bildirgec.org

koku hakkında tüm yazılar

Elektronik Burun

erdenk | 03 September 2007 16:35

Bu iki parçadan oluşan 6+ yaş oyuncağı gibi duran zamazingo bir koklama cihazı. İsraillli ve Amerikan bilim adamları tarafından üretilen Mini-Nose yüksek güvenilirliği ve taşınabilirliği sayesinde patlayıcı madde tanımada kullanılacak. Elektronik, kimya, sinyal işleme, mekanik gibi birçok disiplinin bir araya gelmesiyle oluşturulan cihaz ilginç olarak korkunun kokusunu da alabiliyor.

Kaynak: 1

Kedi Tuvaleti (Kendini Otomatik Temizliyor)

sevittopcu | 01 September 2007 14:56

Kediniz varsa kokan kumundan bıkıp defalarca kendi tuvaletinizi kullanmayı öğretmeye çalışmış, en azından hayalini kurmuşsunuzdur. CatGenie-Self Washing, Self Flushing Cat Box (Kendini otomatik yıkayan, temizleyen (atığı atmak dahil) kedi tuvaleti) isminden de anlaşıldığı gibi kendi kendini temizliyor, kedinizin kakasını kumundan ayırıp parçalayıp atık su borusundan gönderdikten sonra kumunu yıkayıp parfümünü sıkıyor. Bunların hepsini yapmak için 1 düğmeye basmanız yeterli. Şaka olduğunu düşünenler için videosu burada. Yıkanabilir kumuyla birlikte buradan 265$ a alabilirsiniz (Her ay kuma 30Ytl verildiği düşünülünce mantıklı görünüyor).

kafayı yiyen kedim!!

astral | 25 August 2007 23:48

Kafayı yedi. Birden bire. Yaklaşık 3 ay önce başladı. Dan diye. Ortalığa durup dururken işemeler… özellikle ben evdeyken, benim görebileceğim hemen yakın mekanlara. Daha çok sevdim, kumuna götürdüm. En sonunda hatunda aldım. Gelip geçenler kafi olmadı çünkü az önce şaşkınlıklar içinde kaldım.

Birden bir ses, şırrr!

Aman allahım dedim. Şoktayım. Kütüphanemden aşağı bir şey akıyor. Kedi yok ortalıkta, bu ne o zaman. İşemiş kaçmış. Kitaplarım gitti. Attım çöpe. Gece vakti. Deterjanlar, köpükler bütün evi temizledim bu şerefsizin yüzünden. Bir koku var lakin. Nasıl keskin. Çıldıracağım. Bir de baktım. Kanepede kaka!!

ANTALYA’DA DENİZE GİTMEK

akoni | 09 August 2007 15:12

Ben 25 yıl İstanbul da yaşamış biriyim deniz burnumuzun dibindeydi ama çevre kirliliği nedeni ile sadece kenarında oturup yosun kokusunu içimize çekerdik.O bile beni mutlu etmeye yeterdi.Şimdi herkesin adını dilinden düşürmediği, turistik bölge dediğimiz zaman herkesin aklına ilk gelen Bodrum,Çeşme,Antalya hani denizi çok tuzlu olsa da sonuçta deniz.

Beni doyuruyor,tatmin olabiliyorum ama mutlu değilim..Acaba kör olsaymışım dahamı iyi olurmuş? Ama o zaman da mutsuz olacaktım. Vallahi koca bir dilekçe yazmayı düşünüyorum.Sorun ne merak ediyorsunuz.Acaba ben mi abartıyorum diyorum bazen. Evindeki bütün mutfak aletlerini sepetine dolduran pikniğe gider gibi tabak,kaşık,çatal sesleri arasında yerlerde halılar sanki deniz kenarı değilmiş de piknik alanındaymışız gibi.

Hani iklim sıcak insanlar bunalıyor hoş görülü olmak geliyor içimden .Ama çıldırmama az kaldı resmen çöpçülük yapıyorum. Atılan pet şişeler,karpuz kabukları,kırık bira şişeleri sizlere deteylarını anlatsam uzun sürecek manzara vahim içler acısı. Dahası korkunç. Kıyafet desen yataktan kalkan pijaması ile denizde atlet ,don,gömlek,tayt,bluz,şalvar,badi ne desem bütün kıyafetlerden tutun her şey var

.Hani burası ( Antalya ) güzel ülkemin turistik bölgesi olmasa ne giyersen giy diyeceğim ama diyemiyorum. Allaha şükür duşumuz var tuzlu sulardan arınmak için ama olurmu sanki mübarekler evde banyo oluyorlar şampuanlanmadan olmuyor. Bir kez uyardım şampuan kullanmak yasak diye aldığım cevap çok ilginç : “Gözleri bozukmuş yola gidecekmiş.” Hala çözemedim gözle şampuan ve duşun nasıl bir bağlantısı var. Şimdi ise en çok rahatsızlık duyduğum şu zıkkım olası içmeden duramadıkları – içimizde içen arkadaşlar varsa da duyurulur – lütfen dikkat ediniz içtiğiniz şu sigaranın izmaritlerini lütfen yerlere atmayın.Yer gök izmarit dolu artık çıkarmak üzereyim çok doldum.

Bu sahil şeridi benim tapulu arsam değil yanlış anlamayın. Sadece boş bulduğum yerde oturup kitap okur,yüzer giderim. Çevremin temiz olmasını istiyorum.Bıraktığım gibi bulmak istiyorum. Herkese sesleniyorum. Nasıl ki yabancı devletlerde yerde bir izmarit bulsam eşşek gibi anıracağım diyorsam benim ülkemde öyle olsun istiyorum. Bazen acaba biz arap soyumuyuz diyorum. Elle yemek ye sonra ellerini üzerine sil. Biz bu olamayız.Atatürk ne demiş ne mutlu Türküm diyene.Mutlu olabilmem için çevremin temiz olması gerekiyor.

Keskin koku

darjeeling | 01 August 2007 10:21

En sevdiğim parfümün kadar keskin bir koku var içeride, hissediyorum. Ama bu keskinden ziyade pis kokuyor. Sanki tüm yaşadıklarımdan sonra ölmek istemişim, hatta bunu yaşama geçirmişim, kapıları penceleri kapatıp ocakları açmışım, içeri gaz doluyormuş. Halbuki bunu yapmadım ben. Gaz kokusu değil bu. Sen gittiğinden beri evden atmaya tenezzül bile etmediğim çöplerin yaydığı bir koku da değil bu. Hatta intihar da etmediğim için ölmedim de.. Ölmediğimden evde günlerdir kalmış çürüyen bir bedenim yok ve bunun kokusu da yok haliyle.. Ama içeride keskin bir koku var, hissediyorum. Yıkanmamış tabak çanak yok mutfağımda, sinekte yok. Ha olsa iyi olurdu ya, bana arkadaş misali.. Ben artık çözemiyorum bunu. Giderek daha çok bünyemi sarıyor, burnumun dibinden ayrılmıyor koku. Kalbini söktüm yerinden bende kalmış edebiyatı yapacağım şimdi.. Güya onun kokusuymuş bu, ama yok bu da değil…
Sanırım….Ev yanıyor, bana aldıklarını ve bana yaşattıklarını yakayım derken ev yanıyor. Topluca, külliyen ebediyen yok oluyor, yok oluyoruz. Sadece bir kaç parçayı tutuşturmak istemiştim, tıpkı çocukluğumdaki gibi. Umarsızca, sana ait olanları yok edince mutlu olacağım yalanına inanarak.. Ev yanıyor, tenim tenime yapışıyor, canım acıyor.. Ama daha da kötüsü var. İçeride anılar geçidi seramonisinin keskin bir kokusu var. Bu beni rahatsız ediyor..

USB hava tazeleme (koku verme) aparatı

tamerror | 31 July 2007 14:48

usb hava temizleyici
USB hava tazeleyici

bedava internet bulabildiğiniz bir yerdeyseniz ve etrafınızdaki kötü kokulardan şikayet ediyorsanız, connectland‘ın bu cihazı tam size göre: USB bağlantılı aparatın üzerine aroma damlatılıyor ve hava güzel kokmaya başlıyor. birkaç damlası gün boyunca koku vermeye yetiyor.

kaynak 1 ve 2.

Kağıt Kesiği Gibiydi

bestrafe mich | 27 July 2007 16:39

Kağıt kesiği gibiydi.
Bi tarafınızı keser de, ani bir acımsı yanmayla çekersiniz ya elinizi,kolunuzu,her nerenizi caiz gördüyseniz bu kesiğe, ben de yüreciğimi çektim. Ama yandı, çektim ama kavruldu, kavruldukça kavruldu gözü kör olasıca…
Yanıklara yoğurt sür, derdi anneannem. Bir keresinde Allah’ın on ikisinde manyaklar gibi yanmıştım. Öyle bir yanmıştım ki, ta etime işlemişti. Kokusu burnuma geliyordu yatarken. Bacaklarımı katlayamıyordum bile. Sonra cankurtaran gibi yetişip beni yoğurda bulamıştı rahmetli.
Şimdi ne yapsam acaba? Böğrüme sokup yüreciğimi çıkarıp yoğurda mı bulasam. İçine lime lime doğrasam mı kavrulmuş yüreğimi… Hangisi iyi gelir, hangisi dermanım olur…
Bazen kafamın içinde seninle konuşurken buluyorum kendimi. Öyle salak salak gülümsüyorum kendi kendime. Sonra birden farkediyorum aczimi, kesiğim acıyor. Ama sana sorsaydım bunları tam da benim verdiğim cevapları verirdin kalıbımı basarım.
Yoksa vermez miydin?
Kesiğim acıyor.
Anneme adınla sesleniyorum ne tuhaftır. Sonra zavallı acıyor halime. Çaktırmadan ihlas, fatiha ne gelirse aklına okuyup, üfleyiveriyor.
Benim yine kesiğim acıyor.
Nasıldı sana olan aczim?
Kağıt kesiği gibiydi Acımsı yanmayla çekiverirdim kendimi, yüreciğimi…

kokan ter değil bakteriler

minamisel | 03 July 2007 22:22

Sıcak yaz günlerinde şüphesiz en tiksindirici koku ter kokusudur.Aslında terin bir kokusu yokmuş ciltteki bakteriler terin içindeki maddeleri parçaladığı için kötü koku oluşuyormuş.Demekki günlük yaşantımızda bazı cümleleri değiştirmemiz gerekiyor:çok pis ter kokuyorsun yerine bakterilerin pis kokuyor dememiz gerekiyor:) haber kaynak