bildirgec.org

küçük kıyamet hakkında tüm yazılar

Kapı / Süleyman Kaçak

kahramancayirli | 17 October 2011 14:12

Kısa film, çok az diyalogla çok kısa sürede bir hikayenin yoğun biçimde anlatılmasına dayanan bir sinema biçemi. Zamanı ve sahne düzenlemelerini etkin kullanmak önemli. Kısa filmde psikolojik gerilimi deneyen keyifli bir örnekle karşılaşınca uzun zaman sonra burada yeni bir yazı yazmak istedim. Bahsi geçen filmimizde diyalog yok, ki kısa film takipçileri kısa filmlerin büyük kısmında replik olmadığını ya da çok az replik olduğunu bilirler. Ana akım sinemada olduğu üzere hikaye büyük büyük anlatılmaz, izleyicinin çabası talep edilir, zaten genel olarak da kısa film, sanat sinemasına daha yakın durur. Kısa süre içinde hikayenizi bol bulamaç diyaloglarla izleyiciye aktarmaya çalışırsanız, basit kalır filminiz.

Bu kısa filmin olumlu noktalarından bir diğeri, kameranın yerleştirildiği noktalar ve sahne düzenlemeleri (mizansen). Sabit plan yok denecek kadar az, genellikle çerçeve hareketli, bu seçimin anlatılan karakterin ruh haliyle paralel olduğunu düşünebiliriz. Neredeyse tüm korku / psikolojik gerilim filmlerinde müzik, korkutucu unsurların başında gelir, oysa burada fazladan müzik kullanımı yok, zira mekanların kendi sesleri gayet ürpertici.

Japonya Depreminin ve Tsunamisinin Bize Hatırlattıkları

admin | 12 March 2011 14:35

Tsunami felaketi
Tsunami felaketi

Bugün itibariyle Japonya’nın kuzeyinde meydana gelen yaklaşık 9 şiddetindeki deprem ve ardından gelen tsunami neticesinde 400’den fazla kişinin öldüğü belirtildi. Birçok yerleşim yeri sular altında kalırken, bunun yanında sanayi bölgeleri, ekili tarlalar, limanlar, havaalanları vs. felaketin boyutunu gözler önüne seriyordu. Sular içinde yüzen arabalar, evler, devrilmiş gemiler tam bir küçük kıyameti andırıyordu.

Aynı felaket acaba Türkiye’de olsaydı, deprem bölgemiz Marmara bölgesinde meydana gelseydi acaba durum ne olurdu? Ölü sayısı 3 haneli değil belki 5 belki 6’lı hanelerle ifade edilecekti. O Japonlar tarihlerinin en büyük felaketlerinden birini yaşadılar. Bu kadar büyüğünü beklemiyorlardı doğrusu, onların tabiriyle onlar bile korkmuştu. Ama hepimizin tanıdığı meşhur Türkiye’deki Japon sunucu ve oyuncu Ayumi Takano şunları söyledi bir TV kanalında: “Bizler küçüklükten beri depreme duyarlı ve bilinçli yetiştirildik. Her yıl 1 Nisan’da okullarda deprem için eğitim yapılır, deprem çantaları hazırlanır, eksikler tamamlanır. Mühim olan deprem anında soğukkanlılığı korumaktır. Deprem sonrasında yönetimin direktiflerini uygulamak gerekir. Herkes kendi kafasına göre hareket edip karışıklığa neden olmaz.” bağlamında sözler sarf etti. Bu sözler bizim için çok büyük anlam ifade ediyor. Hele ki deprem sırasında yerlerinden kıpırdamayan, bulundukları bina ve yapıların sağlamlığına 0 güvenen bu insanların yerinde bizim vatandaşımız söz konusu olduğunda tepki tam tersi oluyor.

2000’lerde Türk Korku Sineması

gorcun | 22 June 2009 13:40

Türk Korku Sineması
Türk Korku Sineması

Türk sinemasından 2000 yılından itibaren artan korku sineması denemelerine yenileri gelmeye devam ediyor. İki gerilim filminin daha adının duyurulduğu ( Konak ve Karanlıktakiler) bu günlerde gelin son zamanlarda çekilen korku filmlerini hatırlayalım.

Büyü (2004)

Büyü
Büyü

Orhan Oğuz’un yönettiği film lanetli olduğuna inanılan bir köye araştırma yapmak için giden arkeologları anlatıyordu. Asırlar önce kız çocuklarının öldürüldüğü köyde bir kız öldürülmemiş ve ona büyü yapılmıştır. Aslında güzel bir gerilim filmi olabilecek hikaye tür için son derece başarısız bir yapıma dönüşüyor. Film, yapılan galasında çıkan yangınlada adından söz ettirmişti.

türk sinemasında onyediağustos

kahramancayirli | 13 April 2008 11:44

yazı tura, iyi bir filmdi
yazı tura, iyi bir filmdi

türk toplumunun, türk tarihinin belli günleri var. oniki eylül mesela. yıl belirtmeye gerek kalmıyor. onyedi ağustos da böyle bence. bindokuzyüzdoksandokuz dememe gere kalıyor mu? kalmıyor. türk sinemasında onyedi ağustos üzerine yeterince eğilinmediğini düşünüyorum..hiç eğilmediler demiyorum. bakalım şimdi..o şimdi asker (yön: mustafa altıoklar), çorba gibi bir filmdi, mustafa altıoklar ne zaman senaryo yazsa böyle oluyor, konu zafiyeti geçiriyor insan filmlerini izlerken. mümkünse altıoklar, başkalarının senaryolarını filme çeksin, kendisi senaryo yazmasın. uğur yücel’in yazı tura’sı eli yüzü düzgün bir türk filmiydi, üstelik filmin ikinci yarısı onyedi ağustos odaklıydı. mahsun kırmızıgül’ün beyaz melek’inde de aynı “o şimdi asker”de olduğu gibi şöyle bir değinilip geçilmişti onyedi ağustosa. karakterlerin yolculuğu sırasında sanırım adapazarından geçiyorlardı, adamın geçmiş acıları canlandı vs..gelelim taylan biraderlerin küçük kıyamet‘ine. başak köklükaya’nın yıkılmış istanbula bakarkenki gözlerini bir türlü unutamıyorum. doğu yücel’in ellerine sağlık. ne kadar akıllı, ne kadar sağlam, nitelikli bir işti. üstelik de odağı istanbul depremiydi basbayağı. psikolojik gerilim türüne koyacağımız bu film bile neden tatmin etmiyor beni..hala daha iyi daha nitelikli bir türk filmi bekliyorum onyediağustos odaklı. küçük kıyameti geçebilecek bir yapım izleyebilecek miyiz bakalım. onu da hollywood’tan izlemeyelim de…

Çok iyi bir oyuncu: Binnur Kaya

kahramancayirli | 05 October 2007 21:32

Avrupa Yakası’nın yeni sezon bölümlerinden birini mutlaka izlemişsinizdir…

Şahika karakterinde Binnur Kaya’nın nasıl parladığını görüyorsunuz, değil mi?

Binnur Kaya, kısacık göründüğü reklam filmlerinde bile rüştünü ispat etmiş, çok iyi bir oyuncu.

Yabancı Damat’taki dramatik rolünün peşinden Şahika ile Avrupa Yakası’nı bir sezon götüreceğe benziyor.

Taylan Biraderler’in son filmi Küçük Kıyamet’i izleyenler hatırlayacaklar, orada da son derece iyiydi…