bildirgec.org

kan hakkında tüm yazılar

Karanlığa Teslim

bestrafe mich | 24 July 2007 11:27

Sırtımdan belime doğru süzülen ince bir ter damlası uyandırdı beni o çırpınmadan. Sanki biri o sıcacık sıvıyla tüm sırtımı kesti. Kalktım, tam karşımdaki aynaya baktım. Aksimi tanıyamadım. Tenim sanki şeffaflaşmış, damarlarımda gezen kanım çekilmişti.Tekrar yattım içimde bir acıyla birlikte. Neden olduğunu bilmiyorum ama o acı vardı. Sanki benimle birlikte doğmuş ve olgunlaşmıştı. Bir kokusu ve tadı bile vardı. Uyumamak için gayret ediyordum ama o beni içine çekiyordu. Yavaş yavaş içimdeki acıyı da kabul ediyordu. Her çekiş bir kabul ediş ve her kabul ediş bir çekişti. Narkoz almış, bütün bedeni uyuşmuş ama benliği uyuşmamış, bilinci orda, farkında an be an acıyla yüzleşiyor gibiydim.Üzerime oturmuş bir karanlığın içindeydim. Ona teslim olmuştum. Zaten bedenimi zapt etmişti ama ruhum hala savaşıyordu onunla. Sonra bir anda film koptu. Herşeyden, hepsinden, herkesten uzaklaştım.Aynada tanıyamadığım aksime bakıyordum. Kanım çekilmiş, tenim şefaflaşmıştı. Onu bulabildim mi?Tabii ki hayır…

acil kan ihtiyacı için “Kan bankası”

biSGen | 30 June 2007 07:43

Acil kan ihtiyacınızı buradan karşılayabilirsiniz. Ayrıca kimlerin kan verebileceğini, veremeyeceğini, kan bağışının nasıl yapılacağını, ve kan vermenin faydalarını da öğrenmek mümkün. 15 Şubat 2000 tarihinde açılan site ayrıca 2004’te Microsoft ve DorukNet tarafından düzenlenen Altın Örümcek Web Yarışması “Türkiye’nin “En İyi Sağlık Sitesi” birincilik ödülü ile ve yine 2005 yılında Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi tarafından “internet Başarı Ödülü” almış! Umarım kimse ihtiyaç duymaz. Sağlıklı günler dileklerimle…

Ölümün kıyısında aşk

darjeeling | 20 June 2007 11:48

Seviyorsunuz hatta hayatınızda en çok onu sevmişsiniz. O ise bir gün size telefonda sanki kötü bir şaka yapar gibi ‘ ben kaza yaptım’ diyor. O an sesini duymanız onun yaşadığı gerçeğiyle aynı anlama geliyor ama sanki bunu bile unutuyorsunuz. Kaza yapmış işte, trafik kazası, daha büyük gerçek var mı? Ona koşuyorsunuz. Kalbiniz güm güm atıyor, telefonda bastığınız korku çığlığını zaten herkes duymuş. Onu görmenin can havliyle dakikalar geçmek bilmiyor. Ve sapasağlam ayakta olduğunu gördüğünüz an başlıyorsunuz ağlamaya. Bir ağlıyorsunuz, bir duruyorsunuz. Bir ağlıyorsunuz, bir duruy…..
Kafayı yemiş insanlar gibisiniz dışardan ama kimse bilemez o an ne hissettiğinizi. ‘Ya şuan yaralı ya da ölmüş olsaydı’ diyorsunuz. Böyle duyguları hissetmek için illa onun ölmesi gerekmiyor. Bazen ölüme yakınlaşmak bile yeterlidir. Hele ki bu ilk kez olmuşsa hayatta.
O sizi sakinleştirmeye çalışır, ağlamamanızı söyler, siz ise onun kolunu, gözünü, yüzünü seversiniz. Hala şevkle kan dolaşan damarlarına dokunursunuz. Ve sanki o an aranızda iyi kötü yaşanmış herşey silinir, sanki siz yeni bir ikili olursunuz ya da sevilen kişi aslında ne kadar şanslı olduğunu anlar. Ona göre ufak bir kazada bile onu seven kişinin verdiği tepkiyi görür. Onun kızgınlıklarına bile göz yumar. Ya da sokak ortasında ağlamasına…
Sevgi böyle bir şeydir. En azından benim sevgim böyle bir şey…

Hadi Biz Irkçı Manyaklarız Ya Dünya da Olanlar

sbaskentli | 01 June 2007 17:40

Uzun zamandır yazmadığım pilli ailesine böyle bir yazı ile dönmek istemezdim. Ama siteyi açar açmaz bu konuda yazan arkadaşlarımıza yapılan yarı bilinçli, yarı bilinçsiz ve hatta kimi zaman at gözlüğü takmış edası ile yapılan sataşmaları okuyunca yazmadan duramadım.

Siyonist Yahudilerin ülkemiz insanı ve toprakları üzerinde oynadığı oyunlara linkleri de vererek çok güzel değinmiş vaadedilmis-topraklar-bizden-gap-in-1 başlıklı yazısında @xerre arkadaşımız.