Bir futbol maçını izlerken çocuk gibi sevinen ben. Samimi bir arkadaşla muhabbet ederken kelimeleri gelişigüzel seçen ben. Kültür düzeyi yüksek bir yerde bir konu tartışılırken söyleyeceği kelimeyi özenle seçen ben.
Bütün bunlar tek bana ait benler. Peki ama bu doğrumu, sanki bu benlerin her biri ayrı ayrı vadilerde. Birbirlerine çok uzak görünüyor bu benler. Eğer ortada tek bir ben varsa bütün olaylarda ve yaşamın her alanında insanın bir birine yakın tavır ve davranışlar sergilemesi gerekmez mi?
İyi ya da kötü bir olay kurgulayalım kafamızda. Örneğin cep telefonunuzun çalındığını düşünün. Bu durum karşısında ilk verdiğiniz tepki mi asıl benliğinizi gösterir yoksa olay biraz soğuduğunda takındığınız tavır mı sizin gerçek kişiliğinizi gösterir.
Şimdi cep telefonunuz çalınmadı sadece öyle varsaydık ve bu varsayım üzerine bir düşünce yapısı kurguladık. Ancak insanın kurguladığı düşünce yapısı onun olmak istediği düşünce yapısını ifade eder, olduğu düşünce yapısını değil.