Nefis bir dili vardı ve etkileyicilik. Kokunun duymanın etkileyiciliğine kapılmıştım iyi koku alan biri olarak…
‘Ey hat! Koku vizyonda’ dedim kardeşime. Acil gitmeliyiz!
Acaba kitabın tadını verir mi?
Veremez dedi içimde bir ses. Kitap o kadar güzeldi ki, o lezzet zor dedi. Oysa umarım o lezzeti verir diyerek tuttum sinemanın yolunu…
Romanın arasında kaybolduğum gibi kaybolacak mıydım, filmin arasında akıp gidecek miydim, dim, dim???….???
Çok sevdiğim bir adamı ilk defa koklarmış gibi tat aldım ilk iki saatten. Son yarım saati saymazsam romana yakın bir tat aldım. Son yarım saatte yönetmen saçmalamış, velakin romanın güzelliğini alamadı. Kafamda katilin kim olduğunu anladıklarında çıktım sinema salonundan ve film bozulmadan kaldı bende.