bildirgec.org

ışık hakkında tüm yazılar

plazmoid

azurenus | 09 September 2005 14:39

kendi plazmoidini kendin yap. gereken malzemeler; 700watt’lık mikro dalga fırın, alüminyum folyo, alüminyum plaka, 2mm’lik kurşun kalem ucu, yapıştırıcı ve 11cm’lik küre cam kavonoz.

[plazmoid]

lcd ölü piksel kurtarıcı

azurenus | 08 September 2005 11:37

lcd ekranlarda bir süre sonra oluşan [ölü piksel] (dead pixel) için daha önce de bir yazılım bloglamıştım. bu seferki yöntem bir blogger tarafından şans eseri bulunmuş.

gece yatmadan önce ölü pikselin üzerini zararsız bir bezle 30sn ovalamış ve renklerin flaşlandığı bir videoyu sabaha kadar tekrar edecek şekilde oynatmış. sabah baktığında yepyeni apple powerbook’undaki ölü piksel yok olmuş.

[ölü piksel tedavisi]
[flaşlı video]

karanlıkta parlayan florasan

azurenus | 09 August 2005 15:40

filmlerde gördüğümüz bir sahne vardır. bir anda ışıklar kapanır, karanlıkta çığlıklar kopar. ışıklar tekrar açıldığında hiçbir şey eskisi gibi olmamak üzere değişmiştir. bu duruma karşı bir lamba tasarlamışlar.

[Emergency Afterglow Lighting]

lambalar, gündüz depoladıkları ışığı karanlıkta yayarak kısmen aydıklık bir ortam yaratıyor. bu sayede hırsızlar, teröristler ve benzer tehlikelere karşı önlem alınmış oluyor. lambalar ayrıca bomba korumalı diye açıklamışlar. kırılsalar da parçalar 12 saat süreyle ışık saçmaya devam edebiliyormuş.

gece görüşü

azurenus | 07 August 2005 21:56

babalarının sözünü dinlemeyip geceleri ışıkları açık bırakanları nasa tespit etmiş. dünya’mız gece nasıl görünüyor? new york, los angeles, londra, japonya neredeyse gündüz gibi. biz de hiç fena değiliz aslında. ve de avrupa amerika’dan daha büyük ve aydınlık.

[dünya gece nasıl görünüyor]

ışık işçileri

| 17 March 2004 20:01

maddenin titreşimini arttırıp azaltarak onu var veya yok edebiliyorlar, dalga boyutları ile oynarak sevgili yıldız tohumlarını farklı realite yapılarına yerleştirirek tehlikelerden koruyorlarmış.. eh nede olsa başka galaksinin evlatları, yapmasalar ayıp olurdu dimi..

O’na boyun eğmişken

suphi | 16 January 2004 11:32

Gölgeyi güneş vareder. Sebep güneştir. Güneş aşk ise, korku ve sorular gölgedir.
Aşkın ışıttığı alan içersinde varolurlar. Bir ağacın, bir elin gölgesi gibi bellidirler. Seslerinde gölgeleri vardır.
Gölgesiz aşk olur mu? Çöllerde bile kum tepelerinin gölgeleri vardır. O alevin içinde zavallı bir sığınak gibi.
Gölge karanlığa dönüşürse suçlu zamanmış gibi görünür. Suçlu insandır oysa.
Geceyi bilmeyen(öğrenemeyen) -hem de yüzyıllar boyu- insan. (@)
Her insan ancak kendi yaşayabilir evet, ama öteki (o, yaşamış olan) ne kadar faklıydı senden?
Senden daha fazla olan hep güneşte miydi?
Ya, senden az olanın yetindiği bir yaşamı isteme bahtsızlığına mı düşüyorsun?
Bir de gölgeye çekilenler vardır(gölge etmemek için gibi sanki). Işığı içlerinde saklı tutarlar.
(Bir ipoteğin kalkması gereklidir üzerlerinden). En çok sevdiğini en az söyle-yebili-r, veya en az göster-ebil-ir.
Ama en çok yaşa-yabili-r.
Ebedi güneş istemiyle varolana itibar etmez. Ebedi olan için, “ışığın gölgesinde” susuz bekler.
Ancak ebedi huzur, tatmin, saadet salt bu yaşam alanlarıyla ele geçirilemez. Zira kalp dünyevi (dünyaya bağlı, dünyaya ait, dünyada kalıcı) olan hiçbir şeyle tatmin olmaz. (Bana tam tatmin olmuş bir kalp gösterin. Hangi büyük şair, hangi bilim adamı, hangi herhangi biri? Hangi mükemmel -yaşamış-?)
-Tatmin olmayan insan- bir sarhoşluktan diğerine.. İnsan değerini yıpratır bu.
Ve ayaklarının üstünde sağlam kalmak, yürümek istediği yolun belirsizliği sürgüne dönmüş yolcunun ürkekliğiyle sarsılır.
Söylüyorum size; ömürlüklerinizle , dünyalık olanla huzur bulacağım sanmayın. İnsan da bu dünyaya ait eşya da, tokluk da susuzluk da, söylemek de dinlemek de, sıkıntıda sevinç de, güzellik de kötülük de.. hepsi geçecektir, geçiyor..
Sevmek, iyilik ve sakınmak üzere vardır insan,yani sorumlulukla. Ve bunları toplayan; kulluk (irade gerektirir).
Aşkın da bunları barındırmazsa gölgeler gece karanlığına dönüşür hep senin için. Bundan şikayetçi olmayabilirsinde, çünkü ziyanda olduğunu bilmezsin.
Bu bir yazı değil. Bu anlamak, idrak, varmak, kabul. Buraya kadar gelebildim.
Okuyan anlamaz, gelen bilir. Öğrenmiştir çünkü. İnancı onu bırakmamıştır.
Ümitli yaşamak lazım..ışığın ve gölgelerin karşısında.. gayretli.

Rüya Değildi

oky | 31 August 2002 20:32

az önce şöyle oldu ::

bilgisayarın karşısına geçmiş, bulutsuzluk özlemi sözlerimi geri alamam’ı, dinlemeye koyulmuştum. sokak lambası, sarı ışıklı olanlardan, tam odamın penceresinin hizasında, evi oldukça aydınlatıyor. ancak direğe falan bağlı değil; kablolara tutturulmuş bir ışık. şarkı hafif başladı. konser kaydı. ilk kısım bitti, solist şimdiii diye bağırdı. araya diğer enstrümanlar girdi ve şarkı hızlandı. o sarı lambada o esnada aşırı derecede sallanmaya başladı, dikkatimi çekti. sonra farkettim ki ritme göre hareket ediyordu evin içi, disko gibi bir aydınlanıp bir kararıyordu. hoşuma gitti. tam şarkı bittiğinde söner diye ummuştum, olmadı, şarkı bitmeden söndü. ardından bu ne biçim hikaye böyle’yi açtım. o şarkı çalarken de az önceki gibi bir atraksyon bekledim. olmadı. tuhaf.