bildirgec.org

im not there hakkında tüm yazılar

I’m Not There. (2007)

queennothing | 04 February 2010 09:49

Amerikan sinemacı Todd Haynes‘inyönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “I’m Not There.” (Beni Orada Arama), 2007 senesinde vizyona girdi.

Başrol yuncu Cate Blanchett‘e ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar adaylığı getiren film, müzik sanatına yepyeni bir tanım getiren folk şarkıcısı Bob Dylan‘ın hayatını konu alıyor. Blanchett’in yanısıra Christian Bale, Heath Ledger, Richard Gere, Ben Whishaw, Marcus Carl Franklin, David Cross, Julianne Moore, Tyrone Benskin, Charlotte Gainsbourg, Bruce Greenwood, Michelle Williams da filmde rol alıyor. Filmin en değerli özelliği, Dylan’ın hayatını bölümler halinde, farklı karakterlerle sunması.

Müzikal Filmler

cansualtas | 01 February 2010 12:03

Sinema ve müzik sanatının harmanlanmasıyla sunulan müzikal filmler, bazen öykünün şarkılarla bütünleştirilmesiyle bazen de sanatçının biyografik yaşamını konu almasıyla karşımıza çıkıyor.
’90’lı yıllar müzik/ müzikal filmlerin kilit noktasıydı.

’90 öncesinde çekilen filmler özgüven, aşk, sevgi, cesaret, sadakat, masumiyet, gurur temalarını yoğun şekilde işlerken, ’90’ sonrasındaki yapımlar daha modern bir çizgide ilerliyor. Gerek çekim teknikleri gerekse karakterlerin iç dünyaları, içinde bulunduğumuz teknoloji çağının birer kopyası olarak her yıl beyazperdedeki yerini alıyor.

The Phantom Of The Opera: İlk sahneye koyuluşundan yıllar sonra tekrar beyazperdeye uyarlanan film Andrew Lloyd Webber’in en ünlü müzikal eserlerinden birisi.

Amadeus: Wolfgang Amadeus Mozart’ın yaşamını anlatan biyografik film 8 dalda Oscar Ödülü kazanan iddialı yapımlardan birisi.

Wizard Of Oz: En iyi aile filmi olarak seçilen yapım, bizleri büyülü bir dünyaya götürürken masalımsı bir şekilde hayatın güzelliklerini sıralıyor.

Rumba: Aşkın en saf halini anlatan yapım aynı zamanda rumba dansını ekrana taşıyor.

Copying Beethoven: Beethoven’ı ve 9. senfoni dönemini anlatan film müziğin aşkını iliklerimize kadar hissettiriyor.

The Wall: Pink Floyd’un müziklerinin eksik olmadığı film Pink karakterinin yargılama, hesaplaşma ve tükenişe doğru giden hayatını konu ediyor.

Cabaret: Dramatik müzikal tadındaki film hala tiyatroyla ve oyunlarla tekrarlanan yapımlardan birisi.

Flashdance: Genç bir kadının dansa olan tutkusunu konu alan yapım aynı zamanda feragat, imkansızlık, kendine güven öğelerini işliyor.

Singin’in The Rain: Sessiz sinemadan sesli sinemaya geçişi anlatan romantik film klasikler arasında yer almaktadır.

Dirty Dancing: Dans ve müzik ağırlıklı film, toplumsal sınıf ayrılılıkları ve ilk aşk üzerine dikkat çekiyor.

Evita: Arjantin’in First Lady’si Eva Peron’un yaşamını anlatan filmde Madonna başrol oynuyor.

DreamGirls: Hırslı bir menajeri ve üç kadından oluşan müzik grubunu konu ediniyor.

Julianne Moore

queennothing | 30 October 2009 12:23

3 Aralık 1960 tarihinde, Fayetteville, Kuzey Carolina, Amerika’da dünyaya gelen Juli Anne Moore, askeri mahkeme yargıcı olan Peter Moore Smith ve psikiyatrist Ann Love Smith’in kızıydı. Valerie ve Peter Moore adında iki kardeşe sahip olan Juli, Almanya’da Frankfurt American High School ve Boston Üniversitesi – Güzel Sanatlat Fakültesi’nde (oyunculuk) eğitimini tamamladı. Babasının işi yüzünden sürekli taşınmak zorunda kalan Moore ailesi, Juli‘nin 9 okul değiştirmesine sebep olduysa da kendisi, duruma ayak uydurmayı başarabilmişti.

İlk televizyon deneyimini 1984 senesinde “The Edge Of Night” (‘Carmen Engler‘ karakteriyle) adlı gerilim dizisine konuk oyuncu olarak kazanan Juli, 1986 senesinde “As the World Turns: 30th Anniversary” (‘Franny‘ karakteriyle) adlı yapımda ve bir sene sonra bir mini-dizi olan “I’ll Take Manhattan“da (‘India West‘ karakteriyle) rol aldı. Oyuncu olmayı seçen Juli, babasının adını kullanmaya başladı; Julianne Moore.
1986 senesinin 3 Mayıs’ında John Gould Rubin ile dünyaevine girdi. 1985 ile 1987 arasında “As The World Turns” (‘Franny Hughes Crawford‘ karakteriyle) adlı yapımın 4 bölümünde yer alan Julianne, 1988’de “sLaughterhouse II” (‘Julie‘ karakteriyle), 1989’da “Money, Power, Murder.” (‘Peggy Lynn Brady‘ karakteriyle) adlı TV yapımında yer aldı. 1990 senesinde “B.L. Stryker” adlı diziye konuk olan aktris, aynı sene “Tales From the Darkside: The Movie“de ‘Susan‘ karakterini canlandırdı.
1991 senesinde “The Last To Go” (‘Marcy‘ karakteriyle) ve “Cast A Deadly Spell” (‘Conie Stone‘ karakteriyle) adlı yapımda rol alan Julianne, 1992 senesinde “The Hand That Rocks The Cradle” (‘Marlene Craven‘ karakteriyle) ve “The Gun In Betty Lou’s Handbag” (‘Elinor‘ karakteriyle) adlı yapımda yer aldı.

Cate Blanchett

queennothing | 15 September 2009 17:21

Catherine Elise Blanchett, öğretmen olan June ve reklamcı olan Robert Bob’un, bilgisayar mühendisi oğulları Bob ve tiyatro dekor tasarımcısı kızları Genevieve ile birlikte üçüncü çocuklarıydı. 14 Mayıs 1969 tarihinde Melbourne, Victoria’nın bağlı olduğu Avustralya’da dünyaya gelen Cate Blanchett, anne tarafından Fransa kökenliydi. 1979 yılında Cate, henüz 10 yaşındayken babası, kalp krizine yenik düştü. Ivanhoe East Primary School ve sonrasında Melbourne’da bulunan Methodist Ladies College‘de okuyan Cate, sanata olan ilgisini Melbourne Üniversitesi‘nin ‘Sanat Tarihi’ bölümünde okuyarak pekiştirdi. 18 yaşındayken tatil ve doğal güzelliklerini görme amacıyla Mısır’a giden Cate, Mısırlı bir yönetmen tarafından film teklifi aldı. Teklifi kabul eden Cate, filmde ‘Mısırlı ve Amerikan iki boksörün maçında Amerikan boksörünün tarafını tutan genç kızı’ canlandıracaktı. Şartlar kendisine uymayınca seti terkeden Cate, tekrar Avustralya’ya döndü. Australia’s National Institue of Dramatic Arts okulunu bitiren Cate, artık oyuncu olmaya hazırdı ve ilk performansını Gary Sweet‘in başrolünde yer aldığı, 5 sezonu tamamlayan “Police Rescue” adlı dizinin 3. sezon, 5. bölümünde ‘Mrs. Haines‘ karakteriyle sergiledi. 1994 yılında 50’şer dakikalık 13 bölümden oluşan “Heartland” adlı mini dizide ‘Elizabeth Ashton‘ karakterini canlandırdı. Aynı yıl, diziden sonra beyazperdeye aktarılan “Police Rescue” adlı yapımda ‘Vivian‘ karakterini canlandırdı. Yıl bitmeden, 8 sezonu tamamlayan “G.P.” adlı TV dizisinin 6. sezon, 27 bölümüne ‘Janie Morris‘ karakteriyle konuk oldu. 1995 senesinde, Ken Cameron ve Ian Gilmour‘un yönetmenliğini yaptığı 50’şer dakikalık 10 bölümden oluşan “Bordertown” adlı mini dizide ‘Bianca‘ karakterini canlandırdı.
1996 yılında Cate, Kathryn Millard‘ın yazıp, yönettiği “Parklands” adlı 50 dakikalık drama filminde ‘Rosie‘ karakterini canlandırdı. Aradan bir yıl geçtikten sonra, Avustralyalı yönetmen Bruce Beresford‘un yönetmenliğini yaptığı “Paradise Road” adlı yapımda ‘Susan Macarthy‘ karakterini canlandırdı. Filmde, Glenn Close başrolde yer alıyordu. Aynı yıl, Cherie Nowlan‘ın yönetmenliğini yaptığı “Thank God He Met Lizzie” adlı romantik / komedi yapımında ‘Lizzie‘ karakterini canlandırdı. Ardından, Gillian Armstrong‘un yönettiği ve ‘En İyi Kostüm Tasarım’ dalında Oscar adayı olan “Oscar and Lucinda” adlı yapımda ‘Lucinda Leplastrier‘ karakterini canlandırdı. Filmde Tom Wilkinson ve Ralph Fiennes de rol alıyordu.
Cate, 29 Aralık 1997 tarihinde Avustralyalı senarist / yönetmen Andrew Upton ile dünya evine girdi.

Yıl 1998 olduğunda Cate, sinema kariyerindeki ilk ‘en önemli performansı’nı sergileyecekti. Bu yapım, İngiltere’nin hükümdarı olan Kraliçe Elizabeth‘in hayatını anlatan biyografik drama “Elizabeth” idi. Shekhar Kapur‘un yönettiği, Michael Hirst‘in senaryosunu yazdığı film, ‘En İyi Makyaj’ dalında Oscar kazanırken, Cate’e ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar adaylığı getirdi. Bunun dışında beş farklı dala da aday olan filmde Geoffrey Rush, Joseph Fiennes, Vincent Cassel, Christopher Eccleston da yer alıyordu. 1999 yılında, kocası Upton’un “Bangers” adlı kısa filminde yer alan Cate, Oscar Wilde‘ın oyunundan beyazperdeye aktarılan “An Ideal Husband” adlı yapımda Julianne Moore, Minnie Driver, Rupert Everett gibi isimlerle rol aldı. Cate, filmde ‘Gertrude Chiltern‘ karakterini canlandırdı. Aynı yıl, Mike Newell‘in “Pushing Tin” adlı komedi filminde Angelina Jolie, Billy Bob Thornton, John Cusack gibi isimlerle rol alan Cate, ‘Connie Falzone‘ karakterini canlandırdı. Yıl bitmeden Matt Damon, Gwyneth Paltrow, Jude Law, Philip Seymour Hoffman‘ın rol aldığı “The Talented Mr. Ripley” adlı yapımda ‘Meredith Logue‘ karakterini canlandırdı. Film, 5 dalda Oscar adayı oldu.

Heath Ledger’ın kariyerine bir bakış

gorcun | 01 July 2009 09:49

Heath Ledger
Heath Ledger

Amerikan Vanity Fair dergisi kapak konusu yaptığı Heath Ledger’la ilgili sitesinde ilginç bir soruyu da ortaya atmış. Sinepil’de de bu soruyu sorarak fikirlerinizi paylaşmak istedim. Bildiğimiz gibi geçen sene son filmi The Dark Knight’taki (Kara Şövalye) Joker rolünü oynadıktan sonra hayatını kaybeden Heath Ledger’in bu son performansı dünya genelinde çok sevilmişti. Her ne kadar Joker saf anarşist karakter olarak çok beğeni topladıysa da diğer filmlerine baktığımızda da genelde aykırı rollerde oynadığını görebiliriz. Peki sizce de genç yaşına rağmen rol aldığı onca filmin arasında en iyi performansı Joker mi yoksa daha gerilerde kalmış ama hak ettiği değeri görmeyen bir rolü var mı? Buna karar verebilmek için Heath Ledger’in kariyerindeki rolleri hatırlayalım.

Heath Ledger
Heath Ledger