bildirgec.org

karışık hakkında tüm yazılar

İnsanı şizofren yapan en iyi 3 film

ferfote | 01 April 2011 12:11

Bu tür filmler hep hoşuma gitmiştir..filmi izlersiniz izlersiniz de, herşey filmin sonunda çözülür ya.Hatta film bitene kadar bir sürü komplo teorileri üretilir..işte bu tam benlik diyorsanız size tanıtacağım bu üç film ilginizi çekebilir.(3. film şiddetle önerilir.)

1.High Tension | Web Sitesi| imdb | fragman

-high tension-
-high tension-

Yönetmenliğini alexandre aja’nın yaptığı, başrollerinde cécile de france, maiwenn le besco ve philippe nahon’nun oynadığı bu filmde gerilim bir an olsun durmuyor.arkadaşının çiftlikteki evine kalmaya giden bir kızın başından geçenleri anlatan bu yapımda asıl sürpriz sizi filmin sonun da bekliyor.2003 fransız yapımı bu filmi mutlaka izleyin.

Karmakarışık

linet | 25 December 2009 15:00

Kafamın içinde bir oda var,fransız komedilerindeki gibi bu odaya açılan bir sürü kapı, minik kadınlar ve adamlar kapıları hızla açarak içeri dalıyor ve uzun cümleler kuruyor sonrada diğer kapıyı çarpıp çıkıyorlar sanki, bu öyle çok oluyor ki, artık hangi düşünce nerden geliyor nereye gidiyor takip edemiyorum. Sanki kafam patlayacak öyle bir basınç var. O odada küçülüyorum her cümleden sonra, bir söylenen diğerini bertaraf ediyor, sonra bir diğer cümle de onu yok ediyor.
Düşünmek istemiyorum, kafamdaki bu durmadan konuşan insancıkları yok etsem bile seslerini yok edemiyorum. Hahh tamam karar verdim dediğim bir anda, şu andaki pozisyonumun rahatlığı rehavete kapılmama neden oluyor, kıpırdamak istemiyorum.
Yeni bir iş teklifi karşısında bocalıyorum, yıllardır aynı bina, aynı insanlar diyemeyeceğim değişiyorlar sürekli, bir ben mi sabit kalmışım bazen şaşıyorum. Hayır diyemeyeceğim bir rakam karşısında hala düşünüyorum, ya başarılı olamazsam. Riske atmak istemiyorum kendimi ama paranın sıcak yüzüne de sırtımı dönüp gidemiyorum.

akşam, bir koku ve melankoli

astral | 14 September 2009 09:11

Bağışlanan yazıtlar sundum akşam üstleri… Söz hep edimden sonraydı ya, o edimleri deli gibi özlüyorum desem; anlatmaz, anlatmaz kederimi…

Sen benim gibi çıldırmıyorsun bensizliğe. O zaman beni, benim seni sevdiğim kadar sevmiyorsun. Bu daha da zor kılıyor dünyayı.

Dinle akşamlar konuşuyor, sevgilim. Rüzgarın sesi tenime dokunuyor, aynı rüzgarı sen hissediyorsun. Bu denli yakın olup,bu denli dokunamamak… Kederin adı işte bu.

Bildiğim kelimeler valizini toplayıp arabaya bindi. Şimdi kelimesiz bir şehirde kendimi nasıl anlatsam diye düşünemiyorum dahi. Çünkü kelime olmayınca içimdekini nasıl tanımlayacağım. (Sanırım bu söylediğime yapısalcılıkta Strauss, ‘Evet’ derdi. Bir parça yapısalcı mıyım, neyim? Zaten bazen çok katı görüşlü bulmuşumdur kendimi…)

transform – inator

zabun | 28 May 2009 09:18

http://video.ign.com/dor/articles/923215/black20-trailer-park/videos/black20_prt_transforminators_52109.html

keşke

aanormalaa | 07 January 2009 09:44

‘keşke’ iki heceli basit yapılı sözcük görünümünde aslında ruhumuzun kanayan yaraları…
sözcüklerin keskin olduğunu bilirdim ama bu kadar acıttığını bilmezdim keşkelerle yaşamak zor olmalı..
keşkeler beyin kıvırımlarımıza sıkısmıs acıların tarifi olmalı..
yastık altında,gömlek cebimde taşıdım keskelerimi kullanmaya korktum arada bir çıkarıp baktım,baktım ve geri koydum yerlerine ölüm gibi acı geldi söylenişleri kalbime..
boğazım düğüm düğüm oldu ve bir hıçlkırıktır başladı,gözlerimden yaşlar indi…
simdi keske dememenin buruklugu,hüznü ve acısıyla bütün ‘iyiki’lerimi hediye ettim size..
ya da yendileri secti…

Facebook yeni versiyonu sevmiyorlar

techi | 01 November 2008 14:27

Facebook yeni versiyonunu çoğu kişi tutmuyor.

Facebook geliştiriciler, kişilerin herşeye alışacağını,bu yeni tasarıma da alışacağını söylüyor. Çoğu kişi eski tasarımı kullanmak istese de, eski tasarını yakında kalkacağını belirtiyor. facebookçular. Herkes bilginin çok karıştığını, profillerin bölündüğünü, kimsenin kişilerin bilgilerini artık okumayacağını söylüyor.Artık o güzel basitliğini kaybettiğini belirtiyorlar.

Karmaşık kol saatleri

AntiHumanIST | 08 May 2008 22:49

Bu defa karmaşık saat tasarımlarını konu ediyorum. Buradaki saatler karmaşık olduğu kadar pahalı da. Rolex ve Omega gibi markalara göre 10 kat daha pahalıya satılan bu saatler üstün özellikleri ile dikkat çekiyor ve herbiri 100.000$ dan daha pahalı. Bunlardan bir tane edinmek için sıkı bir pilli network yazarı olmalıyız sanırım.

Sloganımız: Var mısın?

| 22 October 2007 13:38

şu “nedir parayla derdiniz”cilere epey uyuz olmaya başladım.
bu site böyle bir imkan sağlamışsa bunu baştan bazı kurallarla da belirlemişse bunda sakınca ne. yok para mı kazanılırmış, gözü paraya doysunlarmış. burada şöyle ahım şahım paralar gelse görürdük kurt kim çakal kim. mesela ben kazanmak istiyom var mı? 100 tane mim gönderirim eğer cebime para girecekse bundan kime ne?
burada ki asıl kirlilik bence, kendilerini site sahibi görüp efelenenlerde.

hönkkk:
aslında bu bir ahkamdı ama yazıya çevirdim ve ilk kısmına dokunmadım.
düşüncem:
bu mim’lerin gelirinin kalkması burayı iyice bozacak benden söylemesi. şu an da şahit olduğumuz gibi bazı “mim kalemşörleri” arkadaşlar, mim gelirlerinin kalkmasından hareketle, serbeste içinde bir sürü link olan yazılar gönderiyorlar. şimdi serbestte bir sürü linklerden oluşmuş yazılarla kirlenecek(!).
ilginç:
bakın çok mim giren bir arkadaş mimine yazdığım adiyattan bir yoruma binaen bana özelden ne yazmış(isim asla verilmez)