bildirgec.org

kristin scott thomas hakkında tüm yazılar

İhanet; Partir (2009)

queennothing | 17 May 2011 11:33

1956 doğumlu Fransız yönetmen Catherine Corsini‘nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Partir” (İngilizce’de ‘Leaving’, Türkçe’de ‘İhanet’), 2009 senesinde çekildi. 8 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlanan film, Cesar Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne aday oldu. Oscar adaylığı bulunan İngiliz aktris Kristin Scott Thomas‘ın başrolünde yer aldığı yapımda İspanyol aktör Sergi Lopez, İsrail doğumlu aktör Yvan Attal ve Fransız aktör Bernard Blancan rol alıyor. Orta yaşlı bir kadının idealleri uğruna girdiği yoldan iki çocuğu ve kocasını geri plana atarak tutkuları için dönmesini konu edinen “Partir“, Madame Bovary etkisinde, seyretmeye değer başarılı bir yapım.

Bitter Moon (1992)

queennothing | 20 December 2010 15:01

Fransız yönetmen Roman Polanski‘nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Bitter Moon” (Acı Ay), 1992 senesinde vizyona girdi. Fransız aktris Emmanuelle Seigner, İngiliz aktör Hugh Grant, İngiliz aktris Kristin Scott Thomas ve Amerikan aktör Peter Coyote‘nin rol aldığı yapım, Pascal Bruckner’in Lunes de Fiel adlı romanından uyarlandı.
İstanbul’a seyahat eden Nigel ve Fiona çifti, gemi tuvaletinde başına dönen genç bir kadına yardım eder. Aynı günün akşamı Nigel, yalnız başına geminin barına gittiğinde dans eden genç ve çekici bir kadın görür. Bara gelen genç kadının yüzüne bakan Nigel, bu kadının sabah karısıyla yardım ettiği genç kadın olduğunu farkeder. Adı Mimi olan bu kadından etkilenen Nigel, kamaraya çıktığında bacakları sakat bir adama rastlar. Mimi’nin kocası olduğunu söyleyen Oscar adındaki bu adam, genç kadınla olan öyküsünü ta en başından itibaren anlatmaya koyulur.

The English Patient (1996)

inanck | 14 November 2010 11:45

Savaşlar, geride bıraktıkları acılar, felaketlerle içine geçmiş büyük aşklar beyaz perdenin sıklıkla işlediği bir tema olagelmiştir.

1996 yapımı, yönetmenliğini Anthony Minghella’nın üstlendiği “The English Patient” bu temayı başarıyla beyaz perdeye taşımış 9 Oscar’lı olağanüstü bir film.

Kuzey Afrika çöllerine düşen bir uçaktan ağır yanıklarla kurtulan Kont Laszlo de Almasy’nin (R.Fiennes) tedavi amacıyla yollandığı İtalya’da gözlerini açmasıyla başlar film. Ölümcül yaralarına rağmen müttefik kuvvetlerle beraber başka bir bölgeye nakledilen hasta, kendisiyle ilgilenen hemşire Hana’nın (J.Binoche) ısrarıyla yol üzerinde yıkık dökük bir kiliseye yerleştirilerek Hana’ya emanet edilir.

Hikayeye bu sırada katılan Caravaggio (W.Defoe)’nun kendileriyle aynı viraneye sığınmasından sonra “hasta” nın belleği de ağır ağır yerine gelecektir.

Sevdiklerini bir bir kaybetmiş Hana (Juliette Binoche), bu esnada tanıyacağı Kip (N.Andrews) ile yeni bir umuda tutunurken, izleyici de Kont Almasy’nin kimi zaman canlanan belleğinde gizlenmiş yasak bir aşk hikayesine tanıklık etmeye başlar.

Confessions of a Shopaholic (2009)

queennothing | 10 February 2010 11:56

Avustralyalı sinemacı P.J. Hogan‘ın yönetmenliğini yaptığı 2009 çıkışlı komedi filmi “Confessions of a Shopaholic” (Bir Alışverişkoliğin İtirafları), Sophie Kinsella‘nın kitaplarından uyarlandı. Genç kızlara hitab eden film, alışveriş yapmayı bağımlılık haline getirmiş bir kızın kontrolden çıkmış hayatını konu ediniyor. Ummanlı aktris Isla Fisher‘in başrolünde yer aldığı yapımda İngiliz aktris Kristin Scott Thomas, Altın Küre Ödüllü Amerikan aktör John Goodman, İngiliz aktör Hugh Dancy, John Lithgow, Leslie Bibb, Joan Cusack ve Amerikan aktris Krysten Ritter rol alıyor.

Rebecca Bloomwood, bir alışveriş bağımlısıdır. Genç ve güzel bir kız olan Rebecca, modayı ve aslında tamamen paradan ibaret olan türlü akımları takip etmekten, her yeni çıkan şeyi beğenmekten ve beğendiği şeyleri satın almaktan geri durmayıp, sürekli harcamasına karşın düzenli bir geliri yoktur. Para kazanma konusu aklından bile geçirmeyen genç kız, ay sonunda kredi kartı ekstresiyle karşılaşınca, alıştığı her şeyi değiştirmek zorunda kalacaktıır.

Easy Virtue (2008)

queennothing | 21 October 2009 16:53

Noel Coward, 1899 – 1973 tarihleri arasında yaşamış, başarılı bir İngiliz oyun yazarı/ yönetmen/ aktördür. 1925 senesinde yazdığı “Easy Virtue” adlı oyunu, ilk olarak usta yönetmen Alfred Hitchcock tarafından 1928 senesinde “Easy Virtue” adıyla sinemaya aktarıldı. 2008 senesine geldiğimizde ise Avustralyalı yönetmen Stephan Elliott, Sheridan Jobbins‘in senaristliğinden de faydalanarak, filmi “Easy Virtue” adıyla bir kez daha sinemaseverlerle buluşturdu.

1920’li yılların soylularından Whittaker Ailesi, ailenin tek erkek çocuğu olan John’un evlendiğini ve evlendiği kız Larita’nın sıradan bir aileye mensub olduğu haberi üzerine, çifti evlerine davet eder.
John’un ailesine iyi görünmek isteyen Larita, Bayan Whittaker’ın kendisinden hoşlanmadığını ilk görüşte anlamasına rağmen John için sabreder ve kasvetli geçeceği belli olan günlerden birincisini bu şekilde başlatmış olur.

Il y a longtemps que je t’aime (2008)

queennothing | 20 October 2009 14:01

1962 doğumlu, Fransız asıllı sinemacı Philippe Claudel‘in ilk uzun metraj deneyimi olan 2008 çıkışlı “Il y a longtemps que je t’aime” (I’ve Loved You So Long / Seni O kadar Çok Sevdim Ki…), bağımsız sinemanın en başarılı örneklerinden biri. 2 dalda BAFTA adayı olan ve ‘En İyi Yabancı Film’ dalında ödül kazanan yapım, Uluslararası Berlin Film Festivali de dahil olmak üzere birçok ülkede düzenlenen film festivallerinde gerek sözlü, gerek ödüllü övgüye layık görülerek sinemaseverlerin dikkatini çekmeyi başardı.
Oscar adaylığı bulunan İngiliz asıllı aktris Kristin Scott Thomas‘ın başrolünde yer aldığı filmde Fransız oyuncu Elsa Zylberstein, Serge Hazanavicius, Laurerent Grévill, Claire Johnston, Catherine Hosmalin, Frédéric Pierrot, Jean-Claude Arnaud gibi isimler de rol almakta.

Juliette, 15 sene hapishanede kaldıktan sonra, hapishane yetkilisinin ayarlamasıyla uzun süredir görüşmediği kızkardeşi Léa’nın evine gelir. Léa, iki kızı, kocası ve konuşamayan kayınpederi ile birlikte yaşamaktadır. Hapishaneden çıkan Juliette’in rahat etmesi için elinden geleni yapan genç kadın, kardeşine tarif edilmez bir sevgiyle bağlıdır ve Juliette’in soğuk tavırlarına aldırmayarak, O’nu normal hayata alıştırmaya kararlıdır. Léa, aslında Juliette’i yargılamayan tek insandır.

The Other Boleyn Girl

queennothing | 10 June 2009 09:50

Philippa Gregory‘nin “The Other Boleyn Girl” adlı romanından uyarlanan “The Other Boleyn Girl“, Kral Henry‘nin, Anne ve Mary Boleyn, tıpkı kitapta olduğu gibi; gerçekliği baza alarak, fakat kurgu süslemeleriyle harmanlayarak, dönem filmleri seven izleyicilerin beğenisine sunuluyor. İngiliz senarist Peter Morgan tarafından sinemaya uygun bir hikaye haline getirilen film, yönetmen Justin Chadwick‘in ilk sinema filmi çekimi oldu.
Kudüslü aktris Natalie Portman, New Yorklu yıldız Scarlett Johansson ve Avustralyalı aktör Eric Bana‘nın başrollerini paylaştığı filmde, İngiliz aktris Kristin Scott Thomas ve ’78li aktör Jim Sturgess de yer alıyor.
Kral Henry, karısının ilerleyen yaşını ve ölü doğan çocuklarını göz önüne alarak, hem gönül eğlencesi, hem Krallığı için bir ‘erkek varis’ doğuracak genç bir kadın bulmuştur; Mary Boleyn. Yeni evli olan genç Mary, kocasına olan bağlılıyla, Kral’ın çocuğunu doğuracak kişi olmak istememektedir ve bu görev için, kendisi kadar güzel ve iddialı olan kızkardeşi Anne’i önerir.

Arsene Lupin – Hırsızların Piri

kadirgunay | 11 April 2008 16:56

Maurice Leblanc‘ ın ölümsüz karakterinin beyaz perdeye harika bir kurgu ve anlatımla akratılmış sürükleyici bir tarihi film. Arsene Lupin‘ i bilmeyenimiz yoktur sanırım, seri olarak edebiyat dünyasında Sherlock Holmes‘ un tek rakibi olan Arsene Lupin karakterini filmde Romain Duris canlandırmaktadır. Tarihi olaylar, aşk, macera ve kovalamaca adına her karesinde zevkle izleyeceğiniz bir film.

Arsen Lüpen Afiş
Arsen Lüpen Afiş

Kahramanımız babası gibi bir hırsızdır ama öyle böyle bir hırsız değil, iyimser, adam öldürmeyen, çekici ve cazibeli bir hırsız. Küçük yaşta babasından aldığı yakın dövüş dersleri sayesinde çok atak ve kendine güvenen Arsen, babasının ölümü üzerine hayatına yön verecek kararlar alır. Daha çok zengin konteslerin mücevherlerini çalan ve kılıktan kılığa giren Arsen, filmi izlerken bizleri tarihin içlerine ve Paris’ in o büyüleyici zamanlarına götürüyor.