Ben homofobikim. En azından öyleydim. Üniversite yıllarında başıma gelen bir olay, eşcinsellere karşı tutumumu yargılamama sebep olmuştu.
Burada, eşcinsellerin üniversitede klüp kurması olur mu, olmaz mı yazısını olurken bu eski bir anım ve akabinde yaptığım araştırma geldi. Tekrar toparlayıp burada da sizlerle paylaşmak istedim.

Bir kız arkadaşım “azınlıkların içinde bulundukları toplumlar tarafından diskrimine edilmesi” konulu bir ödev hazırlıyordu. Burada azınlıktaki toplumları (Ermeniler, Yahudiler, vb.), Türkiyede çalışan yabancılarla anketler yapıyor, durumlarını inceliyordu. Ben de ona bir fikir verdim; “sex her zaman satar, bu ödevin içine biraz sex karıştıralım” dedim. “Nasıl?” diye sorunca, Eşcinsel ve transeksüellerin de toplumda azınlık oluşturduğunu ve cinsel tercihleri gözetilerek diskriminasyona uğradığını, onları da araştırmaya dahil etmesinin ilgi çekeceğini söyledim, fikrim kabul edildi ve uygulamaya koyulduk. Hatta ödeve görüntü unsurunu da katmak için bir de kamera sırtlandık (o zamanlar oole cepte taşınmıyodu kameralar) ve yola koyulduk. Çatalla kovalanmamızla sonuçlanan bir kaç girişimden sonra, sonunda Ankara’da travesti bar olarak bilinen bir yere gittik ve öğrenci olduğumuzu, bir ödev hazırladığımızı, izin almak (ve tabii racona uymak) koşuluyla içerideki insanlarla anket yapıp yapamayacağımızı sorduk. Bizi şaşırtan bir şekilde kibar ve olumlu bir tepki verdiler ve içeriye buyur ettiler.