bildirgec.org

istanbul modern hakkında tüm yazılar

Jafar Panahi filmleri seçkisi

queennothing | 27 January 2011 21:51

Aralık ayında İran Sineması’nın usta isimlerinden Jafar Panahi’ye yapılan büyük ayıbı Sinepil’de duyurmuştuk. Yönetmene verilen cezanın kalkması için başlatılan imza kampası ise hala devam ediyor. Ülkemiz de hem Panahi’ye destek vermek, hem de Panahi Sineması’nı Türkiye’deki sinemaseverlere tanıtmak amacıyla çok güzel bir seçki düzenlemiş. Yönetmenin en sevilen beş filmini izleyiciyle buluşturacak olan bu etkinlik, 3 ile 10 Şubat tarihleri arasında İstanbul Modern’de gerçekleşecek. Etkinliğe tüm sinemaseverler davetlidir.

İstanbul Modern’den harika bir seçki; “Anılarına”

queennothing | 06 January 2011 09:47

Karaköy’de bulunan İstanbul Modern, 2010 senesinde hayatını kaybeden üç büyük Fransız yönetmen Claude Chabrol, Eric Rohmer ve Alain Corneau anısına bir seçki düzenlemiş. “The Swindle”, “Autumn Tale” (Rohmer), “All The Mornings Of The World” (Corneau), “Insignificance” (Nicolas Roeg) gibi yapımların gösterileceği seçki, 6-16 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek. Çizelgeye buradan ulaşabilirsiniz.

İçimizdeki düşman kim?

kahramancayirli | 08 November 2010 16:18

Ne zaman onun filmlerini, video enstalasyonlarını düşünsem aklımdan yağmak isteyen, bir türlü içini bırakamayan, sıkıntılı, simsiyah bir gökyüzü geçiyor. Hayatın görmekten kaçındığımız kareleri, toplumun kafasını çeviriverdiği karakterleri, unutayazdığımız renkler, uzak durduğumuz, uzaklaştıkça içine battığımız ne varsa, tutup yeniden gözümüze sokuyor, o. Simsiyah bir gökyüzü gibi keder yüklü ama bir o kadar gerçek işte. Kapkara ve gerçek. Tıpkı hayat gibi.Kutluğ Ataman, ilk ışığı, 1994 yılında, uzun metrajlı filmi “Karanlık Sular” ile yaktı. İsmi gibi simsiyah bu cinayet hikayesi, sanatçının ülkemizle birlikte uluslar arası sanat alanında da hemen işaret edilmesini sağladı. Ama Ataman aslında Lola ve Bilidikid (1998) ile kırdı camları. İkiyüzlü, korkunç ahlak anlayışımız, zihinlerimizdeki ırksal örümcekler beyazperdeden izleyicilere yürüdü. Sonra Perihan Mağden’in İki Genç Kız isimli romanını sinemaya uyarladı (2005). O çarpıcı, hızlı, derinlikli roman ancak bu kadar iyi, sahi film olabilirdi. Ataman, elindeki kırılgan malzemeyi çarçur etmedi, yetenekli bir aşçı olduğunu gösterdi. Sanatçı en çok bu filmle ülkemizde tanındı. Siyah-beyaz fotoğraflarla dört köylünün Ay’a seyahat etme çabalarını anlattığı son filmi (2009), Ataman’ın sinemanın bambaşka pencerelerinden ustaca bakabildiğini kanıtladı.Sinema, Ataman’ın sadece bir yönü. Sanatçı esas olarak sergi ve video enstalasyonlarıyla biliniyor. İstanbul Modern, 10 Kasım itibariyle Ataman’ın video enstalasyonlarından oluşan en zengin sergisini açıyor. İçimdeki Düşman isimli sergide, 11 çalışması var sanatçının. Bu çalışmalardan en önemlisi Peruk Takan Kadınlar (1999), dört kadının, peruk takmak zorunda kalma sebeplerini tartışıyor özünde. Terörist diye kovalandıktan sonra hayatını saklanarak geçiren bir kadın, kemoterapi yüzünden saçı döküldüğü için peruk takan tanınmış gazeteci, türban taktığı için sınıfa alınmayan genç öğrenci, polis tarafından yakalanınca tüm saçı kesilen transseksüel. Bu dört kadının videolarını izlerken zihninizde bir sürü soru belirecek, kimlik, cinsiyet, aidiyet diye düşünürken dört ekran birbiri içine geçişecek. Sergide kaçırılmaması gereken, en mühim iş bana kalırsa bu. Çıplak, yakın, sarsıcı, cesur bir iş.

Kırmızı lazerler, ipeğe; demir tozu, pamuğa

kahramancayirli | 04 October 2010 13:23

Açıkçası İstanbul Modern’e giderken en çok Sözlerden Sonra (After Words)’yı merak ediyordum. 2000 yılı sonbahar / kış koleksiyonuna ait olan bu projede, sandalye örtüleri kıyafet, sandalyeler bavul, odadaki her nesne, kendisini taşıyacak özel bir cebe sahip. Hüseyin Çağlayan’ın savaş zamanı, evi terk etme zorunluluğu korkusundan esinlenerek hazırladığı bu işte, mankenin giydiği tahtadan, iç içe geçmeli eteği gerçekten çok beğenmiştim. Ki Elif Şafak’ın Şehrin Aynaları romanının yeni baskısının kapağında bu resim vardır.“Hüseyin Çağlayan:1994-2010” sergisi Çağlayan’ın yolculuğundaki tüm önemli durakları bir araya getiriyor. Sergi, sanatçının ipek ve demir tozunu bir arada kullandığı Geçici Müdahale (Temporary Interference, 1994) ile açılıyor. Hemen karşısında ise peşpeşe üç mankenin sünger plastikten yapılmış, yaratıcı tasarımları taşıdığı Hareketsizlik (Inertia, 2009) var. Devam ettiğimizde baskılı tyvekten, yine başarılı ve sade Mektup Elbise (Airmail Dress, 1999) çıkıyor karşımıza. Sola doğru gidince rastladığınız 2002 sonbahar / kış koleksiyonundan Ambimorfik (Ambimorphous), tasarımı bakımından serginin en zayıf işlerinden. Hemen sağında göreceğiniz, yünlü kumaş ve polyester astardan Panoramik (Panoramic, 1998), kumaş seçimi açısından zayıf olmakla birlikte, serinin diğer ürünlerini hatırlayınca, bu sergide sunulanlar yetersiz kalmış. Oysa hemen ardından gelen Kaderin Tecellisi (Manifest Destiny, 2003), pamuklu kumaşla yaratılmış, harika bir seri, Çağlayan’ın sanatında ne kadar iyi olduğunun önemli bir göstergesi. Karşısında duran Önce Eksi Şimdi (Before Minus Now, 2000), ipek tül ve pamuklu astarla, doğru renk seçimleri ve sadeliğin müthiş birlikteliğinin altını çiziyor, özellikle kırmızı elbisede Çağlayan’ın başarısı üst düzeyde. Serginin devamında rastlayacağınız Sözlerden Sonra, Çağlayan’ın kariyerindeki en önemli işlerden. Sırf bu iş için bile bu sergi, görülmeyi hak ediyor.

İstanbul Modern’de “0 Derecede Aşk”

widfara | 08 February 2010 09:47

İstanbul Modern’de 4 – 21 Şubat tarihleri arasında “0 Derecede Aşk” adı altında kuzey topraklarında geçen aşk filmlerinin gösterimi yapılacak. Aşağıda gösterimi yapılacak filmler ve bunlarla ilgili kısa bilgileri bulabilirsiniz

Nord - Kuzey
Nord – Kuzey

1- North/Kuzey

Yönetmen: Rune Denstad Langlo

Antidepresif bir yol filmi, Nord. Jomar bir kayak kazası geçiriyor ve bu kazanın sonunda herşeyini kaybediyor; kariyerini ve sevgilisini… Daha sonra ise Norveç’in kuzeyinde beş yaşında bir oğlunun olduğunu öğrenince, üzerindeki giysilerle ve yeterince içkiyi yüklenerek bir kar arabası ile yola koyulur.

“Prag’da İlkbahar” İstanbul Modern’de

widfara | 22 December 2009 12:18

İstanbul Modern’in aralık ayı etkinliklerinden biri de “Prag’da İlkbahar” isimli film gösterimleri serisi olacak. 17-27 Aralık arasında yapılacak gösterimlerde, 1960’lı yılların Çek Yeni Dalga filmlerinden oluşan bir seçki izleyiciyle buluşacak. Filmler, Çek Cumhuriyeti konsolosluğu ve İstanbul Modern işbirliğiyle sunuluyor. Gösterilecek filmler ve saatleri ise aşağıdaki gibi;

Cennet Meyvesi / The Fruit of Paradise/Ovoce stromu rajských jíme,1969

Güncel Haberler

queennothing | 03 December 2009 17:49

  • Tim Burton‘un 700 parçadan oluşan inanılmaz özel, muhteşem korkunç resimleri, heykel ve özel tasarım çalışmaları, New York Modern Sanatlar Müzesi‘nde 2010 Nisan’ına kadar sergileniyor. Yolumuz New Yrok’a düşer de Beter Böcek‘le tanışmadan döner miyiz hiç?
  • Sundance Film Festivali adayları açıklandı. Listeye buradan ulaşabilirsiniz.
  • 4 – 13 Aralık 2009 tarihleri arasında Diyarbakır’da tartışılıyor: Kürt Sineması.

istanbul modern’de iki önemli fotoğraf sergisi

lovesredcloud | 22 September 2008 21:48

istanbul modern sanatlar müzesi önemli iki fotoğraf sergisine taniklik yapiyor son günlerde.
bu sergilerden ilki daha önce 3ayak.org’da da bahsi geçen ünlü Verbund koleksiyonunda ki dünyaca kabul görmüş ünlü 39 sanatçinin fotoğraflarindan oluşan bir seçki. seçki “suyun birarada tuttuğu” başliğiyla müzede sergileniyor.
ikinci sergi ise “insan halleri” başliğiyla izleyebileceğiniz sitki kösemen, ergün turan ve süreyya yilmaz dernek’in fotoğraflarindan oluşan bir diğer seçki. küratörlüğü engin özendes tarafindan yapilan sergide ise 52 fotoğrafa yer verilmiş.
sergi tarihleri 10 eylül 2008-25 ocak 2009 olarak belirlenmiş.