bildirgec.org

kendinde değil hakkında tüm yazılar

2

2 | 13 June 2004 12:37

145111078, 145111077, 145111076…

Einstein, zamanın eğimli yada bükümlü olabileceğini söylerdi. Ne demek ki eğimli yada bükümlü olması? Benim için zaman zamandır. Saate bakar anlarım.

145111072, 145111071, 145111070…

Hızlı yaşamak. Yada hayatı ağırdan almak. Bunların arasındaki fark ne? Entellektüel söylemlerden çok da farklı görünmeyen bu gibi terimler, detayda değersiz olabilirler. Yada tam tersine.

145111067, 145111066, 145111065….

Kaptanın seyir defteri.. yıldız tarihi 1.2GK1435… Einstein’ın dediği gibi, aslında her bir insan farklı bir zaman diliminde yaşamakta. Nasıl mı? İki tane atom saatini ele alalım. İkiside aynı süreye kurulu. Birini odanıza koyun, ötekini bir boeing’e yerleştirin. Bir süre sonra farkedeceksiniz ki sizin odanızdaki saat geri kalmakta!!! (Bu denenmiş ve kanıtlanmış bir eylemdir.) Ama nasıl?

bi iki of yetmez offfffffffffffffffffffffffffffff

sowox | 13 June 2004 10:37

bokunu çıkarttım artık zalaklık olayının, durmadan sürekli oraya gidip adama öküz gibi bakıyorum ve üstelik ve en kötüsü en çok canımı sıkan sevgilim var benim ve dahada sinirimi bozan çocuğun canına okuyorum, ondan çıkartıyorum sinirimi ve ikisi de öyle güzelki ikisinide istiyorum.Allah’ım ne boktan bi karıyım ben….. adamdan hoşlanıyorum diye işlettiği kafeye gidip oturuyorum saatlerce….kasada duruşunu, çay içişini, elini çenesine dayayıp etrafı izlemesini, güzel gözlerini izliyorum ve o kadar zalak görünüyorum ki bu durumdan hiç utanmıyorum bile. sanırım ar damarı denilen şey bende yok yada çoktan çatlamış. ama ne güzel bir şey aman allahım o hesabı öderken ” ondört milyon beşyüzbin lira “deyisi… bide iyi akşamlar yine bekleriz deyişi…offff

Zorlu Yol

redstar | 10 June 2004 12:01

daha önce de yazmıştım günlüğüme babamın rahatsızlığını.. geçenlerde küçük bir operasyon geçirdi. hastaneden eve çıkardı amcalar ama bugun gene yatırmışlar.. başka bir sorun çıkmış. akşama izmir e gidiyorum, yabancı topraklar benim için oralar.yol uzun. daha buradayken zaman geçmez olmuş.. yol hiç bitmez..keşke daha yakında olabilseydim babama.. keşke hiç keşke demek zorunda kalmasaydım..

hala bekliyorum

ben_bahar-hafif | 01 June 2004 15:00

dedim kendime, bekleme kızım gelmez ama bi tarafım o kadar odun değil benim sevgilim yollar bi buket çiçek… diyodu. 1 haziran saat 14:48 hala yok.şirketin camından bakıyorum ne gelen var ne giden… umudum kesildi artık aksam kendime bir buket papatya alıcam ve bir paket sigara….ve yeni yaşımı kutluycam kendimle…

Ağır sadistlikler

immo guitti | 29 May 2004 13:15

Gece karanlığını hızla ilerletmiş, sanki bir mesaj veriyor bize…8 kişiyiz birbirimizin suratını göremiyoruz terasta.Böylesi daha iyi gibi.Pat diye yapıştırıyorsun karşındakine neyi istersen.Alkol eh biraz.Ağır sadistliklere mağruz bırakılan dile kolay yedi saat!İçimize mıhlanan ne çok şey varmış aslında.Terasımızda perçinleşen belki de gökyüzüne bir füze gibi fırlattığımız onca keder… Belki geçmeseydik kendimizden gelişi olmayan bir müddet gibi kalırdı o kadar şey içimizde, ne var ki kusmayı bilmişiz o gece.

Bir köşede üç tane fanzin görüyorum, evet evet dahkenin şimdilik üç sayısı.Hafif aydınlık gelir gibi oluyor, kapağa odaklanıyor.Diyorum ya, kusacak çok şey var, içimizin temizlenmesini gerektirecek neler neler…

soruyomusun?

sowox | 27 May 2004 12:19

nasılsın diye? iyi degilim… zaten ben seni terkedemem ama dayanamıyorum.yapamıyorum, avrupaya gel benle…hadi gel gidelim yaraları saralım.günlerdir dinlediğim tek şarkı…yüzüne bakamam. aşık oldum diyemem.hadi gel gidelim… gidelim olmasın başkası…

Öykü yazdım gibi ,sanki,herhalde,galiba,sanırsam…

denizhayaleti-hafif | 22 May 2004 15:42

Bir tac takıyorum başına harflerden oluşan. İşte küçük bir öykü başına : 10 yıldır şeker hastasıydı.Şekeri çok seviyordu ama mecburen yememek zorundaydı.Şayet yerse ölebilirdi.Hep dikkat ediyordu bu nedenle yedigi şeylere. Karşılarında oturan komşuları bagdan üzüm getirmiş üzüm satıyordu. Canı çekti bir kilo aldı. Eve getirdi.Sular kesikti.Kalan bir tas suyla üzümleri yıkadı. Sonra balkona oturdu.Üzümleri yemeye başladı.Yedikçe yiyesi geliyordu insanın bir tane bir tane daha …. Derken aldıgı tüm üzümleri yedi ama canının istedigi geçmemişti. Aklından hiç çıkmıyordu nereye baksa üzüm,üzümler…..Komşuları hala üzüm satıyordu.Üzümleri görmemek için içeri girdi.Ama hala canı üzüm istiyordu.En iyisi ablama gideyim dedi ve evden çıktı,ablasına gitti. Canı artık üzüm istemiyordu.Ablasıyla havadan sudan konuştular.Sonra ablası. -Balkona çıkalım , serin ‘dedi. Balkona çıktılar. Sonra ablası meyve tabagında üzüm,elma… getirdi.Kendini tutamadı.Zaten zor zar katlanıyordu.Yine kendinden geçti…. Derken bir baktı üzümlerin hepsini yemişti.Sonra elma yedi ve ardından buz gibi bir karuz.Yahu bir şey olmuyormuş dedi kendi kendine.Artık hiç takmıyordu yedikçe yiyordu. Bir süre sonra bıkkınlık geldi.Terlemeye başladı.Ablasıyla beraber içeri girdiler belki havadandır diye… Ancak geçmedi.Rengide degişmişti artık kapkara olmuştu.Yatagın üzerine yıgıldı.Kardeşi tansiyonundan şüphelendi çünkü ailede herkezde yüksek tansiyon vardı.Sonra bir tanıdıgın arabasıyla acil servis’e götürdüler Doktor kan testi istedi.. Sonuçlara göre şekeri 600 çıkmıştı.O gün hastahanede yattı.Görünürde hiçbir şeyi yoktu.Bir şikayeti vardı.Sırt üstü yatamıyordu.Doktor böbreginden şüphelendi ultrasona gönderdi onları.Sonuç tahmin ettigi gibiydi: böbrekleri iflas etmiş.. Ardından üresi fazla yükselmeden kateter ameliyatına aldılar.Artık dializ hastasıydı ölünceye kadar haftada 3 gün boyunca günde 4 saat dialize girecekti……………… KÖTÜ OLMUŞ OLABİLİR Kİ MUTLAK… öykü dalından havalanıp şiir dalına konuyoruz şimdide Kimi zaman neşelendigin, Kimi zaman hüzünlendigin, Ama illede oynamak istedigin, Bir oyundur yaşamak dedigin, (ulan redif uyak, manyak!) *****denizhayaleti*****

Ahhahahha ahahahhaha…

hafif deli | 22 May 2004 12:28

anlayamadığım bir nokta var şimdi abi. kızlara bakıyorum kine alt bağlama bezi diye erkek arkadaşlarım arasında tabir ettiğimiz, orkid ve diğer saz arkadaşları hakkında bişe sorcam. Şimdi bunlar hani takıyorlar ya nasıl oluyor? Aydan ayamı kullanıyorlar? yani belli günleri var ama ne zaman olduğunu bilmiyorlar aniden çıkıveriyor da HABERLERİMİ olmuyor? yok oluyorda ona engel olamıyormu? ya da bu olay devamlı ve seri bi şekilde devammı ediyor. beni yanlış anlamamanız dileğimle herkeze soruyorum. valla deli oldum ya nie bu kadar önem gösteriliyor? bunu bütün kızlar biliyor herkezde oluyor böle bir olay başına geldiğinde nie utanılıyor? millet dalgamı geçiyor? o dalga geçenlere bişe denmiyormu? ne dir bu çelişki ?

Poffff!…

talos | 18 May 2004 12:50

Korku film’i izleriz. Bir kaç arkadaş oturur büyük bir evin oturma odasında elektrikler kesiktir. Sonra bir kapı gıcırtısı duyulur. Herkez ürperir, evde bulunan kişilerin hepsi ordadır o ses nedir? Sonra içlerinden gerizekalının birisi gönüllü olur ya, kapıya o karanlık odaya doğru ilerler. Ne yapıyor bu gerizekalı deriz. Dur gitme!… Ama gider. gitmeye mecbur hisseder kendini. işte öyle bir durumdayım.

Neden zorunlu…

Poşet Çay | 16 May 2004 19:34

Yaz iyice yaklaştı ama kıştan çıkamadım ben hala.Havalar da soğuktu.Üşümek metabolizmamızın bir parçası sanki..Ne kadar “Ben iyiyim, az biraz üşütmüşüm sadece…” desek te soranlara, için için parçalandığımızı bir tek biz biliyoruz.Soğuğun bu kadar koyduğuna inanamıyoruz.Bunca yıllardır kış sadece gelip geçici aheste bir mevsimdi, bu sene neler oluyor acaba diye düşünürken düşüncelerimizin bile donmak üzere olduğunu farkediyoruz. Konuşmak isteyip konuşamıyoruz. Artık “Nasılsın??” diye soranlara da cevap veremiyoruz. Ölüm adını veriyorlar bu olayın adına..