bildirgec.org

huzur hakkında tüm yazılar

Porno Huzur

AOLradiohead | 05 October 2008 10:31

Huzur, ve rehabilitasyona aç ruhlarımız.
Hataların çizgileri derinleştikçe
Dibimiz görünür oldu.
Bizim dibimiz dünden belliydi.
Yine kaygılarımı sattım dumana bezenmiş kahpenin birine.
Ter,çığlık ,tırnak, mor, kan, bakire meryem
Fahişe geoid
Kökü bende tenimin
İzlerim seksi, izlerim seni…heveslerime yaktığım,
yattığım umutlara bastığım sigaramla.
Aşkın da porno, adaletin de…
? açlığındandır kanımızı kırmızı seçmen.
Beğensin diye toprak, doysun diye damarımdan kadeh kadeh
İbnelik değil mi, uyuşmadan ölmem, uyuşmadan gömmem kendimi
Kevaşe kucağına.
Uyuşmadan zevkten karışmam kirine!

Vivaldi’ nin bilmediği…

makaleci | 02 September 2008 15:14

Bir mevsim diğer bir mevsime dönerken hiç mi haberi olmaz insanın?

İlkbaharın o eşsiz kıpırtısı; renklerin her tonunun cömertçe dört bir tarafa serilişi ve kuşların bu görüntüye alkış tutan enerjik şakımaları…Hiç biri görülmez, duyulmaz mı olmuştur?

Ya da hiç mi güneşin giderek yaktığını, kavurduğunu bilemez…O kavuran ama bir taraftan da gülümseyen güneşin doğadaki her canlının nasıl içine işlediğini, o canlılara nasıl hayat verdiğini fark edememiştir?

Sonbaharın eşsiz sarı tonları kucak açtığında, istemsiz bastığı yaprağın hışırtısını da işitmemiştir? O havalarda içilmeyi daha çok hak eden mis gibi bir kahve de mi eşlik etmemiştir üzerinde ince bir battaniye ile cama bakarken? Ya da o camdan zaten hiç mi bakılmamış mıydı…?

Alışveriş çılgını olmayalım…

kalamara | 20 August 2008 14:02

Aslında alışveriş sakinleştirici ve huzur verici bir eylem günümüzde. Çoğumuz sıkıldığımızda veya çok stresli bir durum yaşadıktan sonra alışveriş yapmaya gidiyoruz.Kimimiz için de para ağırlık yapıyor…

Mutluluğu başka yerlerde aramak lazım ama alışverişinsanda kısa süreli de olsa tatmin duygusu sağlamaktadır.
Gerçek alışveriş ihtiyaçları karşılamak amacıyla yapılan bir satınalma olayıdır.Ama toplumumuzda alışveriş yaparken insanlar adeta israf etmek için yarış halindeler. Bu durumu yaşayan insanlar gerçekte ihtiyacı olmayan ürünleri satın aldıklarında bütçeleri delinmekte ve ileriki yaşamlarında psikolojik sıkıntılar yaşayabilmektedirler.
Düşünün bir kere bir memur 1100 ytl maaş alıp 2500 ytl kredi kartı ödeyebilir mi? Asgarisini öder ve borç çığ gibi büyür, büyür, büyür…
Ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız. Şimdi şunu diyeceksiniz:”Maaşlar çok düşük olduğundan insanlar bu durumda” . Tamam aslında bunun payı var tabiki ama 1100 ytl maaş alan kişi kira,yakıt, sağlık gideri vb. giderleri az çok hesap edebilmeli.Sadece kredi kartı 2500 ytl olursa vay haline o kişinin…
Ben size kendi tasarruf yöntemimi anlatmak istiyorum:
Her aldığım ürünün ( gıda,kırtasiye,elektronik eşya, gazete vb. ) fiyatını ve tarihini ajandama not alıyorum.Mesela o ay elime 2000 ytl para mı geçecek hemen 2000 ytl’yi yaptığım harcamalardan çıkarıyorum. Ne kaldı 1150 ytl . O günden sonra diğer ayın 15’ine kadar 1150 ytl limitim kalmış demektir.İnanın çok tasarruf ettim ben bu olaydan sonra.Bunu 2008 Nisan ayında yapmaya başladım. O aya kadar her ay mutlaka ek hesaptan 200-500 ytl çekmek zorunda kalıyorduk.
Ama şu an çok şükür öyle bir derdimiz kalmadı.
Denemenizi tavsiye ederim.Amacım ulaşabildiğim güzel insanlara bu projeyi anlatmak ve aramızdaki alışveriş çılgını arkadaşları bu borç batağından kurtarmak. Dilimiz sürçtü ise affola…
Borçsuz ve huzur dolu günler sizinle olsun .Hayatı ertelemeyin ama hiçbir zaman..

Alaçatı Marina Kent Projesi

Chat Noir 1 | 01 July 2008 21:52

Daha önce sörf sporu ve sörfçülerle adını duyuran Alaçatı’da denizle iç içe yeni bir dünya kuruluyor. Konsept ünlü Fransız mimar François Spoerry’nin imzasını taşıyor.500’ün üzerinde deniz manzaralı lüx villayı kapsayan proje süresince çevreye de büyük özen gösterilmiş. Tek bir ağacı kurtarabilmek için mimarlar günlerce projeleri üzerinde tekrar tekrar çalışarak değişiklikler yapmışlar.Genellikle bu tip projelerde deniz doldurulur.Ama bu projede karada kanallar açılarak sahil genişletilmiş.Villanızın size özel bahçesinin yanında özel sahili bulunuyor ki yatınızı demirleyebilesiniz.Bu muhteşem projenin içinde marina ,bir otel,sağlık,golf, spa ve turistik tesislerde yer alıyor.Dünyada az sayıda örneği bulunan alaçatı port projesi Türkiye’de küçük bir Venedik yaratacak.Bu proje sadece çeşme yada İzmir için değil Türkiye içinde çok önemli ve başarılı bir yatırım. Kim böyle bir yerde ev sahibi olmak istemez ki?Şu manzaraya bir bakın.Umarım bir gün alaçatı portta bir ev sahibi olma hayalim gerçeğe dönüşür.Emeği geçen tüm mimar, mühendis,iktisatçı ve işletmecileri böyle başarılı bir projeye imza atmalarından dolayı tebrik ediyorum.

Evinizde çimlere basmanın keyfini yaşayın!

Chat Noir 1 | 01 July 2008 10:22

Başlığa bakınca sakın salona toprak attırıp çim ektiğimi falan sanmayın.Gerçi yeşili biraz fazla seviyorum birgün onu da yapabilirim ama yok yok böyle değil.Durun anlatayım:Biliyorsunuz şu keneler yüzünden yeşil alanlarda pikniğe gitmeye bile çekinir olduk.Oysa pek çoğunuz gibi bende yeşili,doğayı,ağaçları çok seviyorum.Çimenler üzerinde çıplak ayakla dolaşmanın ne kadar sakinleştirici ve huzur verici olduğunu da ya bizzat yaşayarak deneyimlemişsinizdir yada duymuşsunuzdur. Çimenlere basmak için hayatınızı tehlikeye atmaya yada dışarıya çıkmaya gerek yok bence. Ben ona kısa süreli de olsa şöyle bir çözüm buldum.Bir milyoncudan 3ytlye orta boy bir leğen ve 1.50 ytl’ye iki paket toprak vede 2.25 ytl’ye standart muhabbet kuşu yemi satın alıyorsunuz.Eve gelip leğeninize toprağı koyarak kuş yemlerinizi ekip suluyorsunuz.Neredeyse 3 gün içinde yeşermeye başlıyorlar.Çok büyürlerse boylarını kesip kısaltabilirsiniz.Böylece apartman dairenizde oturarak hiç dışarıya çıkmadan bilgisayarınızı kullanırken,yemek yerken ya da kitabınızı okurken çimlere basmanın keyfini ve rahatlığını yaşıyorsunuz.Sizede tavsiye ederim.Sakinleştirdiğini söyleyebilirim.

Kuraldışı

Chat Noir 1 | 23 June 2008 20:05

Nil gün’ü belki çoğunuz tanıyorsunuzdur.Hani şu son derece güler yüzlü hayata pozitif bakan üzerinden ışık ve mutluluk akan kadın.Bir ara televizyonda bir programı da yayınlanıyordu.Bireysel gelişim ile ilgili hayatta mutlu ve başarılı olmakla ilgili çekim yasası,nlp vb kitapları var.Aynı zamanda sınav stresini yenmek,rahatlamak,zayıflamak,çakralar vb.konularda hipnomeditasyon ve motivasyon cd’leri var.İşte kuraşldışı.com’da kendisine ait yayınlara ve pek çok ilginç yazıya ulaşabileceğiniz bir site.Ben zaman zaman okuyorum.Bazen nil gün’ün cd’lerini dinliyorum.İnsanı sakinleştirdiğini söyleyebilirim. Herkesin sınav stresi,hayat mücadelesi,geçim derdi vb pek çok stres altında olduğu şu günlerde belki bir faydası olur diye düşündüğümden sizlerle paylaşmak istedim.

Türkiye huzurda malesef 115’inci sırada

cavo | 23 May 2008 12:29

İzlanda
İzlanda

İngiliz ekonomi dergisi ‘The Economist’ tarafından hazırlanan ‘Küresel huzur endeksi’ olarak dünyanın en huzurlu ülkesinin İzlanda olduğu belirlendi. Geçen yıl 92’inci olan ülkemiz bu yıl 140 ülke arasında 115’inci sırada yer aldı. Irak en huzursuz ülke seçilirken(Neden acaba!!!), bu sıralama ülkelerin diğer ülkelerle ve kendi içinde oluşturduğu barış ortamı, suç oranı, terörizm riski gibi 24 kritere göre belirlendi.

İşte listeden bazı sıralamalar:

Yarışta…

kopanisti | 01 May 2008 11:15

Motora tam yol verip tekneyi hızlandırıyoruz ve stop ediyoruz. Hızlanan teknenin, pervanesinin dönmesi durunca katlanacak ve yelken seyri yaparken hızımızı kesmeyecek.

Ana yelkeni basıyoruz, rüzgar iyice hafifledi, start hattından uzaklaşmamız iyi bir start için gerekli bu havada. İyi bir start eğer büyük hatalar yapılmaz ise yarışı kazandıran en önemli andır.

işaret bayrakları
işaret bayrakları

10:25 korna ile sınıf bayrakları toka ediliyor, diğer tekneler ile pozisyonumuzu kontrol ediyoruz, hata yaparak ceza dönüşü almak bu hafif havada fazlaca zaman kaybettirir. 10:29 bir korna ile hazırlık bayrağı arya ediliyor starta 1 dakka var, direk dibi elemanı balon mandarıelinde hazır, vinççiler hazır, dümenci çok dikkatli start hattına doğru ilerliyoruz, hemen balon bas komutu geliyor, balon basılıyor, rüzgâr doldurmaya başlıyor, start hattına yaklaşık 20-30 metre kaldı, diğer tekneler ile çapariz durumumuz yok önümüz açık. 10:30 korna ile sınıf bayrakları arya ediliyor, start hattından 20-30 saniye kadar geç geçiyoruz. Balonumun dolu, rüzgâr 120 dereceden esiyor. Bizde önce 3 tekne hattı geçerek start aldı, arkamızda 3 tekne bıraktık, önümüzdeki tekneler hızlı ve donanımlı yarış tekneleri,
pozisyonumuz gayet normal.
Açıklarda denizde bir koyuluk seçiliyor, bu orada rüzgâr olduğunun ve sağnakların işareti. O bölgeye girip ordaki rüzgârı kullanmak istiyoruz. Önümüzdeki tekneler de oraya yöneliyorlar. Arkadaki tekneler ile fark açılıyor, öndeki tekneler bizimle arayı açıyorlar. Karaburun iskelesi arakamızda bıraıyoruz.

Denizde…

kopanisti | 29 April 2008 11:09

Sabah Dalyanköy’deyiz. Teknede buluşuyoruz. Hava serince ve bulutlu, deniz dalgalı ve rüzgarlı. Hazırlıklar tamam, eşyalar yerleşti, yelkenler hazır. Sıcak gevrekler, tulum peyniri, sıcak çay ile güzel bir İzmir kahvaltısı yapıyoruz. Yola çıkma vakti, toparlanıyoruz. Limadan ayrılıyoruz. Hava sert 1 camadan ile anayelken basıldı, sert hava cenoası açıldı, bu şekilde dalgalardan dolayı yalpalamadan motor-yelken ikilisi ile rahat bir yolculuk yapabiliriz. İstikamet Karaburun, mesafe 32 deniz mili ancak tramolalar ile gideceğimizden bu mesafe 40 mile kadar uzayabilir.

Ildır Körfezindeyiz adaların arasından Ege’ye açılacağız. Adaların kuytularında çipura ve levrek üretim havuzları daha açıklarında orkinos çiflikleri. Eşek Adası önünden geçiyoruz. Ada’da eşekler yaşadığından bu isim verilmiş. Belediye onlara yiyecek ve su getiriyor, eşekler hayatlarından memnun, adanın tek ve büyük bir kumsallı koyu var. Yazın tur tekneleri cıstak cıstak müzik eşliğinde bu kumsalda yüzme molası verir. Tur fiyatına yemek dahil, ızgara köfte makarna ve salata, içecekler ekstra. Bikinili kızlar güvertede göbek atar ve terleyince cup denize atlarlar. Eşekler insanlara alışkın sahile kadar inerler.