bildirgec.org

korku filmleri hakkında tüm yazılar

Türk Korku Sineması

deppthedepp | 05 April 2012 12:14

Film türlerinde en hoşuma giden korkudur. Yani korku diğer türlere göre beni oldukça cezbeder. Korku türünü çekmesi de zordur, her ne kadar bazıları komedinin daha zor olduğunu düşünse de.

Korku filmi çekilir ama yanlış bir şey yapılırsa komediye kaçabilir. Oysa komedide bu yok. Ülkemizde korku türünün yeni yeni yapılmasından dolayı birkaç film hakkında bir şeyler yazmak istedim. Hem sinema filmleri hem de amatör/kısa filmler hakkında birkaç şey.

Çığlık (1949)
Çığlık (1949)

Aydın Arakon’un yönettiği, Muzaffer Tema’nın başrolünde oynadığı Türk korku filmi; Çığlık! Birçok yerde okuduğuma göre film kayıplardaymış.

Ölüler Konuşmaz ki (1970)
Ölüler Konuşmaz ki (1970)

Aytekin Akkaya ve Sırrı Elitaş’ın oynadığı, Büyükada’da geçen bir korku filmi. Çekimler oldukça ilginçti, özellikle aynalı oda sahnesi. Kahkaha atan zombi – vampir karışımı hortlak oldukça korkutmuştu beni açıkçası. Bu film aslında bayadır kayıptı. Genç yaşta hayata gözlerini yuman Sadi Konuralp kenarda köşede kalmış bir film şirketi deposundan bulup çıkarmış.

Şeytan (1974)
Şeytan (1970)

ABD yapımı Şeytan filminin Türk versiyonu ve tıpa tıp aynısı. Cihan Ünal başrolde. İzlerken ABD yapımıyla tamamen aynı olduğunu göreceksiniz.

Okul (2003)
Okul (2003)

Taylan Biraderler’in yönettiği korku/komedi filmi. Yapımcısı Sinan Çetin. İzlerken en başta beğenmiştim ama ortadan itibaren fazlasıyla Hollywood hayranlığıyla yapılmış bir film olduğunu anladım.

Salgın Hastalık Filmleri

bahadirhan | 13 September 2010 17:33

Son yıllarda dünyada görülen salgın hastalıklar sinema sektörünü de etkilemiş durumda. Son dönemlerde pek çok salgın hastalık filmi izledik, bunlar bazen insan neslini kesen salgınlar, kimi zaman da insanları birer zombiye dönüştüren hastalıklar. Yazımda bu tarz filmlerden bir kaçını sizlere tanıtmayı amaçlıyorum.

28 Gün Sonra
İnsan doğasındaki öfkelenme hissi üzerinde araştırmalar yapan bilim adamları maymunları denek olarak kullanırlar. Bunu öğrenen hayvan hakları savunucuları deneylerin bulunduğu labaratuarı basarak kanında rage virüsü bulunan maymunları serbest bırakırlar. Serbest kalan maymunlar insanlara saldırır ve saldırdığı kişiler kendinden geçerek başkalarına saldırmaktadır. Böylece rage virüsü yayılmaya başlar.

KORKU/GERİLİM/İŞKENCE FİLMLERİ

kalasi | 03 August 2010 12:19

Korku, Gerilim, İşkence filmlerini hayatımızı etkiliyormu yada nasıl etkiliyor.
Günümüzde korku filmlerinin tutması sinema sektöründe bu tür filmlere daha fazla bütçe ayrılmasına ve daha fazla bu türde film yapılmasına neden olmakta. Ancak korku filmlerinin konuları artık günümüzde işkenceye doğru kaymış durumda. Özellikle testere serisi bu tür işkence filmlerinin ne kadar çok tuttuğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu tür filmlerinin insan hayal gücünün geliştirilmesinden (iyi yada kötü) başka iyi bir rolü olduğunu sanmıyorum. Bazı psikoloklara göre çocuklarda korku “tabi bu filmlerden izledikleri korku değil” kendilerini geliştirmede önemli rol oynayan normal gelişimleri için gerekli bir koruyucu tepdi olarak tanımlanıyor. Sonuçda büyük küçük korku,gerilim ve işkence filmleri her yaştaki insanı çok rahat bir şekilde etkileyecek yapıya ve görselliğe sahip. Peki bu güne kadar yapılmış en iyi, en korkunç, en işkence dolu film hangisidir. Şimdi sizleri biraz gerilere götürmek istiyorum. Mutlaka bu listede atladıklarımda olacaktır.

The Birds (1963)

pardus01 | 13 February 2009 14:06

Kuşlar
Kuşlar

1963 yapımı bir film olan Kuşlar ( The Birds ) Kuzey Kalifoniya’da tatil yaptığı sırada o bölgede kuşların insanlara saldırdığına dair bir gazete haberi okuması ve bu gazate haberini, daha önce de kitaplarından uyarlamalar yaptığı Evan Hunte Daphne du Maurier’in aynı adlı kısa hikâyesi ile birleştiren Alfred Hitchcock‘a aittir. Sinema tarihinin en ünlü yapıtlarından biri olan film kendisinden sonra gelecek doğanın insandan öç alması temalı filmleri büyük ölçüde etkileyen bir klasiktir. Başrollerde Tippi Hedren ve Rod Taylor’ın oynamıştır. Elbette özel eğitime tabi tutulan her cinsten kuş sürülerini de unutmamak gerekir.

Çektiği filmlerinde cameo yapmayı adet haline getiren yönetmen bu filminde de bunu, evcil hayvan dükkânında yapar ve kapıda Tippi Hedren’ın yanından köpekleriyle geçer.

Ana tema küçük ve yeni modernleşmeye başlayan kasabadaki kadınların özgürlük talepleri, yalnızlıktan korkan kadınların arayışları ve kırılgan bir aşk hikayesinin her cinsten kuş sürülerinin biranda siddete yönelmeleri ve önüne gelene saldırdıkları gibi sonrasında planlı denebilecek eylemlerde bulunmaları ile yoğrulması. Ünlü yönetmenin filmde yaptığı aslında insanoğlu ile doğanın vazgeçilmez parçaları olan gökyüzünün hakimi kuşlarla ironisi. Son sahnelere yakın, özellikle evlerine hapsolan yada kuşlar tarafından acımasızca öldürülen insanlar gerçek hayatta, süs eşyası olarak kullanılmak üzere kafeslere hapsedilen her çeşit kuş ve avlanmak adına acımasızca sülale boyu yokedilen kuşlarla ne kadar benzerlik gösteriyor. Tüm zamanların en iyi gerilim filmlerinden sayılan filmde insanoğlunun arayışları ve doğanın acımasızca katledilmesi çevresinde dönmektedir tüm olaylar.

”Küp” serisi

pardus01 | 09 February 2009 16:22

Küp
Küp

Sırasıyla Vincenzo Natali, Andrzej Sekuła ve Ernie Barbarash tarafından yönetilen Küp Kanada yapımı bilim kurgu-korku filmi serisidir. İlk Küp 1997 yılı yapımıdır. 2002 yılında çekilen Küp 2: Hiperküp ve 2004 yılında çekilen Küp Sıfır.

Her film aynı senaryo üzerine kuruludur; Geçmişi, amacı ve kökeni belli olmayan birbiri ile bağlantılı odalar şeklinde mekanik bir küp vardır. Odalarda tavan, zemin ve yanlarda olmak üzere altışar tane birbirinin aynısı kapı vardır. Odalar 2 çeşittir, bazıları güvenli diğerleri ise birbirinden farklı ve diğer odaya geçişi neredeyse imkansız kılan tuzaklarla dolu odalar. Alev makinasından dikenli tellere kadar aklınıza gelebilecek her türlü ölümcül tuzak. Uyandıklarında insanların birarada bulundukları merkez ya da köprü odayı da unutmamak gerek.

Favori Korku/Gerilim Filmleriniz?

agurbuz | 21 May 2008 11:07

Korku/Gerilim filmlerinin sinema sektöründeki yeri ve hayran kitlesi şüphesiz tartışılmaz. Korku insanın hatalar yapmasına, kontrol mekanizmasının bozulmasına (bazılarında ters etki yapabiliyor!), normalde yapmayacağı ve yaptıktan sonrada büyük ihtimalle pişman olacağı hal ve hareketlerde bulunmasına neden olan zayıf noktamızdır.

Favori korku/gerilim filmlerimden 5 tanesini sıralarsam bir başlangıç yapmış oluruz sanırım.

SAW
SAW

SAW 1-2-3-4 (Testere)
Beyninde bulunan tümör nedeniyle ölümle pençeleşen yaşlı bir adamın kurbanlarına hayatın değerini öğretmesi üzerine kurulu bol oyunlu seri katil filmi. Film aynı zamanda insanların ölümle yüz yüze geldiklerinde ya da sevdiklerinin ölümüyle tehdit edildiklerinde neler yapabilecekleri ve neleri feda edebilecekleri üzerine çarpıcı bir film.
Kurgusu, efektleri, özgün senaryosu, hiç düşmeyen temposu ve güzel bir seri olması sebebiyle favori korku/gerilim filmim diyebilirim.

1. Saw (2004) Offical Movie Site
2. Saw II (2005) Offical Movie Site
3. Saw III (2006) Offical Movie Site
4. Saw IV (2007) Offical Movie Site

Yönetmen: SAW James Wan
Yönetmen: SAW II, III, IV Darren Lynn Bousman

beyazperdeyi kana bulayan 10 film

nihilanth | 12 July 2007 16:06

ünlü Sinema portalı “filmschoolrejects“, sinema tarihinin en vahşi 10 filmini belirledi.

Bir grup çılgın gencin kurduğu ve her türlü sıradışı filmin detaylarıyla incelendiği internet sitesinde hazırlanan liste, bazı ülkelerde gösterimi yasaklanmış, en kanlı ve şoke edici filmlerden oluşuyor.

işte listede seçilmiş 10 film

1. The Texas Chain Saw Massacre – Teksas Katliamı (1974)

2. Hostel – Otel (2006)

HIRISTIYANLIĞI YAYMA ARACI OLARAK AMERİKAN KORKU FİLMLERİ

harschena | 10 October 2006 20:06

Paranoyak bir dünyada yaşıyoruz. Hükümetler neler karıştırıyor, insanlar aslında neler yapıyor, hiçbirimiz bilmiyoruz. Son zamanların en kanlı olaylarının arkasında neler var, bilemiyoruz, 11 Eylül saldırılarının arkasında Amerika mı var, depremlere okyanusların dibinde yapılan nükleer silah denemeleri sonucun da mı meydana geliyor, AIDS, Ebola gibi hastalıkların virüsleri dünya nüfus planlaması için bilinçli olarak mı üretiliyor ve bunların, hatta kanserin tedavisi mümkün olduğu halde bu insanlardan saklanıyor mu, vb. sorular kafaları kurcalamaya devam ederken popüler kültüre boğulmuş durumdaki (böyle olması istendiği için) bizler, bu kültür ürünleri olan Amerikan filmlerini izliyoruz, çocukluğumuzdan bu yana Dede Korkut masallarından çok Grimm Kardeşlerin hikayeleriyle büyüyoruz, Batılı olmamakla birlikte Batının kokuşmuş posasını iyice sindiriyoruz, kendimiz olamıyoruz. Biraz olsun içinde bulunduğumuz dünyaya, içinde dönüp durduğumuz çarktan sıyrılıp da şöyle bir göz attığımızda dehşete kapılıyoruz ve en iyisi bunlara kafa yormamak, yoksa içinden çıkamam diyip tekrar bizim için yaratılan suni dünyaya dönüyoruz. İnanmıyoruz, inanmak istemiyoruz. Böylesi daha çok işimize geliyor, kaldı ki ne gerçekte neler olduğunu bilme şansımız var, ne de buna karşı birşey yapabiliriz.

Korku Filmleri…

pinkfloyd | 11 July 2003 17:13

Korku filmleri… Tonla türü var korku filmlerinin, bilirsiniz. En ucuz fikirlerden biri -ki bu fikir, geçtigimiz yillarda çok revaçtaydi- bir katil olur, ancak her nedense sürekli yüzünü gizler, filmin sonunda açar yüzünü. Tabi filmin sonuna kadar tahmin yürütürüz biz de, güzellik yarismalarindaki birinciyi önceden tahmin etme misali. Ancak bu tip filmlerde, genelde hiç tahmin edemeyecegimiz birileri çikar karsimiza, biz de her seferinde “Aaaaa!” tepkisini vermekten alamayiz kendimizi. Günümüz Teen’lerinin Scream filmi ile tanistigi bu tarz filmlere, son zamanlarda ara verildi. Sanirim artik is yapmiyor.