Hemen herkesin hayalidir uçmak. İnsanoğlu kanatları olmasa da zekasıyla uçabileceğini çoktan kanıtladı. Ama uçan bir arabaya sahip olmak bambaşka bir duygu olurdu heralde. Böyle bir arabayla yapılabilecekler artık sizin hayal gücünüze kalmış.Şimdi karşınızda Audi Shark. Henüz konsep aşamasında olsa da bu fikrin artık çok uzak olmadığını gösteriyor.
Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli mimarları arasında olan Frank Lloyd Wright’ı okumanız için mimar olmanız şart değil; Wright’ın fikirleri ve felsefesinin yoğunluğu, kendini geliştirebilen görüş açılarına, farklı bir ufuk çizgisi belirleyecektir.
1867’nin Haziran ayında dünyaya gelen Wright; mühendislik eğitimi sırasında ünlü tasarımcılarla çalışarak, profesyonel deneyim kazanmaya başladı. 19. yüzyılın önemli mimarlarından olan Louis Sullivan’la çalışırken henüz 25 yaşındaydı. Sullivan, Wright’ın başka yerlere iş yaptığını öğrendiğinde, onu işten kovdu. Kovulsa da Wright, ustası Sullivan’a her zaman destek çıktı. İçkiye düşkün usta Sullivan’ın işsiz kaldığı dönemlerde, Wright’ın büyük desteği olduğu ve hatta Sullivan’ın ömrünün son günlerinde de ona düzenli para yolladığı bilinmektedir. Sullivan’ın, hastanede kendi yazdığı kitabın kopyasını Wright’a verirken; “Frank, Amerika’da yeni mimariyi yaratan sensin, ama ben olmasaydım, sen bunu yapamazdın,” dediği, “The Fellowship, Frank Lloyd Wright ve Taliesin Üzerine Söylenmemiş Bir Hikâye” adlı kitabında mevcuttur. Buna rağmen usta Sullivan’ın kitabında, Wright’ın ismini hiç kullanmamış olması, Wright’ı derinden yaralamıştır.
Gerçekleştirdiği 300’ü aşkın yapı eserleriyle, dünya görünümüne farklı imzalar atan Wright, temel ilkesi olan “Organik Mimarlık” ile yeni bir konsept başlattı. Fikirleri ve felsefesi ile birçok akıma (Empresyonizm’den Rasyonalizm’e kadar) ilham kaynağı oldu.
1914 yılında Wright; eşini ve ev halkından birkaç kişiyi, eşi için özel tasarladığı evde, hizmetlisinin çıkardığı yangında kaybetti. Bu trajedinin, Wright’ın mimarisine etkisi çok büyüktür. Bununla birlikte, bütünlüğe önem veren tasarımlara yöneldi. 1920’lerde de pek çok projeye imza attı.
el egzersizi yaparak iphohe’u şarj etmek nasıl olurdu..
el kaslarını çalıştırmaya yarayan bildiğimiz egzersiz aletini iphone’a bağlayarak, her çalışma yapıldığında şarj işini de halledebilmeyi düşünmüşler. hem enerjinin kullanımı hem de ikinci işleviyle eğlenceli görünüyor.
1973’de Martin Cooper ilk pratik cep telefonunu dünya ile tanıştırırken, aşağıda gördüğünüz aleti hayal bile edemezdi eminim. Bugünlerde, cep telefonu sözcüklerle iletişim misyonunu fazlasıyla yitirdi ve tam bir eğlence birimine dönüştü. Ve şüphesiz teknolojinin en son arzu nesnesi, tam karışınızda duruyor.
Conduit, SKY/Pantech firması için Tirshathah Hunter tarafından tasarlanmış bir cep telefonu konsepti. Evet, yanlış duymadınız şık kalemiyle göz dolduran bir PDA, çekince açılan esnek ekranı olan, video görüşme yapabileceğiniz, son derece minik bir cep telefonu!
Kim Been tarafından tasarlanmış bu portatif tost makinesi, spatulayı andıran biçimiyle alışılmış tost makinelerinden oldukça farklı. Seramik kaplı aleti, yağ sürer gibi ekmeğe sürdüğünüzde kızardığını görüyorsunuz.
Tam boyuttaki fotoğraf için tıklayınız
Gizmodo‘nun yayımladığı bildiride iphone 4g nin gayriresmi tasarımcılar tarafından oluşturulmuş konsepti tanıtılmış.
yeni nesilde beklenen özellikler ise şu şekilde sıralanmış:
Ses sistemleri klasik çizgilerden kurtuldu ve tasarımları son derece farklılaştı. Bu sebeple toxel.com, 27 farklı modern ses sistemini bir araya getirmiş ve ziyaretçilerine sergiliyor.
Yukarıdaki sistemin adı Modal Speakers. Tasarımcısı Kunihiro Tsuji. Odada farklı duracağı kesin. Sesi dikey olarak üretiyor. Farklı ve özel bir tasarım.
Bu küçük kapsül hoparlörler 8 saate kadar ses verebiliyor, basit bir el hareketiyle genişleyebiliyor. Bu genişlemiş halleriyle subwoofer görevi görüyorlar.
USB ve kondomu bir araya getiren nedir, eminim merak ediyorsunuz:) Bu aleti bilgisayarın USB girişine takıyorsunuz ve bilgisayarınıza USB’den bağlayacağınız şeyi (mp3 player, usb bellek, vs.) de USB CONDOM’a bağlıyorsunuz. Bir anlamda bilgisayarınız ve USB arasında köprü görevi görüyor. USB CONDOM tarama yapıyor ve virüse rastladığında bağlantıya izin vermiyor. taramadan sonra virüs yoksa bağlantı yapılıyor. Cinsel ilişkide prezervatif cinsel hastalıklardan nasıl koruyorsa USB CONDOM da aynı prezervatif gibi bilgisayarınızı virüslerden koruyor:) Prezervatifler çocuk yapmaktan da koruyor ama USB CONDOM’un öyle bi özelliği yok tabii 😀
USB CONDOM kullanırsak bilgisayarımız daha güvenli olur, inşallah yakında piyasada yerini alır. Prezervatif hayat kurtarır, USB CONDOM da bilgisayarınızı. Bana bi’şi olmaz demeyin, kullanın 🙂
kaynak:inewidea
Konsept tasarımların yer aldığı Yanko design’da David Granath tarafından tasarlanan bu hoparlörler hem kullanışlı hem de görsel açıdan kusursuz. Gücünü elektrik ile karşılıyor. Aynı ampul görünümünde. Sesi ise bluetooth ve wlan ile alabiliyor. Diğer fotoğraflar ve ayrıntılı bilgi için yankoyu ziyaret edebilirsiniz.
Bu tasarım özellikle bebeklerin temiz hava soluyup solumadığını merak edenler için Yasuhiro Akama tarafından tasarlanmış.
İçindeki renk değiştiren LED’ler ile havanın temiz olup olmadığını görebilirsiniz mümkün. Küçük boyutlarıyla her yere götürüp ortamdaki havanın temiz olup olmadığını anlayabilirsiniz.
