bildirgec.org

kızılderili hakkında tüm yazılar

Kusursuz Düzenin Zavallı Canlılarıyız

admin | 21 March 2011 10:41

Bırakalım Dünya Nefes Alsın
Bırakalım Dünya Nefes Alsın

Ne kadar zavallıyız, insanoğlu aslında ne kadar zavallı. Neler için mücadele etmemiz gerektiğini ve aslında ne için dünyada olduğumuzun farkında bile olmadan yaşıyoruz. Dünyanın kusursuz düzenini bile bozmayı başaran biz insanlar, zenginlik hayalleri kuranken kazandığımz serveti nasıl bir dünyada harcamayı planlıyoruz acaba? Bir daha ki sefere Dünya servetlerin olsa sana servetini harcama fırsatı verecek kadar cömert olacak mı? Herşeyin insanlık ve insanlığın rahat yaşaması için hazırlandığı bu dünyanın kıymetini acaba kaybettiğimizdemi anlayacağız? Tıpkı aslında çok sevdiğiniz birini kaybettiğimizde aslında ne kadar sevdiğinizi anladığımız gibi. Bu para, mal, mülk hırsını anlamıyorum.

Irk ve insanlık

admin | 01 December 2009 16:03

Bugüne dek ırklar üzerine yapılan araştırmalar üç büyük sonuç verir.

Birinci sonuç: Irklar arasında yalnız deri rengi, saç yapısı, yüz ifadeleri değil, düzinelerce fark olduğudur. Bu fark kemik biçiminden kulak kirinin kıvamına ve vücut kimyasına kadar değişir.

İkinci sonuç: İnsanın evriminde başarılı oluşunun büyük genetik farklar göstermesine bağlı olduğudur. İlk atalarımız yeni bir çevreye göç ettiklerinde içlerinden hiç olmazsa bir bölümü farklı oluşları sayesinde o çevreye uyarak sağ kalabilmiştir.

Üçüncü sonuç: Bir ırkı diğer ırklardan ayıracak kesin bulguların olmadığıdır. Örneğin deri rengi ırkları ayıramaz. Büyük Sahra’nın güneyindeki Afrikalılar ve onların dünyaya dağılmış torunları koyu kahve renklidir. Fakat Hindistan’da antropolojistlerce beyaz ırktan sayılan milyonlarca insanın rengi Amerikan zencilerinden bile daha koyudur. Diğer yandan Kuzey Afrika’da yaşayan birçok insan bir İspanyol, İtalyan veya Lübnanlıdan daha esmer değildir.

OTURAN BOĞA AYAĞA KALKIYOR

keremx | 26 November 2008 15:04

OTURAN BOĞA AYAĞA KALKIYOR

Ben Kızılderilileri seviyorum. Ta çocukluğumdan beri, sebebiz… Oturan boğa, çılgın at, dinmeyen fırtına, büyük ayı, isimleri ne olursa olsun kendileri de isimleri de bana hep hoş geldi.

İzlediğim kowboy filmlerinde ben hep onlardan taraf oldum. Her ne kadar beyaz adam onları vahşi ve barbar göstermeye çalışsa da.. Çocukluğumun kitapları Zagor, Texas ve Misterno’nun düşman karakterleri olsalar da..

Büyüdükçe onlara taraf olmamın sebeplerini de öğrendim. Mazlumdular. Hakları yenmişti. Toprakları gasp edilmişti. Nesilleri katledilmişti. Birleşik Devletlerin gerçek yüzünü ilk onlar görmüştü. Onlar o gün kaybetmeselerdi bugün dünya kazanacaktı. Bizden iz taşıyorlardı. Bizim gibiydiler. Bu yüzden onlara dair gelen şu haber beni çok sevindirmişti:

“Lakota Kızılderilileri, bağımsızlık ilan etti.”
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/7901356.asp?m=1

GÜNEŞ KADIN:kızılderili bir kadının öyküsü

doxa | 20 May 2008 11:21

güneşe evlenme sözü vermiş kızılderili bir kadın. kabilesini terk ederek, tek başına yaşmaya başlamış. çadırını da hikayesini anlatan semboller dizemiş. bağımsızlığını ilan etmiş böylelikle. kabilesi de yadırgamamış hiç, dememişler ki nasıl güneşe söz verdin. söz verilmiş bir kere. güneşle evlenmeyi beklemiş kızılderili kadın. hayatını yaşamış, bekleyerek. her gün güneşe daha da aşkla bakarak. kabilesini terk etmiş, iyi de etmiş. yalnızlığıyla daha da bağlanmış güneşe. her günü umutla geçirmiş böylelikle. güneşin kendisi olmuş yıllarca sevgisiyle. güneş gibi bağımsızlığı ışımış, sevgiyi ışımış, bağlılığı ışımış. kadın ki yalnızlığı bile güzelleştirebilmiş. bir başka kadından duydum bu hikayeyi. kadınlar için ışımaya çalışan bir başka kadından. bu satırlar da ışısın bağımsız kadınlar için. güneş kadınlar için…

Bir Kızılderili Efsanesi: Dumanla haberleşme

talos | 20 February 2008 17:36

uzaktan uzağa iletişim. mektup, telgraf, telefon, e-posta, v.s. şeklinde uzanırken yakın zamanımızda akraba çıkma heyecanı ile takip ettiğimiz kızılderililerin kullandığı çok ilkel (-ki yaşadıkları dönem bunu gerektiriyor) basit iletişim; dumanla haberleşme.

bir adaya hapsolduğunuzu düşünün. en kısa yoldan kurtulma şekli ateş yakmak ve duman sayesinde o yakınlardan geçen gemilerin yaktığınız ateşi doğal olarak sizi fark edip kurtarması.

şu modern çağımızda, iletişim ağının öncüsü olarak algılayabiliriz bu bulguyu. en yüksek tepelerde ve dağlarda yakılır. bu sayede görüş daha basit hale getirilir ve daha kısa zamanda mesaj yerine ulaşır. duman işareti duman battaniyesi ile yapılıp, rüzgara bırakılır. bu oluşum karşıdakinin dikkatini çekene kadar sık sık ve uzun olarak yapılır. Çünkü onlar sık sık dikkat çekme yada haber iletmek için duman işareti veriyorlardı, bugün deşifre edilebilecek standart işaretleri yoktur. Her kabile kendine ait sadece alıcıların tercüme ettiği duman işaretleri vardır.

Kızılderilinin uyanışı…

cemazulevvel | 08 January 2008 09:56

Oturan Boğa
Oturan Boğa

Kristof Colomb’un keşfettiği, America Vespuci’nin isim babası olduğu yeni kıtaya ayak basanların, ilkin İspanyolların, ardından Fransızların, Hollandalıların, İngilizlerin, ya da tekmiline birden verilen ismiyle Beyaz Adamların bu topraklarIN kavimlerine yaşattıkları hepimizin malumudur. Ölümler, sürgünler, işkenceler…

Bu vahşetten payını alanların başında da Kızılderililer gelmiştir. At üstündeki hünerlerinin mitralyözler karşısında bir işe yaramadığı, ilkel silahlarının çaresiz kaldığı, ve hatta mücadelenin intihara eşdeğer sayıldığı bir soy kırım… Fakat acıklı olan bu söylediklerim değil aslında. Ölüm elbetteki üzücüdür. Hele ki böylesi… Sürgünler ya da katliamlar da öyle… Ama daha da önemli bir şey var. O da özgürlüklerine bu kadar düşkün olan bir milletin zaman içerisinde böylesine susturulması, sindirilmesi… Üzücü olan, zamanında, esareti kabullenemedikleri için bile bile ölüme koşan bu insanların torunlarının kendi topraklarında üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görmeyi kabul etmeleri. Daha doğrusu bu Aralık ayına kadar böyleydi. Aralık 2007 de Lakota kabilesinin reisi Russel Means “Biz artık ABD vatandaşı değiliz ve bizim toprağımızın yer aldığı 5 eyalette yaşamak isteyenler bize katılmakta özgürler” diye bir beyanat verdi. Lakota kabile yetkililerinden oluşan bir heyetin ABD dışişleri bakanlığına gönderdiği mesajda Amerikan hükümetiyle daha öncesinde imzalanmış olan antlaşmalardan tek taraflı olarak çekildiklerini açıkladılar. Bu belkide bir özgürlük bildirgesi değil, hatta bir manifesto bile sayılmaz, ama ben yine de yüzyıllardır ezilmiş bir toplumun uyanışı olarak kabullenmek istiyorum ve Hoşgeldin Oturan Boğa diyorum… Hoşgeldin…