bildirgec.org

kaplumbağa hakkında tüm yazılar

i-Kaplumbağa

iMania | 03 March 2009 11:14

Bu şirin kaplumbağa’ya mp3 çalarınızı bağlayarak hoparlör olarak kullanabiliyorsunuz veya müzik çalan bir yere koyarsanız ayağı ile tempo tutuyor, başını sallıyor ve çeşitli ışıklar ile şarkıya eşlik ediyor. Sadece 21.99 Dolara. Kaynak

yaramaz 1- efendim abi (2)

| 29 December 2008 09:46

Başlığı gören arkadaşların hocam yine mi? dediklerini duyar gibi oluyorum. Tamam içinde kaplumbağa geçen son yazım olacak.Dört yıl oldu Yaramaz’ı alalı. İsmini alırken koydum. Kırmızı bir kasenin içinde eve kadar taşıdım.İlk günlerde hiç kafasını çıkarmadı evinin içinden.Yemi bırakıyorum dakikalarca bekliyorum yemesini.Ben yanında iken yemiyor.Ayrılıyorum, daha sonra geldiğimde bakıyorum ki yem kayıp, seviniyorum.Bir gün o muhterem, sevecen, ömür törpüsü kardeşim Ceyhun ile eve gelme gibi bir gaflete düştüm.
– Ceyhun
– Efendim abi
– Çarşaf orada, çekyatı aç, kendine şort falan bul keyfine bak.
– Olur abi sen ne yapacan?
– Sana ne Ceyhun. Seni eve ben getirmedim. Biz arkadaşlarla pişti oynayacağız.
-Hangi arkadaşlarla
– Ceyhun, uyu…

Fotoğraf Hayattır

pilli pati | 16 September 2008 10:32


– Fotoğraf nedir, Ustam?
– Fotoğraf içinde bir devinim içerendir, oğlum!
– Nasıl yani, Usta?
– Şöyle ki; bir kıpırtının, bir oluşun ya da oluşumun kıyısıdır; geriye kalanıdır fotoğraf! Devinimin bir parçası, bir gelip geçenin anlık yakalanmışlığıdır, oğlum. Hani fotoğrafa baktığında, o dakika gördüklerin ve dahi sende uyandırdıkları da topyekün bir hayat analizidir aslında! O an aklında fikrinde o fotoğraf sana ait olsun ya da olmasın, baktığın hayattır ve sen hayatı irdelersin nöronlarının kıvılcımlarında. Fotoğraf sendeki hayat ateşini harlandırır. Seni o karenin içine çeker, o an orada bulunma hevesini canlandırır.
– Peki ya fotoğraflanan cansız bir varlık, misal, bir dağ ya da vadi manzarası ise?
– O durumda bile, sanır mısın ki; senin karşında durduğu gibi dağ öylece durmakta? Yerkürenin hareketi ile uyum içinde devinimini sürdürürken, o dağın toprağında gezinen kaplumbağanın ayak izini dahi fotoğrafına dahil etmektesindir. Bunu bilmez misin? Hatta, gecenin soğuğu üzerine, gündüzün sıcağını yiye yiye büzüşüp genişleyen ve sonunda da pes eden kaya parçacıklarının dağdan yuvarlanışını bile o kareye hapsedersin. Örneğin, bir nebula fotoğrafına bakarken, onun hemen öncesinde bir yıldızın artık sönen enerjisinin son haddesinde dayanamayıp bir süpernova patlaması yaşadığını bilirsin. Heyecanlanırsın. O fotoğrafın öncesinde bir yıldız, parçacıklara ayrılıp dağılmış, sonrasında ise kimbilir evrenin neresinde yeni yıldızların oluşumu gerçekleşmiştir. (Buradaki oltaya dikkat et, evlat!)
– Geçtim bir kalem, cansız varlığı Usta! Ya fotoğrafını çektiğin bir obje ise? O devinim objenin neresindedir?
– Gövdesine vuran ışıktadır evlat! Kareye yakalanan havadaki toz zerreciklerindedir! Objenin atomlarını oluşturan nötron, proton ve elektronlardadır! Hayatın o objeye kazandırdıklarındadır! Daha ne istersin?
– Fotoğrafın direkman hayat olduğunu adamakıllı idrak etmek isterim Usta!
– Söze döktüklerim idrakının çeperlerine takıldı ise bir de olayı tersten hayal edelim! Hayal gücü bilgiden daha önemlidir, zira! Sonsuz sayıda her anın fotoğrafını çekebilen bir makinan olsaydı ve o fotoğrafları ardarda sıralayıp hızlı çekimde izleme şansın olsaydı, aslında neyin görüntüsünü elde ederdin?
– …!?
– …
– …!
– … 🙂
– Senle de sohbet edilmiyor be Usta!

bu bir pilli patisözüdür!

engelli kaplumbağa

meryem99 | 23 August 2008 13:34

Arava adındaki engelli kaplumbağanın ayağının yerine tekerlek takıldı. 25 kiloluk dişi kaplumbağa, arka ayakları olmadan hayatını rahat sürdüremediği için Kudüs Hayvanat Bahçesi yetkilileri kaplumbağanın karnına yerleştirilecek şekilde 2 tekerli daire şeklinde metal bir aparat yaptı…devamı için tıklayın

KAMPUMBAĞA-2

| 02 July 2008 15:38

Çocuklarımız umudumuzu bağladığımız varlıklarımız.Ne varsa güzelliğe dair onlarda görmek mümkün.Ama bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de eğitim ne yazık ki her karışta aynı eşitlikte ilerlemiyor.Kimileri yoksulluğun pençesinde kalem tutarken,kimileri sağlıksız beslenerek giriyorlar okullarının kapısından içeri.Öyle güzel bir dilimiz var ki çocuklarımıza öğrettiğimiz.Dünyada bir eşi daha yok.Bu hikaye de burada başlıyor aslında.Yıllarca öğretmenlik yapan bir müfettişin yaşadıkları.İlginç gelmişti dinlediğimde ve paylaşmak istedim.Bu güzelim ülkede kuş uçmaz,kervan geçmez yerde eğitim vermeye çalışan insanlar,yürekler,öğretmenlerimiz var.

KAPLUMBAĞA VE GÜVEN

| 01 July 2008 09:35

Güvenebilmek hemen yanıbaşımızdakine.Yaslanabilmek….İki kaplumbağa çölü geçmeye karar vermişler.On yıl kadar yürüdükten sonra artık susuzluktan ölecekler,dermanları kalmamış ki.. bir su matarası görürler
-Oh be suyu bulduk ve ölmekten kurtulduk.Bakarlar bir heyecanla mataradan su içecekler ama matara boş.Binbir küfür dillerinde ,atarlar matarayı oraya yollarına devam ederler.Aradan 8-10 yıl daha geçer ama gerçekten susuzluk perişan etmiştir onları.Derken…. bir su birikintisi görürler uzakta
Hah suyu bulduk şükür Yarabbi.
-Dur dur bu suyu içmeyelim daha uzun yolumuz var.
Eee ne yapacağız-Bu suyu bir kaba dolduralım
-İyi de kap nerede?
Hani gömüştük ya yıllar önce bir matara.Birimiz gitsin onu alıp gelsin.-Ooo iyi e kim alıp gelecek?
-Ben alıp gelirim ama bir şartla
Nedir şartın?
-Ben gelene kadar bu sıudan içmeyeceksin.

bir başka kaplumbağa terbiyecisi

odo | 15 December 2007 23:53

bu videoda, bir adam kendi yetiştirdiği kaplumbağayı el hareketleri ve sözlü komutları ile yönlendiriyor.
söylendiğine göre bu iş için tam 10 yılını harcamış.