bildirgec.org

kadın hakkında tüm yazılar

Açıyorummm Aççççtım!

bir ben eksiktim | 27 November 2010 13:34

Hep bir düşünce sirkülasyonunda dolanıp durmaktayım, açıyorlar diye mi bakıyorlar kadınlara, başka bir yaklaşımda “Göstermek istemese neden açsın kardeşim?” diye yükleniveriyor olayın üzerine, bazı insan çeşnisi “erkekler öküz diye mi dekoltenin içine düşüyorlar?” gibi soru ve yaklaşımlarda bulunuyor insanlar kesim kesim.

Demek Akalının Rütükten geçen fotosu
Demek Akalının Rütükten geçen fotosu

Bazı taraflar bu duruma tarafsızca yaklaşıyor kendince, bir dudak bükümüyle aman kimin umurunda diyor adeta. Aslında gizliden gizliye herkesin umurunda. Kimi daha fazla göstermenin, kimi daha fazla görmenin, kimi daha fazla kapatmanın. Kimi bunu özgürlük olarak nitelendirirken kimi bunu yırtıklık olarak nitelendiriyor yeri geliyor “namussuz!” yaftasını yapıştırı veriyor. Ha kimisi içinde aile baskısı olarak nitelendirildiği durumlarda oluyor tabi ki.

Selülit Tedavisi

Zenim | 25 November 2010 10:10

Selülit, deri altında ödem ve yağ birikmesi sonucunda oluşan ve deriye portakal kabuğu görüntüsü veren bir problemdir. Kadınların % 90’ının şikayet ettiği bu problemden kurtulmanın yolu ise çok basit.
Selülit tedavisi için aşağıdaki önerileri deneyebilirsiniz:
Diyet
Yapacağınız diyette çok yağlı, tuzlu ve şekerli gıdaları hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor. Konserve gıdalar, cipsler, kızartmalar, yağlı etler ve fastfood türü gıdalar selülit oluşumu destekler.
Spor
Selülitlerden kurtulmak için mutlaka spor yapmak gerekir. hareketsiz bir yaşam tarzı selülit oluşumunu destekler. Bu sebeple en azından günde yarım saat yürüyüş yapmak oldukça önemlidir.
Masaj
Selülitlerden kurtulmanın diğer bir destekleyici unsuru da sorunlu bölgeye masaj yapmaktır. Masaj selülitli bölgede kan dolaşımını arttırarak selülitli görüntüyü azaltacaktır.

Pakize Tarzi hakkında…

nazokiraze | 04 September 2010 13:34

Klinikleri ve Laboratuarlarına adını veren Pakize Tarzi’yi tanımayanlar onun tanınan bir doktor olduğunu veya hastanenin kurucularından biri olduğunu düşünebilir, ancak Pakize Tarzi çok daha fazlasıdır.

2004 yılında 94 yaşında hayata veda eden Tarzi ülkemizin ilk kadın kadın doğum doktorudur ve ilk özel kadın doğum merkezini açan kişidir, ilkleri bunlarla sınırlı değildir İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçen ilk kadın yine Pakize Tarzi’dir ayrıca hem Afgan hem Osmanlı hanedanına akraba olan ilk kişidir.

Hayata Tutunamayan Kadınlarımıza Selam Olsun…

firatocal | 03 September 2010 15:30

Hergün Türkiyemden mağdur, ezilmiş ve yok edilen kadın manzaraları görmek canımı acıtıyor… Utanıyorum kendimden , milletimden ve geçmişimden… Bitsin bu vahşilik , yok olsun insanlık dışı ataerkil cinayetler diyorum…

Yolun Açık Olsun Birtanem…

firatocal | 02 September 2010 14:20

Bana çektirdiğin tüm acılar için şükranlarımı sunuyorum sana ey sevgili… Bende açtığın her yara , hayat bataklığı içinde çırpınan çaresizliğimi bana daha iyi anlattı… Kendime olan körlüğümü , yalancılığımı ve yabancılığımı bir kere daha fark etmemi sağladı…

Sonsuz kere teşekkürler sana , bütün dünyamı yıktığın , kalbimi per perişan bir viraneye dönüştürdüğün için… Gözyaşlarıma hiçbir zaman acımaman ne kadar doğru kararlarmış her defasında… Tüm erkekler hiçbir zaman büyüyemeyecek çocuklardı senin için… Issız terk edilmiş oyun parklarındaki hayat boyu yapayalnız kalmayı hak eden sahipsiz ruhlardı onlar… Ne de haklıydın bıçak kadar keskin ve soğuk sözlerinde bir tanem…

Canın ne zaman yansa, o güne kadar yaşadığımız bütün güzel şeyleri tutuşturuverirdin tafralı basit bir tartışmanın cılız ateşiyle… Ve geçip karşısına zevkle seyrederdin üzerlerine tir tir titrediğim anılarımın yavaş yavaş çığlıklar içinde yanışlarını… Kendimi yeniden ve daha açık anlamamı sağladığın için , yaşadıklarımdan çok daha öğretici olan ortak günahlarımız için müteşekkirim sana…

Sana kızamıyorum… Senden nefret edemiyorum… Çünkü ruhumu ve bedenimi paramparça eden sözlerin ve hareketlerin , karanlığa gömülü ve hiçbir zaman girmeye cesaret edemediğim derinliklerimi keşfetmeme yaradı…

Güzellik Yarışması – Miss Universe 2010

freeradical | 31 August 2010 20:20

Güzellik her zaman insanlar için önemli olmuştur.
Kadınların güzelliği ise çoğu şeyden önemli.

Her ne kadar, entellektüel bakış açısı çoğu zaman güzelliği ikincil bir erdem saysada, gündelik hayatta güzel olan çoğu zaman doğuştan avantajlıdır.

Erkekler güzel bir kadın karşısında acizleşirler. Varlıklarını, değer yargılarını,sorumluluklarını bir anda unutabilirler. Güzel bir kadın gördüklerinde gözlerini ayırmaları pek mümkün olmaz.
Sanırım kadın doğası da buna uygun yaratılmıştır.
Bir aşırılığa maruz kalmadıkça, çoğu kadın bakışlar altında hareket etmekte zorlanmaz. Güzelliğini sergilemekten imtina etmez.

Sanırım bunun en birebir örneği güzellik yarışmalarıdır. Kadınların milyonlarca insanın seyrettiği bir yarışmada güzelliklerinin yarıştırılması her ne kadar garip olsa da, seyre değer olduğu da tartışılmazdır.

İlk güzellik yarışmasının izleri, mitolojiye dayanır ve Tanrıçalar arasında yapıldığından bahsedilir.

Meçhul Bir Kadına Adanmıştır…

firatocal | 30 August 2010 11:33

Hüzün diğer adıydı kadının … Hayal kırıklığı ise soyadı … Sicilin den silinmez künyesi … Etine , ruhuna ebedi kazılı …

Aldığı ilk nefes ile kanatlarını yitiren aşk kurbanı melek misali ağlamaklı zümrüt gözleri… Sevgilisinden çok , kaybettiği saf sevgiyi aramaktan yorgun…

Tanrısını terk etmekten bin pişman… Her ayrılık yorgunu kadın kadar bıkkın aşktan…

Sorguluyor günahını… Dalıp dalıp gidiyor gözleri , şimdiden çok çok uzaklarda olan , yitirdiği sonsuz ve el değmemiş günahsız mutluluklara…

Okuyamama ve Yazamama Ataerkilce Bir Ayıptır…

firatocal | 21 August 2010 19:34

Okumayan bir millet olduğumuzu bilmeyen kalmamıştır sanırım… Yıllardır kanayan yaramızdır bu acı gerçek… Üstü kaşınsa da kaşınmasa da , hep sürülür önümüze hiç kapanmayan yaramızın bu iç karartıcı resmi, medeniyet sıralamasındaki acınacak durumumuzu dostun düşmanın önüne sermek için…

Ama bu gerçeğin , çok daha derinlerde kalıp , pek de gözükmeyen kronikleşmiş ve sanki kötü huylu bir ur misali hiç iyleşmeyecek bir yanı vardır ki , hep gözlerden kaçar… Kadınların bu cehalet vesikası içerisindeki okul terk misali utanç tablosudur gözlerden kaçan… Utannma tabirim yanlış anlaşılmasın lütfen… Bu durumun sorumluluğunu sadece vefakar ve cefakar kadınımıza yıkmıyorum…

son gece…

firatocal | 16 August 2010 18:45

nefret yüklü sözlerle yapılan tartışmaların yaralarını taşıyan erkek köpüklü dalgaların yıkadığı sahile bakarak , kendinden geçmiş bir halde dalıyordu sonu belirsiz nereye gideceği bilinmez flu düşüncelere…

Akla gelmez hakaretlerin , bitmek tükenmek bilmez suçlamaların tek sahibi olmak asıl canını acıtıyordu erkeğin… Anlam veremiyordu kadınının bütün olup biten hengameden , sanki hiçbirşey yaşanmamış gibi sıyrılıvermesine…

Kadın , hem kıskançlık krizlerine girip Alaçatı ‘ nın en işlek caddelerinde , yüzlerce kişinin önünde , her defasında kavga çıkarıp eşine hayali sevgililerle ve aldatmalarla ilgili ithamlar yapıyor , hem de yarım saat sonra bütün bunları bir kenara atıp liseli aşıklar gibi davranmaya başlıyor ve hiç bir tartışma yaşanmamışcasına erkeğinin kollarına atlayıveriyordu…

Kadının davranışları birkaç kereyle sınırlı kalmıyor , dengesiz gel gitleri her geçen gün sayıları ve şiddetleri giderek artıyordu… Adam yaklaşık 4 yıllık beraberlikleri boyunca , kadınının tüm kaprislerine sabretmiş , yıldırıcı suçlamalarına göğüs germiş , aşık olarak evlendiği eşini yitirmek istememişti…

” … beni benle yalnız bırak… ”

firatocal | 13 August 2010 14:54

” Yalnız kalmak istemiyor muydun.. bak çekip gidiyorum işte , mutlu ol ” dedi kadın… ” Beni terk etmeni istemedim ki hiçbir zaman , beni benle yanlız bırakmanı istedim sadece.. ” dedi erkek…

Kadın , narin elli ve ince belli , kumral esmer karışımı güzelliğiyle meydan okuyordu iri kaslı vücudu ve omuzlarından akan dalga dalga uzun saçlarıyla grek heykellerini andıran partnerine…

erkek ise terk edilmişliğin boşluğunda asılı bekleyen birbaşına kalışın soğuk luğunu ensesinde hisseder cesine titrek ama kadınının merak duygusunu ihmal etmeyecek bir gizem içerisinde kendisinden emin cümlelerle savunuyordu yalnızlık hakkını…

çok değil , bir hafta olmuştu tanışalı… aslında ikisi de birbirine hala yabancı sayılırdı.. gürül gürül akan Alaçatı sokaklarının ışıltılı , masalımsı atmosferi bir çırpıda aşık etmişti ikisinide…