bildirgec.org

karikatür hakkında tüm yazılar

Karikatürlerle Savaş

webci | 03 September 2007 09:57

Türkiye’de 11. Cumhurbaşkanı bütün mücadelelere rağmen seçildi. Nihayetinde birçok tartışmalar çıktı. Üç korkudan hiç biri olmadı. Edepsizce karikaturler yayınlandığı gibi. Arap basınında Abdullah Gül’ü anlatan karikatürler yayınlanmaya başladı.
Merak ediyorum da Gül’e karşı yapılan eleştiriler sonunda onu mizah kahramanı yapmaya mı dönüşür.

2
2

Onun ölçüsünün olmadığı yerde Hz Muhammed için yapılan karikatür insanları tahrik etmekten öteye gitmez. Bazen karikatür çok manalı bir cizgilerin dili olurken bazen de çizerin içindeki rezilliği dışa vurduğu araç oluverir.

UYKUSUZ mizah dergisi

canarkadas | 30 August 2007 16:59

ImageShack

Penguen dergisinden ayrılan Yiğit Özgür, Umut Sarıkaya ve Ersin Karabulut, bir araya gelerek hazırladıkları yeni karikatür ve mizah dergisine UYKUSUZ adını vermişler, 5 Eylülde yayına başlayıp her çarşamba bayilerde olacak derginin yazar çizer kadrosunda, Vedat Özdemiroğlu, Uğur Gürsoy, Yılmaz Aslantürk, Ender Yıldızhan, Fırat Budacı, Memo Tembelçizer, Barış Uygur, Deniz Ensari ve Yavuz Öztürk’ün yanısıra Avrupa yakası dizisinde canlandırdığı Burhan karekteri ile popülaritesini artıran Engin Günaydın da bulunuyor.

Karanlık Odadan Mektuplar

kadirgunay | 28 August 2007 09:56

yarım kalmış bir yazının üstün körü çizilmiş küçük karakterleri arasında bir yüz belirdi. konuşmak istercesine ellerini oynatıyor, kendini parçalıyordu… yapamadıklarını anlatması için çizenden rehber olmasını istemişti, ilk cümle şöyle başlıyordu “yarım kalan her veda için bir kez daha sev…”

rehber anlayamamıştı ve birden ne olduğunu unuttu. kendini kaleminden düşen sözcüklerin ve çizgilerin içinde buldu. içine girdiği yazının akibetini anlamak istercesine her satırın üzerinde durdu, baktı ve düşündü. anlayamadı…
gördükleri onu daraltmıştı aslında ve kendine kızmaya başlamıştı, bunları yazan o olamazdı. zaten o değildi yazan içindeki kırık kalbi onu kontrol etmiş ve hiç ummadığı bir yere götürmüştü. geçmişi aslında o kadar karanlıktı ki, şaşkınlıktan ziyade yeniden yaşaması ona acı vermişti. tutunmak istedi çengeli olan harflere ama yapamadı. tuttuğu her çengelli harf geçmişin verdiği yorgunlukla eridi gitti. sebepsiz yere homurdanmaya başlamıştı, geçmişine küfrediyor bir an önce buradan çıkmak istiyordu. satırın sonuna geldiğinde az önce onunla konuşmaya çalışan o küçük karakter ona bakıyordu yaşlı gözlerle. kağıt ıslanmıştı. kalemin ucundan çıkan o sebepsiz cümleler ve çizimler nemlenmiş yok olmaya başlamıştı.
küçük bir söz ile olduğu yerden fırladı, içine düştüğü hayalden uyanmış yazmak için yeniden kalemi eline aldığında artık çok geç olduğunu biliyordu, konuşmak isteyen küçük karakter ona kendini anlatmak isterken kaybolmuştu. acıların içinde biriktirdiği sevgiyi rehbere vermek adına yok oluşunu hazırlamış ve son cümleyi kimseye bırakmadan kendisi yazmıştı; “gülümse birkez benim için eğer duyuyorsan…”