DERİN KARANLIK adlı uzay gemisi kısa mesafe uzay uçuşları için tasarlanmış bir gemiydi. Kendi sınıfının orta seviyesi sayılabilirdi. Güneş sisteminin içerisinde rahatlıkla seyahat edebiliyordu. Daha uzun mesafe yolculukları ise, daha gelişmiş ve mürettebatını uzun yıllar boyunca dışarıdan yardım almadan, kendi kendine yetebilen gemiler tarafından yapılıyordu. Bu eğitim yolculuğu DERİN KARANLIK’ın ilk eğitim uçuşu değildi. Daha önce de öğrenciler bu gemi ve eğitmenleri tarafından, uzay uçuşları için hazırlanmıştı.Oktay, çekimser adımlarla uzay gemisine girmişti. Yanında Doktor Işık vardı. Doktor Işık, ona gemiye binmeden önce sakinleşmesi için bir ilaç vermişti. Ama bu bile Oktay’ın korkusunu bastırmasına az gelmişti. Kaptan köşkünde birlikte duruyorlardı. Burada durmayı Oktay istemişti. Korkusunu bir şekilde yenmesi gerektiğini biliyordu.
– Beş saattir bu geminin içindeyiz. Gezmediğimiz hiç bir noktası kalmadı. Yarım saat içersinde ise hareket edeceğiz. Kendini nasıl hissediyorsun?Oktay, Doktor hanıma baktı. Zaten beyaz olan teni hepten bembeyaz olmuştu. Tüm vücudundan kan çekilmiş gibiydi. Kalbinin atış ritmini rahatlıkla duyabiliyordu.
– Kalbim kulaklarımdan fırlayacakmış gibi atıyor.Doktor Işık, Oktay’a gülümsemişti.
-Korkma. Bunu başarabilirsin.
– Ağzım kuruyor. Bu normal mi?