bildirgec.org

ironi hakkında tüm yazılar

Teraneler 9 – Özür Dilerim

Yuzeysel Fikirler | 14 November 2009 11:13

özür dilerim diyorum
diyorlar ki hainlikte yüzeysel fikirler de
bir yanlışım vardı belki
dile değen kelimelerde
kim hain kim emin
belli değil bu devirde
madalyonu bir çevir de
gör bu gerçek nerede.

her gün ağlamak
ve bağlamak
bugünü yarına
ve yarını hayata
zor olmalı mutlaka
hele bu zorluğu
en derinden yaşayanlar
en çok yanılanlardır hayatta
yine de bu hayatta
yanlıştan dönmektir doğru
galiba…

hepimizin vehimleri
belki gerçek dedikleri
kurgulanmış hayalleri
sorgulanmalı

Konusuz

grimwhul | 25 September 2009 16:37

Gereken şey, sadece bir konu aslında bize. Bir şey bilmemize gerek yok konuşabilmek için. Konuştuğunu duyabilmek var bir de ama önemsiz bir ayrıntı o da sadece bize. Vaazlar veriyoruz karşımızdakilere, kafamızdakileri anlatıyoruz hararetli bir şekilde savunuyoruz bildiğimizi ya da inandığımızı. Hele birisi karşı çıksın bakalım fikrimize sıralıyoruz arka arkaya kötü özellikleri ya da yetersizlikleri onda ki. Kendimizdeki harikaları da eklemeyi unutmuyoruz arasında sohbetin, aldığımız övgüleri büyük bir alçak gönüllülükle savıyoruz başımızdan, olur mu öyle şey diyoruz ve başlıyoruz karşımızdaki insanın harikalarından, takdiri hak eden eylemlerinden bahsetmeye. Övdüğümüzde, kınadığımızda aynı insan oluyor bazen, umursamazca çelişiyoruz kendimizle, olabildiğine erdemli olan biz, bu hareketimizi de yine yüksek karakterli bir insan oluşumuza bağlıyoruz yüzsüzce. Aslında keşfedilmemiş bir cevheriz biz doktorla doktor oluyoruz, yazarla yazar, gazeteci mi o? E ne duruyoruz o zaman sıralayalım haydi bildiklerimizi. İyi niyetli bir övgü mü duyuyoruz, yarın falancaya doktor beyin nasılda ona saygı beslediğinden, her zor vakada gelip fikrini sorduğundan bahsediyoruz, tabi ki yüce gönüllülükle hiç geri çevirmiyoruz bu isteklerini. Ya da aslında hayatımızı yazsak ne çok saygı duyulan bir yazar olacağımızdan bahsediyoruz. Peki, neden ihtiyacımız var tüm bunlara? İçten içe aslında şu hayatta hiçbir başarımız olmadığını bildiğimizden ötürü mü bu uğraşımız, insanlar gözünde kazanacağımız ufacık bir statü mü istediğimiz? Yoksa sadece bizim yaptıklarımızı yapan başkalarını gördüğümüzde söylediğimiz gibi, deli miyiz? Sokak da üstü başı yırtık giysiler içinde elinde şarap şişesi ile gezerken, Napolyon olduğunu iddia eden deliden çok mu farklı yaptığımız? Daha mı inandırıcı bizim yalanlarımız onunkinden? Peki ya hangimiz daha deliyiz?

Nasıl yaşanır bu dünyada? …

BAYMAHMUT | 03 August 2008 12:00

Yan yana yanabildiğin kadar yan yürek
Yanmayan yürekten çıkan kötü evrene hakaret
Ozon tabakası bile dayanamadı
Sen nasıl dayanırsın yürek
Kuşlara da güvenim kalmadı arttık
Öpmüyorum, uzaktan seviyorum
Kenesi var neyime gerek
Deniz mi yok yok
Deniz de yasak artık bana
Son Akdeniz’deki depremden sonra
Mayomu şortumu naftalinledim de
Kaldırdım sandığa
Öteki yaza çıkar mıyım bilinmez
Çok tedbir aldım hatta abarttım
Yine de ecel gelirse
Ben şu an kapsama alanı dışındayım
Desem de…
İkna edemem be güzelim
Sen kal sağlıcakla…

lütfen beni de kapatın!

OguzKagan35 | 17 March 2008 13:18

ben de şöle güzel bişeyler yaziyim, ironinin dibine vurayım, bütün kıssalarımın hisseleri tavan yapsın deyu düşünmüş, taşınmış, kaşınmıştım – göbek nahiyesinden-, demekki akıl akıldan üstünmüş. bu arkidişler çok daha güzel noktaya odaklanmışlar, ironi odağı haline gelmeleri kötü tabe, yarın bi vurgun, pardon davada onlar yerlerse şaşmam.

Sayın Yetkili,,,

Kendi kanaatimce, kapatılmamın ülkem, devletim ve insanlık adına çok yerinde bir karar olacağını düşünüyorum.

Lütfen beni de kapatın

Web 2.1 Teknolojisine Hazır olun

mglass | 15 November 2007 19:17

Web 2.0 yenilikleri hızla yayılırken ve yeni yeni keşfedilirken bir yandan da geliştiğini gözardı etmemek gerek! bugün okuduğum bir ingilizce makalede web 2.1 teknolojisi ile ilgili bir takım açıklamalara rastladım…
Peki Nedir Web2.1 in farkı dediğinizi duyar gibiyim.Web2.1 web 2.0 ın gelişmesiyle yakın zamanda kendinden çok söz ettirecek yeni sunucu taraflı kodlamaların daha ön planda olduğu ajax teknolojisinin vardığı son nokta diyebiliriz. web2.1 in çalıştırlması ve daha bu yeni teknoloji hakkında bilgiye buradanulaşabilirsiniz.

hayatı 1 oyuna benzetmek

dina13 | 06 November 2007 18:07

üniversite yıllarımın vazgeçilmez bir oyunu vardı.saatlerimi hatta yıllarımı çalmış üstüne üslük oynamaktan hala vazgeçemediğim bi oyun pis 7 li. hayatı bir oyuna benzetmekla mecaz kullanmış olsamda bu mecazımı somut bir şeye dayandırmak istedim. pis 7 li denen bu kağıt oyununa. bu oyunun kuralları şöledir;

  • Oyuncular ellerindeki kağıtları diðer oyunculardan önce bitirmeye çalışırlar. ( yaşamın malumatıdır zaten bu, ölmek için yaşanır.ellerindeki kağıt sayısı ise hayatın sana yüklediği yüklerdir. )
  • Oyuna Sinek ile başlanır ve tüm oyuncular ilk turda Sinek atmak zorundadır. eğer , elinde yoksa sinek gelene kadar kağıt çekmek zorundasındır. ( sinek burda doğarkenki şansı ifade eder.doğarken bazı insanlar şanslı doğar. eğer şansın varsa hayatın ilk yıllarını sorunsuz atlatırsın. ama bu demek değildirki bu hayatının gerisinin kötü yada iyi olacağını belirlemek. )
  • Oyun saat yönünde başlar. Her 10’lu atıldığında sıra tersine döner. ( hayatta saat yönünde ilerler. sadece bazen gün olur devran döner senden önceki senden soraki olur. doru zamanlama yapılırsa eğer ve mantıklı hareketlerde bulunursan hayat sana az yük yüklemiş olur. )
  • As atan oyuncu tekrar oynar. ( as burada hayatın getirdileri ve bazen götürdüklerini ifade eder. bu hayatın sana yüklediği yüklerle doğru orantılıdır. hayatın bazen getirdikleri gördüklerinden, bazen götürdükleri getirdiklerinden fazladır. buna biz kaderin cilvesi deriz )
  • Vale atan oyuncu oynanacak rengi belirler. ( vale hayatın vazgeçilmez bi kavramıdır; para. elinde parası olan yüklerini azaltacak şekilde yaşantısını sürdürür. )
  • Yere 7’li atıldığında bir sonraki oyuncu elinde 7’li varsa atar. Elinde 7’li bulunmayan oyuncu yerde biriken her 7’li için 3’er adet kağıt çeker. (yedili hayatta yenen kazıklardır. ve bazen atılanlar. ve bazende elinde tuttuğun deneyimlerindir. bezen kazık yer bazen kazık atarsın ve bazende yediğin ve attığın kazıkların ağır sonuçlarına katlanır; bazende katlanmazsın. işte burda insan tercihleriyle yaşar)
  • En son atılmış olan kağıt cinsinden veya aynı rakamdan oynamak zorunludur. Örneğin , yerde kupa 3’lü varsa oyuncu, yere herhangi bir kupa veya herhangi bir 3’lü atabilir. ( eğer hayatı iyi takip eden biri isen elindeki deneyimler senin daha kolay bir hayat yaşamanı sağlar. ve üzerindeki yaşamsal yükleri azaltır. )
  • Belirlenen ceza puanını aşan oyuncu oyun dışı kalır. ( bazı insanlar şansızdır yada yükleri çok ağırdır.erken veda ederler hayata. )El bittiğinde, oyuncuların ellerindeki kağıtlar kendilerine ceza puanı olarak yazılır. Elinde 7’li kalan oyuncu, elindeki her 7’li için 3’er adet kağıt çeker. Çektikleri arasında 7’li gelirse onlar için de 3’er adet çeker. As, 10’lu, Vale ve 7’li yirmişer puan, diğer tüm kağıtlar kendi değerleri kadardır. Eli bitiren oyuncu son olarak yere Vale veya 7’li atmışsa, ceza puanları 3 katı yazılır. ( ve geldik hesap gününe; atılan yenilen kazıklar, hayatın yükleri, deneyimler, şanslar ,şansızlıklar, işte bunların hepsi burda hesaplanır. bazısınınsa hayatları son bulduğunda sadece huzura ererler. ve hesap vereceklere bırakacakları bir sonu hazırlarlar. )işte hayat tıpkı böle bir oyuna benzer. ben pis 7 liye benzetmek istedim. biraz ironik, biraz melenkolik,birazda trajedik olsun diye.
    ben gidip biraz pis 7 li oynıyım bari!!