2000’lerde programlama giderek sanat olmaktan çıkıyor, genellikle hazır kütüphaneleri, api’leri kullanmak, kod parçalarını sağdan soldan alıp birleştirmek, havalı kelimeleri yanyana kullanmak (tdd, bdd, grid computing vs.. ) programlama olarak düşünülüyor. giderek programlama zanaat-vari bir iş olmaya başlıyor.
ne demek istediğimi anlatmak için şöyle bir örnekten gidelim; fibonacci sayılarını duymuşsunuzdur, “- 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21,..” diye giden sayılar… matematikçi olmadığımız için teorisi ile ilgili çok detaya girmeye de gerek yok-zaten gir deseniz giremem-, ama (altın oranla ilgisi nedeniyle) genellikle çizim işlerinde kullanılır. tabii çizim dendiğinde aklımıza ilk gelen oyun programlaması olacaktır. kısaca “bir işlere” yaradığını biliyoruz. programcı olarak bizi ilgilendiren kısmı ise uygulaması.
formülü şöyle ;