bildirgec.org

kızılderililer hakkında tüm yazılar

Amerika insanı

AlperBlog | 15 July 2008 14:59

Amerika'nın başkenti Newyork' ta bulunan Özgürlük Heykeli
Amerika’nın başkenti Newyork’ ta bulunan Özgürlük Heykeli

Dünya devletlerindeki insanları zaman zaman kültürleri bakımından ele alacağım. Acaba önce kimden başlayalım diye düşündüm ve aklıma o koca Amerika geldi. İşgalleriyle askeri yönde kendisini iyice tanımaktayız ama birde kültür bakımından inceleyelim.

Amerika kültür çeşitliliği bakımından zengin bir ülkedir. Pek çok ırktan insan gelmiştir. Bu kıtaya gelen göçmenler avrupa kültürü taşıyorlardı ve bu kültür Amerikanın zenginlikleriyle birleşince böylesine bir devlet haline geldi.

Amerika’nın gerçek sahipleri:
Kızılderili denince aklımıza, başa tkaılan tüy, ilginç resimler,yüzü boyalı insanlar aklımıza gelir.Ancak kızılderililer Amerika’nın gerçek sahipleridirler.Kızılderililer bu kıtada yüzyıllarca mutluluk içinde yaşarken, Kristof Kolomb’un burayı keşfiyle hayatları altüst olmuştur.O günden beri topraklarını kaybetmek istemeyen kızılderililer büyük haksızlıklara uğramışlardır.

Amerikalı Olmak:Yazımızda da belirttiğimiz gibi Amerikalılar avrupaden gelmiş göçmenlerden oluşur. İşlerine çok önem verirler ve tanışma faslında ilk önce iş sorulur.

GÜNEŞ KADIN:kızılderili bir kadının öyküsü

doxa | 20 May 2008 11:21

güneşe evlenme sözü vermiş kızılderili bir kadın. kabilesini terk ederek, tek başına yaşmaya başlamış. çadırını da hikayesini anlatan semboller dizemiş. bağımsızlığını ilan etmiş böylelikle. kabilesi de yadırgamamış hiç, dememişler ki nasıl güneşe söz verdin. söz verilmiş bir kere. güneşle evlenmeyi beklemiş kızılderili kadın. hayatını yaşamış, bekleyerek. her gün güneşe daha da aşkla bakarak. kabilesini terk etmiş, iyi de etmiş. yalnızlığıyla daha da bağlanmış güneşe. her günü umutla geçirmiş böylelikle. güneşin kendisi olmuş yıllarca sevgisiyle. güneş gibi bağımsızlığı ışımış, sevgiyi ışımış, bağlılığı ışımış. kadın ki yalnızlığı bile güzelleştirebilmiş. bir başka kadından duydum bu hikayeyi. kadınlar için ışımaya çalışan bir başka kadından. bu satırlar da ışısın bağımsız kadınlar için. güneş kadınlar için…

Kızılderilinin uyanışı…

cemazulevvel | 08 January 2008 09:56

Oturan Boğa
Oturan Boğa

Kristof Colomb’un keşfettiği, America Vespuci’nin isim babası olduğu yeni kıtaya ayak basanların, ilkin İspanyolların, ardından Fransızların, Hollandalıların, İngilizlerin, ya da tekmiline birden verilen ismiyle Beyaz Adamların bu topraklarIN kavimlerine yaşattıkları hepimizin malumudur. Ölümler, sürgünler, işkenceler…

Bu vahşetten payını alanların başında da Kızılderililer gelmiştir. At üstündeki hünerlerinin mitralyözler karşısında bir işe yaramadığı, ilkel silahlarının çaresiz kaldığı, ve hatta mücadelenin intihara eşdeğer sayıldığı bir soy kırım… Fakat acıklı olan bu söylediklerim değil aslında. Ölüm elbetteki üzücüdür. Hele ki böylesi… Sürgünler ya da katliamlar da öyle… Ama daha da önemli bir şey var. O da özgürlüklerine bu kadar düşkün olan bir milletin zaman içerisinde böylesine susturulması, sindirilmesi… Üzücü olan, zamanında, esareti kabullenemedikleri için bile bile ölüme koşan bu insanların torunlarının kendi topraklarında üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görmeyi kabul etmeleri. Daha doğrusu bu Aralık ayına kadar böyleydi. Aralık 2007 de Lakota kabilesinin reisi Russel Means “Biz artık ABD vatandaşı değiliz ve bizim toprağımızın yer aldığı 5 eyalette yaşamak isteyenler bize katılmakta özgürler” diye bir beyanat verdi. Lakota kabile yetkililerinden oluşan bir heyetin ABD dışişleri bakanlığına gönderdiği mesajda Amerikan hükümetiyle daha öncesinde imzalanmış olan antlaşmalardan tek taraflı olarak çekildiklerini açıkladılar. Bu belkide bir özgürlük bildirgesi değil, hatta bir manifesto bile sayılmaz, ama ben yine de yüzyıllardır ezilmiş bir toplumun uyanışı olarak kabullenmek istiyorum ve Hoşgeldin Oturan Boğa diyorum… Hoşgeldin…

Kızılderili Türk ilişkisi…

ceteleci | 01 January 2008 21:53

Bundan 35000 yıl önce yani MÖ 30000-34000 tarihleri arasında dünya şu andaki görünümünden bir hayli uzaktı. O zamanlar buzul çağının en şiddetli dönemini yaşayan dünyamız büyük kıtasal ve alabildiğince uzaklara uzanan buzullara sahipti. Şimdiki adıyla Bering denizi olarak bilinen bölge o zamanlarda Asya’yı ve Amerika’yı Bering boğazı denilen bir buzul kara köprüsüyle bağlamaktaydı. Ve o zamanlar Sibirya bölgesinde avlanan Kızılderili kabilelerin yeni av alanları keşfemek amacıyla çıktığı yolculuklar sonrasında; bu boğaz kullanılarak Amerika’ya ilk kez ayak basıyorlar. Tabi bu insanlar yeni bir kıtaya geldiklerinden habersizce Atalarının yaptığı gibi Sibirya bölgesinde avlandıklarını düşünüyorlardı. Bu yeni av yerlerini beğenen Kızlıderililer buralara ve yerleştiler ve kabileler oluşturmaya başladılar.

Günümüze kadar uzanan tarihleriyle bazı kabileleri şu şekilde irdeleyebiliriz:
Amerikaya gelen yerleşimcilerin ilk karşılaştıkları kabileler arasında Seminoller, Çerokiler ve Mişuki kabileleri bulunmaktaydı.
İspanyol kaşiflerin Amerika’ya olan yolculukları sırasında Kaliforniya’da bulunan Soson, Payitu, Kahula, Mevuk ve diğer bazı kabilelerle karşılaştılar.
Günümüzde ise ABD de resmen kabul edilen 554 Kızılderili kabilesi bulunmaktadır.

Gelgelelim Kızılderililer ve Türklük ilişkisine ait bulgulara …