bildirgec.org

kavga hakkında tüm yazılar

Flickr Fight

eburhan | 09 March 2008 11:12

Flickr Fight ile Flickr üzerindeki fotoğrafları birbirleriyle dövüştürebilirsiniz. Siteye girdikten sonra her iki kutuya da bir sözcük yazıyorsunuz ve hangisinin daha fazla fotoğrafı varsa dövüşü o kazanmış oluyor 🙂 işte bir örnek

Benimle Evlenir Misin?

nzright | 27 February 2008 20:22

Wedding Ring Coffin
Wedding Ring Coffin

Diyelim eşinizle veya sevgilinizle kavga ettiniz. Onun gönlünü almak için ilginç etkileyici ve çarpıcı bir hediye arıyorsunuz. Ozaman bu tabut tam size göre;

Bury the past and move on to a new tomorrow
Bury the past and move on to a new tomorrow

Geçmişi Gömüp Yarınlara Benimle Merhaba Der Misin ?

Önündeki plakaya; ister sitede bulunan hazır mesajlardan birini seçebilir isterseniz de her satıra maksimum 20 karakter olmak üzere toplam 3 satır yazı yazabilirsiniz.
Şu anki satış fiyatı 34.95$ olan bu ürün belki de ilişkinizi kurtaracak : )

özür dilesem fayda eder mi????

| 11 November 2007 20:47

Araligin 15’inde iki sene olacakti…
Gün sayiyorduk hatta. Vay be iki sene diyip duruyorduk.
Güzel baslayan bir Pazar günüydü.
Bütün hafta calismisti sevgilim. Dinlensin istiyordum. Gece erken yatsin falan filan. Hatalarim olsa da düsünceliydim. Belki onu ondan daha cok düsünüyordum.
Ani gelen firtina gibiydi. Kavga ettik. Ama bazen olurdu böyle. Herkes kavga eder.Barisiriz diye cok umursamadim. Hatta bütün sirinliklerimi yaptim, o zaman dayanamayacagini biliyordum cünkü.
Dayanamaz hemen yumusardi. Öyle de oldu ama birseyler vardi. Hafizam öyle daginik ki. Yeni actigim bloga takti. Daha önce de hafif’e takmisti. Kendim yazsam olmaz miydi hep bunu soruyordu. Nette ne idügü belirsiz insanlarla muhattap oluyormusum, kiziyordu. Bana güveniyormus ama etrafa güvenmiyormus. Bunu söyler dururdu. Hafiften gittigim zamanlar oldu. Sinirliydim, sinirle ben artik hafif’e girmiyorum dedim. Girmeyecegim. Hem sen zaten sevmiyordun dedim. En büyük tutkumun yazmak oldugunu daha öncesinde defalarca söylemistim. Seninle oldugumdan beri internetten insanlarla muhattap oluyor muyum dedi. Hayir dedim. Bana edilen küfürleri görmüstü arada yazilarimi ziyaret ettiginde. Girmiceksin bir daha demisti. Insanlarla sürekli kavga ediyordum. Yine girme demisti. Kendimi gün gectikce soyutlanmis hissettim herseyden herkesten. Hafif sayfasi kapanmisti. Sonra ne oldu anlamadim. Yine kendimi hafifte buldum. Bunu söylememistim. Gereksiz kiskanclik yapiyor hep diye düsündüm. Hatta o kadar kiskanc oldugunu düsündüm ki onunla konustugum zamanlarda sen yine hafife bakiyorsun hep gec cevap veriyorsun derdi. Bu kiskancliklardan kendimi korumak icin yazmaya devam ettigimi söylemedim ona.
Iste bu lanetli Pazar günü geldi catti. Bloguma bakmak istedi. Bak dedim. Yazdiklarimi okumasi hosuma gidiyordu. Hafif.org yazip link vermistim blogumda. Aklina gelmis olacak ki, birden hafif.orgdaki hesabima girdigini belli etmek icin birseyler söyledi. Söyler söylemez anladim zaten, neler olacagini… Hic yormadim hayal gücümü. Bazi dengesiz insanlarin yazdiklari… Sacma sapan tacizci laflar…
Benim de yazdigim cevaplar…
Sen bana yalan mi söyledin bunca zaman dedi.
Söyleyecek birseyim yoktu o saatten sonra. Evet yalan söyledim diyebildim. Cünkü sen benim iyi veya kötü bütün yazma hevesimi kirdin dedim. Özrü kabahatinden büyük derler ya…
Keske istedigini yapsaydin da bana yalan söylemeseydin diyebildi.
Basimdan asagi kaynar sular döküldü bir anda.
Öyle güzel hayallerimiz vardi ki. Yaptigimiz bircok seyin zaman kaybi oldugunu düsünürdük. Ben cok calismaliydim, o kadar cok calismaliydim ki, iki sene sonra kavusmamiz icin hicbir engel kalmamaliydi. Distan iyi görünse de ikimizde yeterince aci cekmis ailelerden geliyorduk. Belki bu kadar cok birbirimize tutunmamizin sebebi de bu idi. Biz hicbir zaman öyle olmayacaktik. Hersey iyi olacak vs.
Hele bir ben döneyim de o da askerden dönsün hersey cok güzel olacakti. Subatta askere gidiyordu. Hep derdi korkuyorum diye. Korkma dedigimde “ya unutursan beni” derdi.Böyle birseyin olmayacagina inandirmistim onu.Olmaz böyle birsey demistim defalarca. Ya baskasi olursa hayatinda ben yokken demisti. Sacmalama kiziyorum demistim.
Ben bu güzellikleri düsünürken birkac damla yas akti gözümden. Kendime geldim. O kadar söylediklerinin arasindan biri binadan asagiya atlamisim gibi sok etkisi yapti.
Ben sana o kadar güvenmistim ki dedi. Yalan söylecegini hic düsünmedim. Sana cok güvenmistim. Simdi ben nasil güveneyim sana. Iki senelik sevgilim degilsin sadece iki senelik kiz arkadasimsin dedi. “hani gözün arkada kalmasin ben burda olucam geldiginde demistin. senin sözleirn bunlar mi? yalan söyledin bir kere, aklima hersey gelir artik. sen olsan senin gelmez mi aklina kötü seyler” dedi daha cok vurmak istercesine
Agzimi acip tek kelime söyleyemedim. Ne söylesem olmayacakti. Duruma uymayacakti. Hepsi samimiyetsiz görünecekti. Haksiz miydi? Hakliydi.

Kişisel alana saygı

darjeeling | 05 November 2007 14:02

Kişisel sınırlar, yaşama özgürlüğü, hak ve hürriyetlerimiz..
Bunlara önem vermediğimiz öyle çok zaman var ki..
Karşımızdakini kendi malimiz zannediyoruz. Onu sıkarak, boğarak bizim istediğimiz gibi bir yaşam sürdürmesini istiyoruz. Karşı tarafa güvenmediğimiz izlenimi verdiğimizi anlayamıyoruz bile o bize söyleyene, haykırana dek.
Ona, ‘gitme, yapma, etme, durma, susma, başlama’ diyoruz. Ne için? Ha ne için? Boş yere.. Bizim istediğimiz gibi olsun ,hareket etsin, kulumuz köpeğimiz olsun diye, bacağımızın dibinden ayrılmasın diye. Biraz sert oldu tabirler belki ama kendiniz hem bu akılları verip hemde böyle hatalar yapınca sert oluyorsunuz işte.Kendinize karşı bile sert oluyorsunuz. Onun sizinle olup, sizi sevmesiyle yetinmiyorsunuz, değişmesini istiyorsunuz. Kimse kimsenin eşyası değil. Evlense de olmuyor, olmayacak. Her birimizin istekleri, zevkleri ayrı, ve bu ayrılıkların kavga sebepleri olmasına kendimiz sebep oluyoruz aslında. Aslında bunlardan kavga olmaz, olmamalı. Saygı başlıyor ilişkilerde bir yerlerde , başlamalı ama hep devam ettirmeliyiz. Zamanla tükenmesine izin vermemeliyiz ve sevgi var diye saygıyı tüketmemeliyiz. Hiç bir zaman sevgi tek başına yeterli olmuyor. Sadece sevgiye sarılırsak elimize kalan gözyaşları oluyor.
Haksızmıyım tüm bunlarda? Ben akıllanıyorum, akıllanmayanlar da akıllansın diye yazdım haddim olmadan. Zor ama öğrenilemeyecek bir şey değil bu. Saygının sevgiye kapı açtığı gerçeğini unutmayacağım bundan sonra, siz de unutmayın …

Kavgada Olmaması Gerekenler

Dimitrix | 06 October 2007 11:46

İki kişi kavga ettiğinde kendilerine ve çevrelerine ne gibi etkiler bırakır.
Sevmekten vazgeçerler önce …
Kavga etmek için sevmekten vazgeçmek ilk şarttır.
Arkasından hoşgörü paltolarını görmeyecekleri bir yere asarlar ikinci şartta budur. Bazı kısımlar mantıklarını da bir yana koyup kişisel sorunlarıyla birlikte kendilerini haklı çkaracak sebepler ararlar ve mutlaka bulurlar.

Artık sevgi yoktur. Terk etmiştir onları. Çünkü sevgi hoşgörünün ve aklın olmadığı yerde nefes alamaz. Ama bir türlü arkasına bakmadan umursamadan yürüyemez.
Çünkü yarım kalan bişey vardır .
İnsan tamamlamak için doğar. Aşkını tamamlamak , gününü tamamlamak , ömrünü tamamlamak ,
Zaman bu konuda insanının en büyük düşmanıdır.
Çünkü artık o tek amacı zamanı doldurmak olmuştur. Önemli olan zamanın içinde neler yaşadığı değil dir. Önemli olan o zamanın ona ne kadar zamana malolduğudur. ( bu hafta ne kadar çabuk geçti değil mi !!! )