaksi Rehberi

cellatlina | 10 February 2011 15:21

Otostopçunun Galaksi Rehberi isimli kitap beşibiryerde ya da ayrı ayrı olarak kitapçılarımızın bilim kurgu-fantastik kırılımında bulunur. Eğer okursanız, muhtemelen, başucunuzda duracaktır. Bu kitap kurgu ile mizahın mükemmel bir harmanıdır. Kurgusu müthiş bir yaratıcılık ürünüdür ve yazarının (Douglas Adams) aklına bir gece boş bir tarlada uzanıp gökyüzüne bakarken gelip yerleşmiştir.

Roman 5 ayrı kitaptan oluşur; ancak, bu eserin aslında bir radyo oyunu olarak kurgulandığını belirtmek gerekir. Radyo oyunu haline getirilirken, ses teknisyenleriyle birlikte garip ve etkileyici uzay-sal seslerin oluşturulması için günlerce uğraşıldığı rivayet edilir.

5 kitap ayrı ayrı
5 kitap ayrı ayrı

Romana dönersek eğer, eğer beşibiryerde almak istemezseniz -beşibiryerdenin ismi Otostopçunun Galaksi Rehberi olarak tektir.- şu kitaplardan oluşmaktadır:

RİSE OF THE REBELLİON – STAR WARS’A TÜRK BAKIŞI

sahaf1976 | 10 August 2010 10:06

RİSE OF THE REBELLİON
RİSE OF THE REBELLİON

Türkiye’de kesinlikle güzel şeyler de oluyor…Memeleketin üzerine kabus gibi çöken onca gündem maddesi ve haberin arasında bu güzel haberler çölde vaha etkisi yapıyor.Tüm dünyada bir film olmanın ötesine çoktan geçmiş ve bir tutku haline gelmiş olan az sayıdaki kült filmlerden biri olan Star Wars konumuz.Gezegenimizde bu kadar tutkuyla sahiplenilen bir film daha bulmak epeyce zor olsa gerek. Dünyanın heryerinde sayısız Star Wars fanı evde yaptıkları filmler animasyonlar, internette kurdukları fan siteleri ile bu tutkunun devamını sağlıyorlar. Açıkçası sistem de boş durmuyor animasyonundan, hediyelik eşyalarına, aksesuarlarından görsel malzemelerine kadar Star Wars’la alakalı milyonlarca satın alınabilecek ürün bulmak mümkün.

Özellikle dövüş sahnelerine çok profesyonelce hazırlanılmış.
Özellikle dövüş sahnelerine çok profesyonelce hazırlanılmış.

Ankara’da bir grup genç Hollywood yapımcılarına bile parmak ısırtacak bir web dizisine imza atarak, Türkiyenin de bu işte ciddi bir etkisi olabileceğini kanıtlamış oldular.Üstelik filmlerine milyon dolarlar harcadıklarını söyleyip gişe başarılarına rağmen ağlayanların olduğu bir ülkede bu cesur adımı alkışlamak gerekir.Meraklıları için, buyurun efendim.Ne diyelim, hayırlı uğurlu olsun ve devamı artarak gelsin…

Ayrıca; site , facebook sayfaları ve röportajları.

Doktor KiM???

Beacool | 21 April 2010 16:23

Nedir bu?
Nedir bu?

Bazı televizyon proje yapımcıları eminim ki projeleri yayınlamadan önce ne kadar beğenileceklerini akıllarına getirmemişlerdir. Eminim ki başarıyı elde edebilenler de ne kadar yayında kalabileceklerini tahmin edememişlerdir. Aslında benimde on bir kez başrol oyuncusunun değişimine ve inanılmaz düşük bir bütçeyle çekildiği halde nasıl 1963 ten bu yana yayında olduğuna inanamadığım bir dizidir Doctor Who. (bkz yazı sonu notu)

Ülkemizde de büyük bir kesimin hayranlıkla izlediği bu dizinin sevilen başrol karakteri çılgın Doktor umuzun sıklıkla kullandığı sonik tornavidayı eminim dizinin takipçileri hiç unutmamışlardır. Geçenlerde nette dolanırken rastladığım reklamda bu ürünün led aydınlatmalı el feneri şeklinde satışa sunulduğunu gördüm. Ayrıca ışık için düğmesine basıldığında dizide çıkardığı seste unutulmamış.

Kült korku serisi: ”The Evil Dead”

gorcun | 01 March 2010 11:37


The Evil Dead

”The Evil Dead”, Türkçe adıyla ”Şeytanın Ölüsü” 1981 yılında Sam Raimi tarafından filme çekildi. Raimi’nin yakın arkadaşı Bruce Campbell’ın başrolünde oynadığı film, korku sinemasında kendisine unutulmayacak bir yer edinmekle kalmayacak ondan sonra gelecek bir çok yönetmeni hem üretim hem fikirsel anlamda etkileyecek bir yapı oluşturacaktı. Aynı zamanda yarattığı etki filmin devamının çekilmesiyle seriye dönüşmesini de sağlayacaktı. Ama önce korku sinemasının yapı taşlarından biri olan ”The Evil Dead” serisinin oluşumuna bakmamız yerinde olur. 20’li yaşlarında olan Raimi’nin çektiği filmin hikayesinin temeli ”Necronomicon” adlı bir kurmaca bir efsanaye dayanıyor. Amerikan korku edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Howard Phillips Lovecraft’ın yarattığı kurmaca kitap Necronomicon’un (Ölüler Kitabı) bulunmasıyla ortaya çıkan kötü ruhların yarattığı dehşeti anlatan hikaye, türün yeni oluşmaya başlayan klişelerini kullanarak bir kaç sıradan gencin ormanlık, ıssız bir kulübe evinde yaşadığı korku dolu gecenin yanı sıra çekim teknikleri ve aşırı kanlı sahneleriyle de unutulmayacak bir filme dönüşüyordu. Filmin konusunu kısaca hatırlatmak gerekirse, beş genç arkadaş (Ashley, Cheryl, Scott, Linda ve Shelly) haftasonunu geçirmek için ormandaki bir kulübeye gelirler. Çok geçmeden evde daha önceden bırakılmış bir ses kaydına ve Ölüler Kitabına (Necronomicon) ulaşırlar. Profesörün bıraktığı ses kaydını çalıştırdıklarında, bölgedeki ölüleri uyandırdıklarının farkında olmayan gençler, kısa süre sonra bilinmeyen güçlerin etkisi altına girecek ve teker teker kötü ruhların esiri olacaklardır. Bir kişi hariç…

Peter Jackson’ın damak tadı: ”Bad Taste”

gorcun | 19 February 2010 09:36

Bad Taste
Bad Taste

Peter Jackson’un yönettiği ilk uzun metrajlı filmi ”Bad Taste” (Kabak Tadı) 1987 yılında çekilmiş bir B-film. Yeni Zelandalı yönetmenin çektiği filmin konusu ilginç ve komik ama yapım aşamasındaki hikayeler filmden daha komik. Günümüzde kült filmler arasında görülen bu filmin neden ‘kült’ olduğunu anlamak için film kadar yapım aşamasındaki olaylara da bakmamız yararlı olur. Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Derek ve en az kendisi kadar budala arkadaşları küçük bir kasabada kaybolan insanları araştırma işine girişiyorlar. Yeni Zelanda Ulusal Hava ve Uzay Savunma Birliği adına çalışan kahramanlarımız kısa süre sonra çevrede insan formunda dolaşan uzaylılar olduğunu farkediyorlar. Uzaylılarla mücadeleye girişen ekip, saklandıkları bölgeyi bulduktan sonra bu koca kafalı yaratıkların nihai amacını öğreniyorlar. Yeni bir tat olarak gördükleri insan etini kurdukları ‘Fast-food zincirlerinin’ ana besini olarak kullanmak. Derek ve arkadaşları bu sorunu çözmek ve kasabayı uzaylılardan temizlemek için silahlanıp harekete geçiyorlar.

cehennemin kapıları ve iğnekafalı adam: hellraiser

nazokiraze | 15 October 2009 14:37

Hellraiser çocukluğumuzdan hatırladıgımız aklımızda iğneli adam olarak kalan dönemin en iyi korku filmlerinden biri. Yeniden izleyicilerle buluşacagı günü iple çekiyorum. (**)

Clive Barker’ın yönetmen ve senaristligini yaptığı ilk filmden sonra yedi tane daha çekildi. Bir kutu ve etrafında gelişen olayların anlatıldıgı filmin ilkinde pazarlık yaparak kutuyu alan ve bulmacayı çözen Frank adlı adamın hikayesi yer alıyor. Cenobite ismindeki cehennem bekçileri bu bulmaca kutusu tarafından dışarı çıkarılır ve bu korucular oraya tek başlarına dönemedigi için kutuyu açan da onlarla birlikte oraya dönmelidir. Pinhead ise Cenobit’lerin başıdır.

Hellbound adlı serinin ikinci bölümünde, birincisinde yaşadıklarından sonra akıl hastanesine yatırılan Kristy’i ile konu devam ediyor.

Yeniden dirilmeye hazırlanın: ”Re-Animator (Diriltici)”

gorcun | 10 July 2009 09:50

Re-Animator
Re-Animator

Ünlü bilimkurgu ve korku yazarı H.P. Lovecraft’ın ”Herbart West : Re-Animator” hikayesinden uyarlanan ”Re-Animator (Diriltici)” 1985 yılında sinemalara gelmiş bir filmdir. Stuart Gordon’un yönetmenliğini yaptığı film garip bilimsel çalışmalar yapan bir tıp öğrencisinin hikayesini anlatıyor. Hikayenin başında başarılı tıp öğrencisi Dan (Bruce Abbott) ve kız arkadaşı aynı zamanda dekanın kızı olan Megan’la (Barbara Crampton) mutlu bir hayat yaşamaktadır. Bir gün ev arkadaşlığı ilanı için başvuran garip tıp öğrencisi Herbert West (Jeffrey Combs), çiftin hayatını ciddi anlamda değiştirecektir. Başlarda zararsız görünen West, çiftin ölen kedilerinin üzerinde deneyler yapmaya başlar. West’in amacı ölüleri yeniden hayata döndürmektir. Daha sonra bu deneyi ölen profesörün (David Gale) üzerinde denemeye kalktığındaysa durum geri dönülemeyecek derecede karışık bir hal alacaktır.

Re-Animator
Re-Animator

Easy Rider

uuuucar | 29 June 2009 16:24

Filmin afişi
Filmin afişi

Çekildiği günden bugüne kadar gençleri etkileyen; giyimlerini, tavırlarını, hayata bakışlarını, duruşlarını, yürüyüşlerini, konuşmalarını ve hatta beğenilerini alt üst eden tam manasıyla Kült bir film.
Easy Rider ın Türkçe karşılığı “geniş insan” dır. Çalışmayan, para kazanma derdi olmayan, güncel sorunları kafasına takmayan insan tipidir. Zaten film de Amerika’yı motorlarıyla gezen iki hippinin,Wyatt (Peter Fonda) ve Billy’nin (Dennis Hopper), öyküsü anlatılmaktadır. Ardından bu öyküye Jack Nicholson da katılıyor ve film tadından yenmez bir hale geliyor.Bağımsız sinemanın en önemli filmlerinden biridir. Hiç bir zaman değerini kaybetmemiş, aksine her geçen gün değerine değer katmış bir yol filmidir.
Ayrıca o günler de stüdyo dışında da sinema çekilebileceğini ispatlaması açısından ve düşük bütçesiyle Hollywood’a kafa tutan bir yapıdadır.Kendi dönemine ait; Dustin Hoffman ile Jon Voight döktürdüğü Midnight Cowboy ve Alice’s Restaurant la birlikte sinema tarihini kökünden sarsan özelliğe sahiptirler. Bu yüzden de muhafazakar kesimler tarafından pek sevilmeme gibi bir durumları da söz konusudur.

John Carpenter’dan 80’ler klasiği : ”Escape From New York (New York’tan Kaçış)”

gorcun | 17 June 2009 09:11

Escape From New York
Escape From New York

John Carpenter’ın yazıp yönettiği 1981 tarihli bilimkurgu aksiyon filmi Escape From New York (New York’tan Kaçış) kült statüsünde sayılmaktadır. Döneminin 16 yıl sonrası olan 1997’de geçen filmde New York şehri azılı suçluların yaşam alanı haline getirilmiş ve ABD’den soyutlanmıştır. Suç işleyen veya toplum kurallarına uymayanların bu bölgeye sürüldüğü dönemde başkanın uçağı Air Force One terörist grup tarafından kaçırılır ve başkan kapsülüyle New York’a düşer. Başkanı (Donald Pleasence) kurtarma görevi ise eski bir asker olan çeşitli suçlardan mahkum olmuş Pliskin namı diğer Snake’e (Kurt Russell) verilir.
Bunu yapması içinse kendisini 24 saat içinde öldürecek patlayıcı yerleştirilir. Bu zoraki görevi istemedende olsa kabul eden Snake, bu durumda New York’a gider. Orada Snake’i başkanın yanı sıra suç şehrinin lideri Duke (Isaac Hayes) ve adamlarıyla zorlu bir kapışma beklemektedir. Snake bu zorlu görevi başardığı takdirde işlediği tüm suçlardan azat edilecek ve New York’a dönmekten kurtulacaktır.

Escape From New York
Escape From New York