bildirgec.org

kitap hakkında tüm yazılar

wikipedia cebinizde

nazrdogan | 08 December 2010 17:33

openmoko
openmoko

Siz de yanınızda wikipedia’nın bir kopyasını taşımak ister misiniz? “Evet” diyorsanız, bir wikireader almanızın zamanı gelmiş demektir. wikireader wikipedia’nın ön belleğe alınmış basit bir sürümünü içeren dokunmatik bir cihaz. İki adet kalem pille çalışan wikireader’i wifi bağlantısana gerek duymadan okuyabilirsiniz. Tasarım olarak asimetrik minimalist bir tasarıma sahip görünüyor.

openmoko
openmoko

iPhone gibi bir ekran duyarlılığı olmasa da bir arama kutusu içine metin yazarak sanal klavye ile arama yapabilirsiniz. Ayrıca bir ”random” (rastgele) arama ve geçmiş tuşu da üzerinde bulunuyor.

openmoko
openmoko

wikireader’a diğer wikipedia dillerini de eklemek mümkün. Bu sayede dil sorunu çekmeden kullanılabiliyor.
wikireaderin teknik özellikleri diğer e-reader’lara göre çok sınırlı. Ekran çözünürlüğü düşük, kontrast ve ekran aydınlatması da yok.
Bu özelliklere bakarak bu cihazı almak çok akıllıca gelmiyor ama eğer ansiklopedi okumayı seviyorsanız almaya değebilir.
kaynak 1, 2

YEMEK KONULU -2

nazokiraze | 08 December 2010 15:56

Aşka Ruhunu Kat (Soul Kitchen) genç bir restoran sahibinin aşkının peşinden Şangay’a gitmesi, ancak orada sevgilisinin başka biriyle olduğunu öğrenmesi üzerine geri gelerek tekrar restoranını geri almaya çalışmasının konu edildiği Fatih Akın imzalı romantik bir komedi.

Türk dizileri içerisinde iştah açıcı sahnelerin olduğu dizilere örnek olarak Yabancı Damat’ı gösterebilirim, sürekli ağzımın suyu akarak izlerdim ben sofra sahnelerini ,zaten dizinin genelini izlemezdim . Bir de eski filmlerden Bitirimler Sınıfı’nda cezalı olan Sezercik’in yanıbaşında ona nispet yapan Perihan Savaş’ın taze fasülye yemesi her daim canımı çektirirdi.

Arif Nihat ASYA

queennothing | 08 December 2010 12:31

5 Ocak günü Adana, şehrin her yerine dalga dalga yayılan şenliklere sahne olur. Türk Edebiyatı ise 1922 senesinde şehirlerinin Framsızlar’dan kurtuluş günü olarak kabul ettikleri bu günü, Arif Nihat Asya’nın yazdığı “Bayrak” adlı şiiri ile hatırlar. Milliyetçiliğiyle bilinen Asya, bir Türk çocuğunun Marksist olamayacağını söyleyecek kadar antikomünist idi.

7 Şubat 1904 tarihinde Tokatlı Ziver Efendi ile Tırnovalı Fatma Zehra Hanım’ın oğulları olarak İstanbul, Çatalca’nın İncek Köyü’nde dünyaya gelen Arif Nihat Asya, henüz 1 haftalıkken babasını kaybetti. 4 yaşına gelince annesi, ikinci evliliğini yaparak, oğlunu bırakarak İsrail, Akka’ya gitti. Akrabalarının büyüttüğü Arif Nihat, ilkokulu doğduğu köyde bitirdi. Daha sonra İstanbul’a taşınan aile, küçük çocuğu Haseki Mahalle Mektebi’ne gönderdi. Daha sonra Gülşen-i Maarif Rüştiyesi’nde eğitim gören Arif Nihat, yatılı olarak gittiği Bolu Sultanisi (bugünkü Bolu Atatürk Lisesi) kapatılınca Kastamonu Sultanisi’ne (bugünkü Kastamonu Adburrahmanpaşa Lisesi) aktarıldı. Resmi olarak 1919 senesinde başlayan Milli Mücadele döneminde 16 yaşından gün alan genç çocuk, dönem şairlerini okumaya başlamıştı.

Bir Hülya Adamı: Ahmet Hamdi Tanpınar

queennothing | 30 November 2010 09:25

“…Acıdan acıya fark var. Ve benimki acıların en büyüğü, evlat acısı idi, üstelik de yağmur yağıyordu.”

Kadı Hüseyin Fikri Efendi’nin oğlu olarak 23 Haziran 1901 senesinde İstanbul’da dünyaya gelen Ahmet Hamdi Tanpınar, Türk Edebiyatı’nın belkemiğidir. Hocası Yahya Kemal Beyatlı‘nın yönlendirmesiyle Batı Edebiyatı’na merak salan Tanpınar, Balzac ve Dostoyevski romancılığını, Paul Valery şiirlerini ve Marcel Proust’un ‘Kayıp Zaman İzinde’ serisinden etkilenmiştir.

Binbir Çiçekli Bahçe’nin Ölmez Otu: Yaşar KEMAL

queennothing | 30 October 2010 10:55

Türk romancılığının kilometre taşlarından Kemal Sadık Gökçeli, bildğimiz adıyla Yaşar Kemal, Sadık Bey ve Nigar Hanım’ın oğulları olarak Adana’nın Osmaniye İlçesi’nde dünyaya gelmiştir. Kütüğe 1936 olarak geçse de, esasen 1923 doğumlu olan Kemal, ailesiyle birlikte Birinci Dünya Savaşı’nın dayattığı göç sebebiyle Osmaniye’nin Gökçedam Köyü’ne yerleşmek zorunda kaldı. Bir gözünün görme yetisini kaybetmesi ve kısa bir zaman sonra babasının cinayete kurban gitmesine tanık olan küçük çocuk, ilkokulu Burhanlı Köyü ve Kadirli Cumhuriyet İlkokulu’nda tamamladı. Ortaokula Adana’da başladı, ancak çalışmak zorunda olduğu için son sınıfta bıraktı. Abidin ve Arif Dino’yla tanışması ve şiirlerini yayımlayan Çığ Dergisi, Kemal‘in ileriki yıllarda yapacağı seçimlerde bir nevi yön belirleyici etmenler olmuşlardır. Kısa dönem çalıştığı işlerden sonra beş sene çeltik tarlasında denetleyici (kontrolör) olarak çalışan Kemal, 1950 senesinde ‘siyasi görüşü’ sebebiyle Adana Kozan Cezaevi’nde hapsedildi. Ceza süresi 1951’de bitince İstanbul’a gitti. İstanbul, Kemal’in yazarlık kariyeri için büyük bir şans olacaktı. Cumhuriyet Gazetesi için röportaj ve köşe yazarlığı yapmaya başlayan yazar, 1963 senesine kadar bu işe devam etti.

Haftalık-4

nazokiraze | 26 September 2010 17:07

Okullar açılalı beri bilgisayarımdan uzak kaldım, bu hafta sonu bari artık kavuşayım dedim.Ana sınıfına çocuk vermek ne zormuş, ilk günler ağlayarak yanından ayırmayan oğlum şimdilerde alıştı bırakıp dönmeye başladım, ama hala annelerini sınıftan ayırmayan çocuklar var.

Gittiğim irili ufaklı bütün kırtasiyelere iki çift lafım var: Bütün herkes Bakugan, Ben10, Spider Man ürünler kullanmak zorunda mı, yahu lise öğrencisi kızıma bir etiket alamadım, bu ne iştir.

Spartacus: Blood and Sand dizisinin Spartaküs’ü Andy Whitfield‘in hastalığı tekrarlamış, kendisine acil şifa diliyorum, umarım dizinin 2. sezonuna başka birini oynatmak gafletinde bulunmazlar.

Gelin hep beraber rahat edelim.

zarifce | 15 September 2010 15:54

“Bir canlı izin varsa şu toprakta, silinmez;
Ölsen seni sırtında taşır toprağın altı.
Ey gölgeden ümmid-i vefa eyleyen insan;
Kaç gün seni hatırlayacaktır şu karaltı.”

Evet Mehmet Akif’in dediği gibi insanoğlu dünyada öyle bir iz bırakmalı ki hem sahte hem gerçek dünyasında işine yarar bir ameli olsun. Peki, insan sonsuzluğa kadar hatırlanmak için nasıl bir iz bırakmalı? Şimdi biraz elimizdeki imkanları kullanarak ilmihal kitapları veya var ise en kolay olanı internet üzerinden bir araştırma yapalım. İnsanın hayırla anılması için arkasında hayırlı bir iş yani canlı bir iz bırakması gerekir. Nasıl olacak? İnançlı insan öldükten sonra hayırla anılmak için arkasında;
1- Sadaka-i cariye (devamlı kazandıran bir eser, köprü, cami okul gibi hayır) bırakanın,

2- Hayırlı bir evlat(ruhu için dua edip hayır hasenat yapan bir evlat) bırakanın ve