Hayat o kadar karmaşık ki,
Arzular ve kurallar birbirine küsmüş.
Gözyaşlarım dinmiyor ki,
Sevdiklerimle ben bölünmüş.
Yıldızlar parlamıyor ki,
Ay bizi terk etmiş.
Güneş hiç doğmuyor ki,
Umutlar suya düşmüş.
Sevgi yok olup gitmiş ki,
Sevgisizlik üstümüze çökmüş.
Yakınlar öyle uzak ki,
Ulaşmak imkansızmış.
Her başlangıcın bir sonu varmış ki,
Anılar uçup gitmiş.
Güliz Ardilli / İstanbul / 10 Mayıs 1998 Pazar
21 aralık 2012 gün dönümü ve maya takvimin sonu. mayalara göre 5.zamanın başlaması ışıltılı insanların dönemi.
peki bu nasıl olacak ?
İnsanlık tarihi boyunca zaman zaman kafamızı kurcalayan birçok soruya cevaplar aradık durduk. Her şey algılama ve arkasında barındırdığı merakla gelişti. Bir şeyi merak ettiğimiz andan itibaren artık ona bir cevap bulmamız zorunlu hale geliyordu. Bulduk da. Geçmişten günümüze bulduğumuz cevaplar çok değişti ama temel sorular hep aynı kaldı.
Önce yaşadığımız çevre ilgimizi çekti. Rüzgar esiyordu, bulutlar toplanıyordu, çiçekler açıyordu, yağmur yağıyordu… Sonra müthiş bir güç ile bir kaç saniyeden fazla bakamadığımız bir ısı ve ışık kaynağı yükseliyordu ufuktan. Tüm bunlar neydi? Ya o yıldırımlar, devasa sesler ve ateş? Her yer kapkaranlık olduğunda havada beliren binlerce parlak ışığa ne demeli? Bir de karanlığın gücünü kıran başka bir ışık dairesi vardı havada. Gündüzü aydınlatan o güçlüğü ışığın yerine geceyi boş bırakmamaya çalışan donuk kardeşi nöbeti devralıyordu adeta.
http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=4&ArticleID=1129034&Date=17.08.2009&b=DTPli Baskan Gok: Size Kurdistandan sesleniyorum
Küf kokulu yalnızlıkların demindeyim.
Katran sarmış sarmaşıkların izinde.
Ben niceyim, neyleyim, neyim?
Senli cümlelerimde var ama,
Bir kadavra büyüsüyle.
Ve her ışık bitiminde.
Sen var ya sen,
Pürüzsüz yolumda pürüz
Aydınlık günümde gecemsin.
Ne duruyorsun.
Al götür beni CEHENNEMİNE.
Yak ateş beni.
Yeter ki acıma.
Sende vur şeytan.
Kırbacının sesi der ki.
Sen dokunma Kahpe.
Bundan sonrası bize düşer.
Nitro benzin ateşlemesi ve 4 çekerli sürüşü ile Chaos(kaos) sizlere of-road yarışlarının hazzını sunuyor ancak 1/16 ölçekte.40CC lik yakıt deposu yaklaşık 10-15 dakikalık bir sürüş keyfi sunuyor.
Zamazingo pille çalışmasına rağmen yakıt ve ateşlemenin heyecanını her yere taşıyor ve hız tutkunların büyük alan arama derdinden de kurtarıyor.
Adayım tanrılığa kimi zaman. Kimi zaman da öyle yokum ki…
İşte bu beni insan yapan kavram. Kompleks karmaşalıklarla yoğrulmuş bir toprak parçasından ibaretim. Bazen toprağı hor görecek kadar egoist, bazen toprak olmak isteyecek kadar mütevazı.
Hamurumu şekillendiren o kadar çok şey var ki. Kimi zaman kin kabarır, kimi zaman nefret.Ama aşk, şefkat, bağışlama duygum hep ordadır, kullanılmaya hazır. Hiçbir duygu körelmez, unutulmuşluğun adı değişmediği sürece. Beni ben yapan erdemlerin bütünüdür onlar.
İyinin temelinde bu yüzden kötülük vardır.
Oxford Üniversitesi’nden Profesör Susan Greenfield, beyin ve sinir sistemi konularında dünyanın önde gelen uzmanlarından biri. Alzheimer hastalığıyla mücadele sürecinde, bilgisayar bağımlısı genç neslin de benzer bir beyinsel tahribat riski altında olduğunu iddia ediyor.
Fotoğraf sanatçısı: Tuba Yaran
Ressam: Yıldırım Yaran
Fotoğraf sanatçısı: A. Begüm Sevilengül
Üç sanatçının, birbirinden farklı resim ve fotoğraf çalışmalarının yer
alacağı bu sergide, şehrin kaosuna ve herşeye rağmen gülümseyebilen
sanata tanıklık edeceksiniz.
20 Mayıs – 10 Haziran tarihleri arasında gezilebilir.
Mekan: Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi
Adres: Bağdat Caddesi, Haldun Taner Sk. No.11 Caddebostan/Kadıköy
Proje Kaos!
Küçük insanlarız vesselam elimize verilen ha şununla da biraz oyalan denen gündemlere boğulmuş hergün değişen olaylar zinciri içinde yapılmak istenen veya yaptırılmak isteneni okuyamayacak kadar basiretimiz bağlanmış durumda. Yazık ki vatandaşın güvenebileceği bir kurum artık kalmadı yasama , yürütme , yargı , asker ? şimdi bunların hangisine “ama” sız , “fakat” sız ve dahi “acaba” sız güvenebiliyoruz. Toplumumuzun temel yapıştırıcı kuvvelerinden biri olan din olgusun da laiklik ve gericilik adı altında içini oyduntan sonra birlikte yaşamaktan nasıl bahsedebiliriz , birileri de çıkıp beraber yaşamak için referandum yapalım diyor , bu nasıl iştir buraya nerden geldik. Herşey yolundayken tekere çoğamağı yine kim soktu. (başsavcı 🙂 Ortada bir oyun var ama planın kime yarayacağını kestirmek mümkün değil Koas’a hücceten gidiyoruz , arkamızda adaletten bir leş bırakarak. Anayasal hakların biri biri üstünde de hükmü vardır ilkesini unutup sadece bazı yasa maddelerinin önemli diğerlerinin yadasına bilinir hatta anayasa maddesimi bu ormanda sadece bir yürütme kararı kadar etkisi yoktur. YöK başkanının bir yürütme emriyle bu madde yok sayılabilir (eğitim hakkı engellenemez). Yargının tasfiyesini sayın başsavcı başlattı (yargıya güveni sarstı) şimdi ikinci aşama siyasetin tasfiyesinde ; elimizde 3 parti bulunmakta AKP , MHP , CHP
soru şu bu partiler Türkiyenin bütününe ne kadar hakim ?
