bildirgec.org

hüzün hakkında tüm yazılar

Özlüyorum ve özleniyorum…

libade | 04 October 2008 11:00

Yıllarca peşinden koştuğum, arayıpta bulmaya çalıştığım mutluluk şimdi yanımda. Artık özlüyorum ve biliyorumki özleniyorumda…
Böylemi oluyormuş acaba insan!
Hiçbirşeye aldırış etmeden, korkusuzca yaşıyormuşsun herbirşeyi. Issız bir sokakta yürürken, nereye gittiğinin önemsizliği, sebep ve sonuçları belirsiz, anlamsız, adlandırılamayan kalp atışları, ellerinde hissettiğin sıcaklık, duyduğun güven ve mutluluk hissi çok kısa bir anda yaşanılanlar…
En büyük hayaller, o dakikaları durdurmaktır çoğu zaman. Hiç bitmemesi istenilen geceler, gelmesi istenilmeyen ayrılık saatleri, hüzün yolları, elvadalar ve güle güleler. Yanında kalsa, hiç ayrılık yaşanmasa sanki; yinede özlenilecekmiş gibi. Yanındayken yüreğini saran ateş onun gidişiyle daha bir alevleniyor. Gün sayıyorsun, bazende saatleri, bir araya gelebilmek için. Sonrada unutuyorsun zaman kavramını sevdiğinden ayrılmamak için…
İşte yüreğimden taşanlar bunlar…
Senin için hissedilen ve muhtemelen hissettiklerin. Bazen kalemin ve kelimelerin yetersiz kaldığı, işlev yapamadıkları dakikalar hariç, bu yaşanılanlar bile içimde kopan fırtınalara göre bir hiç…

Hakkaride Askerken Yazdığım Şiirler 4

adoxxoda | 30 September 2008 15:41

Ayrılık keskin bır bışak gibi ayırdı
“BİZ” kavramını kaldırdı ortadan
Artık “SEN” ve “BEN” varız
Eski bir sevdanın parçaları
Tek o muydu parçalanan
Bilmiyorsun değil mi gerçekleri
Yüreğimi binlerce parçalara ayırdın
Dağıttın en uzak diyarlara
Sırf seni yeniden sevmeyeyim diye

Hakkaride Askerken Yazdığım Şiirler 3

adoxxoda | 30 September 2008 15:39

Yüreğim bir toprak gibi sanki
Sen ayrılık tohumları serpiştirdin
İçime deli fırtınalar
Gözlerime kara bulutlar yerleştirdin
Şimdi yüreğimde koca bir orman
Gözlerimde yağan yağmurlar var
Ben zaten sırılsıklamdım aşkından
Beni ağlatmanın ne gereği var

yokluğunu bırakta git

furkan iren | 30 September 2008 11:10

giderken bakışlarındaydı
geri döneceğim diyen
gözyaşları vardı gözlerinde..
anlamsız bir film izlersin ya
öyleydi yaşanmışlıkların anımsaması benliğimde.
gidişinden sonrası yaşamak
bir köşede unutulmuş çocukluğumdan miras
kırık oyuncaklarım kadar anlamlı artık .

Hakkaride Askerken Yazdığım Şiirler 2

adoxxoda | 27 September 2008 11:00

Saçak altından geçme yazıyordu duvarlardaYalnızlık kokuyordu boş sokaklarDağlar arasındaydı bedenimBedenimin arasındada bir sevdaGeceleri ayaz vuruyordu özlemli yüreklereGözler nemleniyordu karanlıklardaYa sigara dumanıydı sebebiYa da bir toz parçasıKimse özledim diyemiyorduYalnızım diyemiyorduBir bahaneyle dökülüyordu gözden yaşSüzülüp yanaklardan yereHangi damlası boş yereydi kiHepsinde bir anı bir acı vardıYakıyordu toprağı göz yaşları ıslatıyorduKaçmalımıydı acaba bu şehirdenYoksa kalıp devam edilmelimiydiGeldiğimde kar vardı şehrin üstündeBeyaz bir yalana bürünmüştü şehirSonra yapmurlar yapdıBenle beraber ıslattı bu şehriSonra güneş doğdu doğudanDoğunun güneydoğusundaydımBu güneş benim değildiBenim için yükselmiyordu gökyüzüneSevinemiyordum güneşi görebildiğimeÜzülüyorda değildim bunaTarifsiz bir duygu duygusuz bir şehirBenim isyanım şehreydiDoğan güneşe değilZor olan düşünmeye çalışmaktıBeklenen günün uzaklığı veyaSevdiklerimden uzak oluşumAcıtıyordu canımı sızlıyordu yüreğimBildiğim halde bir gün biteceğiniSanki çok uzaktaymış gibi zor geliyorduTek ben değildim böyle düşünenHerkesin gözü dalıyordu uzaklaraSoruyordum bir şeymi var diyeSessizlik cevaplıyor beniSadece sessizlikVe herkes kendi sessizliğinde bitiriyor günlerini

Ramazan Sofralarının Bereketi

usttire | 02 September 2008 10:55

İftar vaktine yaklaştıkça evde bir koşuşturma başlar, top patlamadan sonra hazır olmalıdır.Misafirin bol olduğu sofralardır. Bazen soğuk çorba içmen gerekse bile müthiş bir lezzeti vardır.Hurma ile açmayı tercih ederim, gün boyu hayal ettiğim tatlılar ise sanki hayal ederken yemişim gibi gözüme farklı görünür.Annem hep “karnın açken alışveriş yapma” derdi. Sebebi mucizesi bu olsa gerek. Annem bu işlerden çok iyi anlardı bana da anlatırdı ama ne kadarını tam hazmettiğimi zaman gösterecek. Şimdi annemden çok uzakta tek başına buruk bir sofrada zeytinle açılacak olan bir Ramazan’dayım.Aile her şeymiş, hayatın lezzeti hurma ile açılan oruçta değil de o sofrayı paylaştığın insanlarla berabermiş. Ne geri gelir o günler ne de ben gidebilirim. Hayatın elimden aldığı bir güzelliği daha yitirmeniz üzüntüsü içindeyim.
Sahur için annemin hazırladığı hamur işlerinin kokusu burnumda tütüyor da iştahım kesiliyor, bazen kalkıp bir bardak su içip yatıyorum. Annemi ve o güzel eski Ramazan günlerini anmak ruhumu doyuruyor.

sinemaskop

morfik | 25 August 2008 11:00

ve yağmur şiddetini azaltmadan yağıyor.
ey ben sel olmuş nereye gidiyor ?

felsefelerim akıntıya kapılmış sürüklenmekte
imkansızlıklar boğuluyor, duygular sürüncemede..

ellerim bir başka şehirde
yüreğim hüzün-mutluluk karışımı bir yerde,
gözlerimi göremez oldum
aynadaki aksim maviliğinin içinde..

dayanmaksa, dublörlü yaşamak
dayanmaksa, hiç bir tadı duyumsamamak
dayanıyorum.

ara sıra dışarı çıkıyorum
film izliyor, kitap okuyorum…
falan da falan
sanki hayat olağan !

bomboş bakışlar
nerede, ne bulacaklar ?

Der gibi…

ODEON | 22 August 2008 17:52

Bu şehir bana dar geliyor,
Hangi sokağına girsem
Çıkmaz sokak.
Hangi kaldırım da gezsem
Ayağıma taş batar
Gözlerim dolar
Unuttu seni
Sen de unut desem
Ben unuturum belki
Ama bu şehir
Unutmuyor seni
Unutturmuyor bana

Anız Başlarında Ata Binecektik Hani?

ODEON | 17 August 2008 21:30

Öyle çok şeyimi kaybettim ki hayatta şimdi de seni kaybetmek istemiyorum. Kaybetmemek için uğraştım ama beceremedim. Ben beceriksizin biriyim demiştim ama sana sen inanmamıştın. Bak gördün mü nasıl da sözümün eri çıktım. Ben anlamıyorum bu işlerden ve hiçbir zaman da anlayamayacağım sanırım.
Ama kışlık hazırlık yapmaktan iyi anlarım. Mesela kırmızıbiberi alır haşlarım içine de sarımsak koyarım. Kavanoza da zeytinyağı doldururum. Kışın seninle birlikte bunu yemeyi hayal ederim. Hayali bile doyururdu beni ama seninle aç kalmayı sensiz hayalinle doymaya tercih ederdim. Bir şarkı geldi aklıma “hani verdiğin sözler, hani ellerin nerde, hani huzur bulduğum.” diye devam ediyor işte.
Kırmızıbiber de istemem, kış gelsin de istemem. Sen yokken ne gelirse gelsin ya da ne gelmezse gelmesin ne fark eder ki.
Huzurumdun sen benim. Bilmem hiç bunu hissettin mi? Hissetmemişsen suçlu benim. Kahve de içmem artık. Hele şiir hiç okumam. Müzik de dinlemem artık. Seni hatırlatan ne varsa çıkarırım hayatımdan ama bir seni çıkaramam bunu öğrendiğin gün gel bana. Hiç soru sormam.

BİR KADIN….

eylulbahar | 13 August 2008 14:06

Bir kadının dalgın bakışıydı hüzün, kirpiklerinden damlayan inci taneleriydi belkide.
Yaralı kanatlarını sarmak isteyen, her seferinde yeniden kıran değilmiydi hayat…
ve sevda kanatırdı her geldiğinde kırık kalbini, zincire mi vurmalıydı yorgun yüreğini…
Bütün heybetiyle çökünce üzerine yalnızlık, gecenin en koyusunda dibe vurdu yine düşleri,
bir sigara yaktı, uzaktaki sokak lambasına odaklandı gözleri.
Gecenin siyahına karışan göz yaşıları damlarken teninden,
işte vakit geldi, göz kamaştıran ışığın içinden uzandı sevdiğinin elleri.